Nazlı Orta

SÖZLÜ TESİR

Nazlı Orta

 

"Karşılıklı bir konuşmada içerik, söylenen asıl kelimelerden, tartışılan somut konulardan oluşur; oysa süreç, içeriğin nasıl ifade edildiği ve bu ifade tarzının konuşmaya katılan bireylerin ilişkisi hakkında neler ortaya koyduğudur." der  bir psikoterapist günlüğünde.(Irvin D. Yalom)

 

Bu madalyonun görünen ve görünmeyen yüzüne benziyor. Bir yüzüne bakıp tamamen hüküm vermenin bize sunduğu somutluktaki yanılgılarımızı birer birer vuruyor yüzümüze. En somut gerçekliğin içindeki sonsuz, soyut olasılıkları barındırıyor. Bir de bu duruma içerik ve süreç durumu dahil olunca, yapabileceğimiz en iyi şey olanı da olmayanı da hayra yormak oluyor. Fakat ben işin içindeki niyet kadar söyleme şeklininde önemli olduğunu vurguluyorum ki, bu tam olarak -sürece- dahil oluyor. Neymiş süreç dersek, üslup cevabı doğru kapıya tokmağı vurmak olur kanaatimce.

 

Birden fazla aşaması olan insani ilişkilerdeki bu içerik, süreç ve madalyonun iki yüzü durumunu anlamak ve de anlaşılmak adına şöyle betimleyelim mi? Kelimeler müthiş bir güç içeren görünmez silah, insanları büyüleyebilme kabiliyetimizdir. Doğru kullanılmadığında kendimize ateş etmiş olabiliriz yada tam tersi bir kaotikliği iki kelamla halledebiliriz. Bu gücün farkındaysak tabii. Bir olayı olduğumuz yerden halledebilmek, ötesine geçerek yüreklere etki edebilmek vurucu ve anlam yüklü cümlelerle mümkündür ki iyi hatiplerin yaptığı da budur. (Bir farkla iyi hatipler, sadece topluluğu etkileyebilmenin derdinde olup süreçteki ilişkiyi tek yönlü menfaate çekebiliyorlar.) Derdimiz iyi bir hatip olup, sözcüklerle sihirler yapmak değil tabiki. Bu gücü farkedip daha derine de inebilirsek diyorum, işte o zaman kendi içimizde yeni bir dünya yaratmış oluruz ki, o noktada konuşmamız insan olma amacımıza fazlasıyla hizmet etmiş olur.

 

Duygu yüklü durumlarda ise kelimenin en doğrusunu seçebilmek, en doğru haliyle olduğumuz ortama onları inci misali saçabilmek, doğru savaş aleti seçebilmeye benzer. Burası tam olarak ilişkilerimizdeki, diyaloglarımızdaki içeriktir. Sözcüklerimizi söyleme şeklimiz, harflere yüklediğimiz anlam, ses tonumuz ve konuşmaya ayırdığımız zaman ise savaşırken ki stratejimiz gibidir, bu da giriş pasajımızdaki sürece tekabül eder. Madalyonun bir yüzüne bakarken, görünenin ötesini görerek düşünebilmek, anlayabilmek ve ona göre adım atmak ise size savaşı kazandıracak olan, deha olabilme yetisi sunar ki bu da son darbe, ilişkilerdeki empatinin kuvveti ve diğergamlığımızın üst düzey olmasına işarettir.

 

Savaşa vurgu yaparak anlattığım şey işin özünün somutlaştırılarak verilmesi arzusu olsa da, derinliğindeki soyut zenginliği ve de barışı farkedip buna binaen en güzelinden sözcüklerle bu gücü farketmemiz ve içeriği, süreci, görünmeyeni görebilmeyi kendimize düstur edinmemiz dileğiyle. Dürüstlüğün, empati yetisinin, güzel kelimelerin ve salt sevginin iyileştirici gücüyle dolu bir hafta olsun.

 

Yazarın Diğer Yazıları