Nazlı Orta

FARKINDALIĞINI FARKET

Nazlı Orta

 

Farkında olmak anda kalmak olarak bilinir. Geçmiş ve gelecek ilizyonuna takılı kalmadan var olan anda; kendimizi, iç dünyamızı ve zihinsel yapımızı, durugörüyle (kalpgözüyle) yargısız görebilmektir. Yoğun tempoyla yaşadığımız bu yüzyılda çok azımız bu farkındalıkla ilerleyebiliyoruz. Çalışmadığımız süreçlerde de başka hayatları gözlemlemekten, asıl bizde olanı ne gözlemleyebiliyor ne de görebiliyoruz. Yüzümüzde olan ufacık bir değişikliği görebilirken, her geçen gün değişen, yenilenen bilişsel evrilişimizi, ruhsal dünyamızı pek çözümleyemiyoruz. Hal böyle olunca da, yaşadığımız duygusal sorunlarımızı ve de öfke nöbetlerimizi analiz etme noktasında malesef çok yol alamıyoruz. Oysa dünyayla olan bağımızı, dünyaya, geçmiş anılara, gelecek kaygılarımıza yüklediğimiz anlamları, bir anlığına bir rafa kaldırabilsek, gözlerimizi kapatıp içimize odaklanabilsek, iyi ya da kötü ayrımı yapmadan bizde var olanları farkedebilsek ve hepsini olduğu gibi kabul edebilip, onların ne zamandır bizim tarafımızdan farkedilmeyi beklediklerini görebilsek, işte tam o an, o anda farkındalığımızı farketmiş olacağız. Neden hep aynı şeyleri yaşıyorum döngüsünü kırıp, Carpe diem'in yeni nesildeki herşeyi boşvermişlik yada ' anı yaşayalım ya' daki cozutmuşluktan daha öte bir özdeyiş olduğunu deneyimlemiş olacağız. Eskilerin sıkça söylediği bir deyim vardır: 'Edebi edepsizden öğrenmek' Peki neden böyle olur, düşündünüz mü hiç? Çünkü kendi yaptıklarımızın farkında değilizdir çoğu zaman. Ama başka biri yaptığında onu görür, yorumlar ve bende de böyle mi oluyor diyip, ancak o an kendimize tanık olup değişimi başlatabiliyoruz. Buna gerek kalmadan, yoğun bir duygu haline girdiğimizde (örn; öfkelenmek, kırılmak, kızmak, sevmek…) gözlerimizi kapatsak, içimizde olan bitene odaklansak ne edepsize ihtiyacımız kalır ne de edep diye sınıflandırdığımız olaylara. Yaşadıklarımıza nasıl anlamlar yüklediğimizi farkettiğimiz an, hayatımızın iplerinin elimizde olduğunu anladığımız andır. Ve bazen bizim olmayan duygu ve durumları bile nasıl bize aitmiş gibi üstümüze giydiğimizi görebilmek kendimize en güzel tanık olma halidir. Bu tanıklık içsel yolculuğumuzda devrimi başlatan, herşey zıddını içinde barındırırı kabule giderek pozitife meyli nasıl çoğaltabilirize cevap olan olaylar silsilesini hayatımızda çoğaltır. Bizde olan tüm kusurların bile kusursuzluğunu görebilmek bu neden oldu acabaya farklı bir çerçeveden bakabilmek (ki bu farkındalık penceresi oluyor) ve de olanda hayır vardır temennisini şükürle içimizde barındırabilmek dileğiyle. Yaşamımızda var olan tüm mucizeleri görebilecek, gördüklerimizi de farkedebilecek bir hayata tebessümle başladığımız bir hafta olması temennisiyle, farkındalıkla kalın.

Yazarın Diğer Yazıları