Bahaddin Yeşilkaya

Tüm Zamanların Fedakârlık Seçimi…

Bahaddin Yeşilkaya

Fedakârlık diyorum, Çünkü fedakârlık demek, büyük “DAVA” adamı demek, büyük özveri demektir. Çünkü fedakârlık demek, önce memleket demek, önce vatan demektir. Çünkü fedakârlık demek, önce millet demek, önce milletin bekası demektir. Çünkü fedakârlık demek, büyük derdi olan, milletiyle hemhal olmak demektir. Çünkü fedakârlık demek, mazluma, mağdura, sahip çıkmak demektir. Çünkü fedakârlık demek, kimsesizlerin kimi, garip - gurebanın yanında olmak demektir. Çünkü fedakârlık demek, hasbi olmak vardır, küçük hesaplara hiç yer yoktur demektir. Çünkü fedakârlık demek, gönül coğrafyamıza, mazlum milletlerin yanında - yöresinde olmak demektir. Çünkü fedakârlık demek, “DAVA” demek, yükü - sorumluluğu ağır olan insan demektir. Çünkü bu bir “DAVA” hareketidir, öyle küçük hesaplara kurban edilmeyecek kadar büyüktür, uludur, kutludur. Çünkü yükü Kafdağı kadar ağırdır. Yani özü fedakârlık demek, yardan- serden topyekûn vaz geçmek demektir. Hâsılı fedakârlık demek, bu milletin istikbali, bu milletin istiklali, bu milletin topyekûn varlığı, bu millettin yeniden doğuşu, yeniden dirilişi demektir. İşte inanmış insanın “DAVA” sı budur. Sınavı da kendi kadar büyüktür. Bu açıdan 2023 seçimi şuurlu bir dava insanı için gelmiş geçmiş tüm seçimlerden çok daha ötede bir büyük önem taşımaktadır. Bunun anlamı; son iki asırdır ıskalanan her ne varsa son yirmi yılda tamamlanan kazanımların kaybı demektir. Bu milletin hayallerinin yıkılması geleceğinin bir daha geri gelmeyecek üzere yok olması demektir. Çünkü bu milleti bu memleketi tarihten silmek, rafa kaldırmak için içerdeki uzantılarıyla dışarda kin ve nefretle pusuda bekleyen yığınla düşman vardır. Genç yaşlı demeden olabilecek tüm bu muhtemel gelişmeler karşısında Anadolu irfanıyla elinin tersiyle bu şer odaklarına bir büyük şamar çekerek bunların hesaplarını, planlarını oyunlarını bir daha dirilmemek üzere yerle yeksan ederek yok etmek olmalıdır. Bu şer odaklarının yok olmaları tamamen bizim elimizde. Bu ne demek? Bu şu demektir. Eğer biz tüm enaniyetimizden kendimizi alı korsak, uzak tutarsak ,’BİZ’ etrafında bir arada duvarda bir tuğla gibi olursak ya da durursak, karşı çıkan hangi bir güç ya da cephe olursa olsun kaybetmeye mahkûm olacağını, bilincinde olmamız demektir. Böyle bir yol ya da yöntemde izlenecek süreç; seçimde bir Partinin ötesinde bir dava hareketi olan AK Parti, milletvekili tespitinde kriter olarak, Acizane fikrim ya da tavsiyem başarılı bir seçim sonucu alınabilmesi için şu öncelikler üzerinde durulmalıdır. Birinci öncelik; üyelerden oluşan taban ağırlığının önerdikleri ya da seçtikleri isimlerin esas olması, İkinci öncelik; Parti teşkilatınca tabanda öne çıkan isimleri tercih sırasına göre kendi kanaatini de katarak isim listesinin oluşturmasını sağlamak. Üçüncü öncelik; Parti Genel başkanı sıfatıyla, sadece cumhurbaşkanı R.Tayyip ERDOĞAN’ca bilinen, tarafsız ve yöre halkı nezdinde itibarı yüksek, güvenilir ve birinin diğerlerinden haberi olmadan yani birbirlerinden bağımsız en az kişiden oluşan bir kanaat önderi heyetince, taban yoklamasında öne çıkan isimler hakkında tavsiyelerini dikkate alarak nihai bir kanata varılması olmasıdır. Ve bu üç öncelik ağırlıkça aynı olmalıdır. Değerlendirmede hiçbiri diğerinde ne az ne fazla olmalıdır. Bana göre bu üç kriter ya da öncelik; AK parti felsefesine ters ya da uzak olmadığı gibi millet nezdinde de bir itiraz olmayacaktır kanaatindeyim. Çünkü bu üç öncelik milletin teveccühüne en yakın duran yaklaşımlar olarak görüyorum. Aksi durumda; eski yol ve yöntemler devrede olması halinde yani çeşitli entrikalarla isimlerin dayatılması durumunda bir büyük hüsranın yaşanılması kaçınılmaz olacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Ve sonuçları bu millete onarılması mümkün olmayan çok ağır bedellere mal olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle testi kırılmış ve geri dönülmez bir yola girilmiştir. Hele hele böyle bir tabloya sebep olunması, karşı karşıya kalınması, vebalin büyüklüğü ne boyutta ne derecede olacağı varın siz düşünün. Benim tek duam ve isteğim bu kutlu “DAVA”yı bir kaç muhterisin küçük hesaplarına kurban gidilmesine izin verilmemesidir. Davası Millet olanın hanesinde kaybetmek yoktur. Tarih bunun şahididir.

Yazarın Diğer Yazıları