Bahaddin Yeşilkaya

İki Asrın İki İlk Çeyreği

Bahaddin Yeşilkaya

Bu ne demek…?
Bu, yakın tarihimizin önceki ve şimdi ki, iki tane asrın ilk iki çeyreği demektir.
Bu ne demek, bu bir milletin yeniden küllerinden doğuşu demek yeniden dirilişi demek…
Bu ne demek, bu bir asır önce bir koca dünya, üzerine çullanan bir milletin yeryüzünde var olmaya 
direnen topyekûn bir Anadolu halkı demek…
Bu ne demek, önceki asır demek, şimdiki asır demek…
Bunun diğer bir adı; bir büyük doğuş, bir büyük değişim bir koca dönüşüm demek.
Şimdi ki çeyrekte; varlığını, birliğini, beraberliğini daha bir güçlü kılarak, yeniden tarih sahnesinde her 
bir alanda ben de varım demesi devri demektir.
Yeryüzü tarihi, iki asrın ilk iki çeyreğinde bir millettin kaderi ile doğrudan alakalı ne böyle bir 
yaşanmışlık ne de böyle bir döneme şahit olmuşluk vardır.
Bu tam anlamıyla tarihi bir vaka ve de palavra hiç değildir.
Aksi ispata açıktır.
Zira bir millet düşünün, yüzyıllar boyu bir medeniyet davası uğruna bayrağı hep elinde hep en 
yükseklerde tutmak ve de daha ileri taşımak için uğrunda üç kıtada cepheden cepheye savaşlar
yapmış, tüm bir coğrafya da haksızlık karşısında hiçbir mücadeleden kendini alı koymamıştır.
Asırlar, bu necip ve asil millettin bu kutlu davada yaptığı her bir katkıya şahittir. Tarih bu olan biteni 
altın harflerle kayda geçirmiştir.
Her millette ve her dönemde olduğu gibi yükselişler ve inişler kaçınılmaz olur. Aslında ara ara milletler 
ya da devletler için bu türden inişler çıkışların hayra yorumlamakta fayda vardır. 
Çünkü hep varlık ya da zafer sarhoşluğu, milletleri raydan çıkarabilir, şaşırabilir, hatta ve hatta bazen 
hiç ummadığı ve geri dönüşü olmayan akıbetlere de savurabilir.
Bu sebeple bu gibi saplanmalar ve savrulmalar bazen devletler ya da milletler kendini gözden 
geçirmek ya da çek ederek bir büyük muhasebe yapmak için bir büyük fırsat olduğunu her daim 
bilmekte yarar vardır. 
Yani her şerde bir hayır, her hayır da bir şer vardır.
Bütün bir mesele tüm bu olan bitenin farkında olunması ve oluşan yeni gelişmeler karşısında kendi 
medeniyet tasavvurunun merkez ayağını fazla aşındırmadan, hırpalanmadan cihan şümul 
pozisyonunu yeniden güncellenmesi olmalıdır.
İşte bu millet, bu ülke, son iki asırdır büyük sillelere maruz kalmış, üzerinden buldozer ya da silindir 
geçmiş gibi tüm bu olan biten karşısında;
Adeta Anka kuşu gibi bu asrın ilk çeyreğinde son iki asrın intikamını alırcasına yeniden bir büyük diriliş 
yaparak, yüzyılda ıskalanan her ne varsa yirmi yıla sığdırarak çağı yakalamaya ramak bırakmıştır.
Tarihte; bir asrın ilk çeyreğinde yok olmakla karşı karşıya kalmış olan bir millet ve sonraki asrın ilk 
çeyreğinde yani tam bir asır sonra yeniden muasır medeniyet liginde sahne almış başka bir millet 
yoktur, olmamıştır, görülmemiştir.
Çünkü bu millet, zifiri karanlıkların sonunda mutlak bir aydınlık vardır inancını hep korumuştur ve hep 
inanmıştır.
Bu sebeple; önümüzdeki asır ya da asırların bu milletin son iki asırda yaşanan tüm bu acı, kötü, 
bedbaht ve karanlık tabloyu yaşamamak ve o eski talihsiz günleri bir daha dirilmemek üzere tarihe 
gömmek için bu asrın ilk çeyreğinde;
yüz yılda yapılamayan tüm bu hizmet ve eserlerin devamı için 2023 te yapılacak seçimin ne denli 
önemli olduğunu milletçe hepimizin bir büyük farkındalık içinde bilmesi gerekir.
Allah muhafaza bir siyasi kaza durumunda; tüm bu emeklerin tüm bu kazanımların kaybolması 
demektir ki, bu da belki bir yüz yıl, belki de iki yüz yıl, belki de daha fazla, hatta ve hatta belki de bu 
millettin topyekûn yok olması demektir. 
Bunun için bu millet ferasetini ve basiretini elden bırakmadan aklıselimini koruyarak tercihini ve 
kararını üç beş küçük hesaba uğruna kurban etmeden vermelidir.
Ben şahsen bu necip milletin ferasetine ve sağduyusuna hep güvendim ve hep te güvenmeye de 
devam edeceğim

Yazarın Diğer Yazıları