Bahaddin Yeşilkaya

ÇARPITMA ve YALAN SİYASETİ

Bahaddin Yeşilkaya

Diğer bir ifade ile “pireyi deve deveyi pire” yapmak yada “mızrak çuvala sığmaz” yada en basitinden ataların dediği gibi  “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” deyimi aslında her şeyin özetidir.

Şimdi haklı olarak şunu söyleyebilirsiniz.

Bunu neden yazma gereğini duydunuz?

Tek bir ifadeyle, sessizlik yada olan biten karşısında duyarsız kalmak bir yurttaşa ve hele hele bir Müslümana hiç mi hiç yakışmaz. Ve “haksızlık karşısında sessiz kalmak” dilsiz bir şeytandan hiç mi hiçbir fark olmadığı bir Müslümanın zaten kitabında mevzubahis bile edilmez/edilemez. Yani düşündüğümüz zaman gerek dürüst bir yurttaş olarak olsun gerekse mensup olduğumuz dinimiz İslam’ın bir ferdi olarak suskun yada sessiz kalmak bize nereyse haram kılınmıştır. Çünkü işin ucunda memleket vardır millet vardır. Hal böyle olunca milli ve yerli damar taşıyan her bir memleket evladı olarak bizlerin, işleri yada yaptığı siyaseti yalan, dolan ve çarpıtma üzerine inşaa eden ve kendine adeta bu alçaklığı bir görev olarak biçen kimi zaman fert, kimi zaman cemiyet, kimi zaman da cemaat yada parti planında yaptıkları organizasyonlar olsun benzer tüm yapıların yaptıkları tüm manipülasyonlara karşı tüm varlığımızla mücadele etmek ve bunları her platformda ifşa etmek ve yalanlarını açığa çıkarmak olmalıdır. Aslında bu kişiler yada yapılar ilk insan ilk peygamber Hz. Adem den beri hep olmuş hep ola gelmiştir. Günümüzde de bu tip organizasyon sahip olduğu üst akılla türlü kılıfa girerek yeryüzünde fesat çıkarmak için türlü oyunlarını başta İslam coğrafyası olmak üzere tüm yeryüzünde ara vermeden acımazsız bir şekilde sürdürmektedirler. Yani aslında bu bir hak ve batıl savaşıdır. Bu savaş dünya döndükçe insanlık var oldukça devam edecektir. Bütün mes-ele bu, olan biten tüm yalan ve çarpıtmalar karşısında çok uyanık olmak ve kendi kendimize düşmeden birliğimizi ve dirliğimizi bir arada tutmamız olmalıdır. Aksi takdirde coğrafyada yaşanan tüm bu olumsuzluklardan beri kalma şansımız yok denecek kadar zayıf olacaktır. Ve coğrafya böyle devam ederse eğer korkarım yok olması Allah muhafaza kaçınılmaz olacaktır. Çünkü, işleri yeryüzünde fesat çıkarmak olan bu şer odaklar kendi aşağılık ve alçak emelleri için bu kadim ve mazlum coğrafyayı kana bulamak için ellerindeki tüm silahlarla seferber olmuş durumdalar. Bütün bunlara karşı mücadele yapabilmek savaşabilmek için ancak yekvücut tek yumruk olmaktan geçer. Bu birlikteliği başta kendi ülkemiz içindeki işleri–siyaseti sabah akşam yalan, dolan, çarpıtma ve iftira olan kişiler yada kesimlere karşı olmakla beraber yeryüzünde yaşayan tüm mağdur ve mazlum halkların için ümmet bilinci ile bir arada ve beraber olmak bir Müslüman için bir zorunluluktur.

Bu bilinç ve şuurla bir Müslüman olarak temel amacımız İslam coğrafyasında şer odaklarınca yapılmak istenen tüm bu olan biten gelişmelere karşı son derece uyanık olmak, basiretimizi ve sağduyumuzu kaybetmeden meşru daire içinde kavgamızı sürdürmek olmalıdır. Zira zafer birlikte olmaktan geçer.

Yazarın Diğer Yazıları