Bahaddin Yeşilkaya

Astra Akıl

Bahaddin Yeşilkaya

Bu aklın tek bir amacı tek bir işi vardır o da muhatabı akıl ve irade sahibi olan insanın aklına girmek, insanı insanla kavga ettirmek, nifakı ve fesatlığı zinde tutmaktır.
Aslında bu akıl hiç mi hiç yabancı değil, aksine bilindik bir akıldır o da şeytanın ta kendisidir.
Çünkü Şeytan;Allah’la Asileştiği günden beri kendine sözü ve de ahtı vardır.
O da; insanın nefes aldığı her yerde fesatlığı yaymak, fitneyi sokmak, iradesine hükmetmek, nefsini esir almaktır.
Yani insanı alt etmek, üst olmak ve de yenmektir.
Tabir-i caiz damardan her bir yandan-yönden insanı kendine köle yapmak, istediği her bir alanda kullanmaktır.
Ve ilk denemesi, ilk insan Hz. Âdemin ve Havanın cennetten kovulmasındaolmuştur ve debaşarmıştır.
Şeytanla mücadele deAllah (c.c), peygamberler aracılığıyla tüm uyarı ve İkazlarına rağmen peygamber ve iradesi  ve imanı güçlü veliler hariç,bu “mel”-un, hemen hemen her bir insanı her defasındabir şekilde raydan çıkarmayı başarmış ve insanlık ağır sonuçlar karşısında büyük bedeller ödemiştir.
Tabii ki, bu mel-un tüm bu fesatlığı yaparken, kimi zaman insanın cüz-i, kimi zamanda kül-i iradesini kullanır.
Bunu yaparken de sistematiğini de elden bırakmıyor.
Yani zaaf ve zafiyeti bir yerden yakalayarak devreye sokuyor ve muhatabın iradesini teslim alıyor.
Çünkü irade bir kez kontrolden çıktı mı artık iflah olmaz bir yola girer ki, maazallah başa gelmeyen musibet kalmaz.
Zira iradeyi, cüz-i olsun kül-i olsun her bir davranış biçimini iliğine kadar kullanarak hırpalar, sahip olunan ne kadar moral değer varsa dejenere ederek,gerçek kişiliğinden uzaklaştırır.
Dejenerasyonolunan kimi değerler bazen din, inanç, ahlak, ideoloji ya da millet olur, kişinin kendi karakteri olur, mensup olduğu aile, familya ya da etnik aidiyet olur, kimi zaman hırs, ihtiras ya da kaprisleri olur, kimi zaman da mal, mülk, para, şan,şöhret ya da kadın olur…
Tüm bu haslet ve zaaflar yeryüzünde insandan başka bir varlıkta bulunmaz.
Hal bu olunca Mel-un; bir yerden yol bularak, çok güçlü bir irade ve imanla donatılmadığı taktirde insan,  bumusibetlere direnmesi, göğüs gelmesi ve karşı koyması neredeyse imkansız olmakta.
Tabii ki, bu “ASTRA” akıl mukimi mel’un, yeryüzünde kişi bazlıinsanı yoldan çıkardığı gibi, insan temelli olan aile, familya, koloni, kavim,etnisite, ideolojya, din, hata ve hata devlet ya da milletlerin aklına girerek, fesatlığıyla insanları birbirine düşürerek,büyük bozgunculuk yaparak, huzuru kaçırarak, tüm bir yeryüzünü kendi aklının altına almasıdır esas amacı.
Aslında bu “Mel”un Aklın, tek bir amacı var o da; muhatabı olan insanı taraf haline getirerek, iyi ya da kötü taraf yaparak, taşeronları üzerinden birbirine düşürmek ve çatıştırmaktır.
Diğer bir ifadeyle tüm bir derdi; yeryüzünde fesatlık yaparak esas görevi olan“ İYİ” ile “KÖTÜ”yisavaştırmak, bozgunculuk çıkararak, insanlar arasında nifak, fitne sokarak huzursuzluk yaratmaktır. 
Çünkü bozgunculuk O’nun varlık sebebidir.
Ve bu“Mel”un,tüm bu bozgunculuğu yeryüzündeki taşeronu olan insan üzerinden yapar.
Nitekim;insanlık tarihinde kimi istisnai dönemler hariç, geçmişin tüm dönemlerinde kimi zaman insanı kendi iç dünyasıyla, kimi zaman kişisel çıkarları sebebiyle, kimi zaman aile içini karıştırarak,kimi zaman devletler, kimi zamanda milletlerarasında siyasi sayıklar nedeniyle, hep savaşlarla, hep kavgalarla, hep çatışmalarla geçirdiğini biliyoruz.
Bu Kötü “TAŞERON” tayfa, kendi dışında yeryüzünde tüm bir insanlığı kendi kölesi görerek, hep efendi kalmak ister.
Bu “Mel”unaklın “müesses” nizamı, dönem dönem yenilgiler yaşamış olsa da, genellikle üst gelmeyi başarmıştır. 
Çünkü bu“Mel”unaklın taşeron tayfası savaşı hiçbir ahlaki sınır tanımaz, insanlık dışı her bir enstrüman onun için mubahtır.
Hal bu olunca;“İYİ”lik,  pek tabii dir ki, bu İblis akılla olan mücadelesinde zaman zaman zayıf kalmış olsa bile, kimi dönemler güçlü iman, inanç ve azimle üstün gelme başarısını göstermiştir.
Yeryüzünde İYİ ile KÖTÜ mücadelesi, dünya döndükçe insanlık var oldukça hep oldu hep te olacaktır.
Bir başka ifade ile İBLİS le olan bu mücadele kıyamete kadar devam edecektir.
Çünkü bu bir HAK ile BATILmücadelesidir. Bunu böyle bilip, böyle görüp ve bu sınava öyle hazırlanmalı.
Aksi hal testi kırılmış olur ki, her türlü pişmanlığın da ne bir anlamı, ne bir faydası ve de ne de bir yararı olmuş olur.
Ve “MEL”un emeline ulaşarak bir kenarda insanın düştüğü bu zavallılığa dalga geçer gibi tüm bu olan biteni seyreder durur.
Rabbim, kendine her türlü kılığı mubah kılan çağdaş “MEL”un Firavunların şerrinden bizleri, milletimizi ve memleketimizi beri kılsın, muhafaza eylesin.
 

Yazarın Diğer Yazıları