Ayşe GÜNEŞ

Çatık Kaşlı

Ayşe GÜNEŞ

Sizler de çok denk gelmişsinizdir eminim sinirli insanlara. İki kaş arası çatık insanlara… Özellikle üst kademeye mensup kişilerde bu kendini daha çok belli etmektedir. Bu bir nevi ‘‘Bak ben asık suratlıyım korkmalısın benden. Biz sevgi temelli ilişkiler kuramayız. Aramızda ceza ve itaat temelli bir ilişki söz konusudur.’’ Demektir. Ancak şu da bir gerçek ki böyle bir ilişkiden olumlu sonuçlar beklemek mümkün değildir. Çünkü korkunun, ceza ve itaatin olduğu yerde sağlam bir iletişim gerçekleşmez. Sağlam bağlar, hakiki ilişkiler kurulamaz.
Disiplini sergilemiş olduğu asık suratıyla sağlayabileceğini düşünmek; hedeflenen amacın gerçekleşme alanını daraltmak, sınırlandırmak hatta yok etmektir. Bu durumu bir nevi psikoloji literatüründeki ‘Denetim odağı’ kavramıyla ilişkilendirebiliriz. Denetim odağı kavramı Julian Rotter tarafından ortaya konulan bir kavramdır. Bu kavrama göre birey yapmak istediği davranış için gerekli gücü kendinde bulmakta mı yoksa bir başkasının iznini onayını alması mı gerekmekte. Ve bu durumdan hareketle denetimliliği içten denetimlilik ve dıştan denetimlilik diye ikiye ayırmaktadır. İçten denetimli bireyler çevresinin kendi denetimi altında olduğuna ve isterse yaşamını istediği yöne çevirebileceğine inanırlar. Yani dıştan öte kendi iç dünyaları ön plandadır. Dıştan denetimli bireyler ise başkalarının görüşlerine ve yönlendirmelerine ihtiyaç duyarlar. Onlar için kendi kararları kendi düşünceleri önemsizdir. İşte Burada korku temelli olan asık suratlılığın disiplini sağlayabileceğini düşünmek tıpkı dıştan denetimlilerin sahip olduğu niteliklere hitap etmektedir. Yani örnek verecek olursak bir öğrenci- müdür iletişimi üzerinden düşündüğümüzde evet müdür sinirli, asık suratıyla öğrenciyi korkutabilir. Hatta öğrenci bu korku ile okul içerisinde yasak olan yanlış davranışları sergilemekten de kaçınabilir. Ancak öğrenci bu kaçınmayı içten istemediği için korku otoritesinin kalktığı yerde yani müdürün olmadığı yerde yasak olan yanlış davranışları sergilemekten kendini alıkoymaz. Örneğin okul içinde yapmaktan çekindiğini okulun arka bahçesinde veya müdür olmadığı zamanlar okul içinde eyleme dönüştürür. Çünkü bu öğrenci dıştan denetimlilik ile koşullandığı için bu koşul ortadan kalktığı zaman korku da ortadan kalkar ve öğrenci uygun olmayan davranışı eyleme dönüştürmekten çekinmez.
 Bir öğretmen adayı olarak özellikle eğitim öğretim ortamında gelin tebessümü yüzümüzden eksik etmeyelim derim. Gelin korku temelli ilişkileri bırakıp sevgi temelli karşılıklı saygı ve güven içerisinde ilişkiler kurarak iletişimimize bu doğrultuda yön verelim. Bir iletişim engeli olan iki kaş arasındaki çatıklığı yok edelim…
Tebessümle Kalın

Yazarın Diğer Yazıları