Serkan GÜRTÜRK

Mikro Milliyetçilik Kazandırır mı?

Serkan GÜRTÜRK

Bölgesel oyların seçimlerin sonuçlarına ne derece etki edip etmediği hep tartışıla gelmiştir.
Bölgesel oyların 20-30 yıl öncesine nazaran günümüzde sonuçlara etki oranı ne düzeydedir?
Seçim propagandasını salt bölgesellik üzerine kurmak ne getirir ne götürür?
Seçim kurgusunu bölgesel oylar üzerinden yürüten siyasi partiler başarılı olur mu?
Geçmişten bugüne oy tercihlerini bölgesel dengeler üzerine bina eden partiler hedeflerine ulaştı mı?
Bölgeselcilik üzerinden şehirde bir ayrışma ve kutuplaştırma oluşturmak siyasete ve şehre ne kazandırır?
Bu soruları daha da uzatmak elbette mümkün.  Bizlerin bu konuyu köşemize taşımamızın  sebebi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’nın geçtiğimiz günlerde televizyonlarımızın ortak canlı yayınında kurduğu cümleler.
Bakın ne diyordu Başkan Şerifoğulları;
 “Bir tane meczup, namus sahibi olmayan adam, çıkacak “Şahin Başkan Palululara böyle söyledi” diyecek. Söylüyorsun biz bunu nerede söylemişiz, ispat edebilir misin? “Yok, sen söylemedin ağabeyin söyledi” diyor. Ağabeyimiz nerede söyledi, bir söyle ben ağabeyimin yakasından tutayım, bu kez de “Ağabeyin söylemedi, acaba kardeşin mi söyledi” diyor. Böyle bir siyaset yapılır mı bu şehirde? Yazık günah yani. Bizlerin emeğine yazık. Bu şehre yazık. Toplumları birbirine kırdırmanın, mikro milliyetçilik yapmanın ne faydası var? Biz göreve geldiğimizden beri 43 mahalle diyoruz, 10 ilçe diyoruz, 9 belde diyoruz. Keban’da Fethiye Başkan benden iş istemiş oraya da yapmışım, Palu’ya da Karakoçan’a da Ağın’a da her tarafa da bir şey yapmaya çalışmışım. Bunun yanında da şehir merkezinde de 43 mahalleye adil hizmet götürmeye çalışmışım. Belki doğudaki mahallelere batıdaki mahallelerden daha fazla iş yapmışım. Biz bunları yaparken 3 tane meczubun, 3 tane dini imanı olmayan insanın iftira atanın dini imanı yoktur bunların söylemiyle vatandaşımız inanacak mı? İnanmayacak. İnanmadığı halde sen niye bu işlere tevessül ediyorsun? Faruk Septioğlu benim babamın dostudur, her gördüğümde eline eğilirim, yarın yine eğileceğim. Murat Hoca da yine öyledir. Abdullah Kardeşimiz, Çağlar Bey öyledir. Biz böyle hareket ederken ve geriye dönük hiç bakmadan, dedikodulara kulak asmadan sürekli önümüze bakarak ve iş yapmaya çalışarak 5 yıl görev ve siyaset yaptık.”
Cümleler, Şahin Başkan’ın şehre bakışını, bölgelere ve şehrin mahallelerine nasıl baktığını ve hiçbir ayrım göstermeden nasıl hizmet ettiğini göstermesi ve şehir halkının buna şahitlik etmesi açısından çok net ifadeler içeriyor. 
Cümlelerde, şehre ayrılık tohumları atanlara bir sitemle birlikte, olmayan bir vaka, söylenmeyen biz söz ve akla hayale gelmeyecek bir iftiraya maruz kalmanın ve bunun siyasete çok yansımasa da toplumsal yaşama ve kardeşliğe vuracağı zarara dikkat çekme endişesi vardı.
Bu üslup ve tarzın, siyasete de şehre de kazandıracağı bir şey olmaz.  Siyaseti;  hizmetin ve daha çok projeyi şehre taşımanın bir vasıtası olarak görme yerine, ayrılıklar oluşturmanın zemini olarak görmek kimseye bir şey kazandırmaz.
Haklı ya da haksız, birilerine olan özel husumet ve kininiz;  sizi halkı ayrıştırarak, etnik ve bölgesel çizgileri kaşıyarak şehre fitne ve huzursuzluk sokma hakkını vermez. Hele hele bunu siyasetin bir malzemesi ve öznesi yapma hakkını size asla vermez.
Görüş ayrılıkları ve değişik politik farklılıklara rağmen siyaseti hizmetin aracı görmek ve bu müesseseye değer ve itibar katmak yerine, bu kurumu karanlık emeller ve toksik düşünce ve hayallerinizin zemini haline çekmek, başta kendiniz olmak üzere, bölgeselciliğini yaptığınız değerli ve muhterem insanlar ile şehrinize yapacağınız en büyük kötülük olur!

Yazarın Diğer Yazıları