Hülya MURAT

DEPREM SANCISI

Hülya MURAT

Bugün yine şöyle kendimi yanıma alarak yalnızlığın kuytu köşesinden çıkıp bir rüya alemine; bir gerçeğe karışıyorum. Bir iç geçiriyor. "Ah, Nasıl geçivermiş yıllar." "Kimseye sormadan. Akarak, koşarak" diyorum. Takvim yaprakları her gün bir bir kopuyor. Her yeni gün huzur ve mutluluk mu getiriyor? Kimi zaman alaylı; kimi zaman merhamet içinde. Kendince oyalıyor. İnsanoğlu doğumundan bu yana dünyaya gelmenin bedelini edeyeceğini bile bile; şu karanlık evrene bir sarılıyor, bir sarılıyor. Çünkü hayat güzel. Hava, su , çiçek, böcek. Doğa bizimle... Sevda. Ya sevda? RABB'İMİZE ya da bir güzele ! Çarpana kalp; coşana gönül; cesaretliye yürekli demişler. Sevgili. Ah o sevgili Destanlara konu olan. Divan şairlerini aşk ve şarap peşinde koşturan. Fuzuli'nin gazelinde "Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı Felekler yandı ahımdan muradım-şem'i yanmaz mı" diye aşk ateşinde cayır cayır yandıran, tatlı canından usandıran o değil midin ? Muradının mumu hiç yanmayacak; o yarin yoluna baş koyacaktır. Ninnilerimizde bile o küçücük varlığa olan aşk dile getirilmez mi? Aşk sevilene; bir çiçeğe, suya, gökyüzüne, her canlıya verilen bir armağandır. İnsanoğlu bunu kendince şekil vererek yaşar, yaşatır. Mutluluğu ya yanına ya da arkasına alır. Ana, baba, kardeş; eş, dost sevmemek olmaz. Sevgi uzağımızda değil; ruhumuzun en derininde, çıkmak için sırasını bekleyen sabırdır. Her gelen yeni bir günü diğerinin aynısı sanırız. Oysa gün değil midir acıyı, kederi; sevinç ve mutluluğu yanıbaşında taşıyan? Mevsim döner. Bahar, yaz biter, kış gelir. Soğuğun dibe vurduğu yangın zangır titreten. Saflığın simgesi karın döne döne, benek benek yağdığı...Yine yeni bir günün akşamı mert, misafirperver, dostluğun, dürüstlüğün tmisali "Gakgo Diyarı Elazığ " soğuk çok soğuk oldu. Çünkü yer, gök yaşayanın kanını dondururcasına öyle bir sallandı ki... Korku, ölüm korkusu tüm benliği sararak. Dehşet verici... Cadde ve sokaklarda koşuşturanlar. Gözlerde şaşkınlık, Yürekte çarpıntı. "Ne olmuştu ?" "Gakgolar ne haldeydi? Evler yıkılmış; canlar gitmiş miydi" Şüphe, Evlerimiz, Yuvamız. Artık bize bir yabancı gibiydi. Uzaklaşmış can telaşına düşmüştük. Sabaha dek nöbet tutan bir er gibi tetikdeydik. Gecenin sabahında gelen yıkılan ev ve yitirilen can haberleri acıyı kat be kat çoğaltmış. Yaşanan korkunç gecenin bıraktığı kalp sancısıyla kalakalmıştık. Elazığ'ımız artık yara almış bir şehirdi. Her taraf yağmaya korkan beyaz bir örtüyle karla kaplanmıştı. O beyazlığa, kurulan beyaz çadırlar eşlik ediyor. Mutlu oluyor. Çünkü "gakko" orada barınacak ve  derdini anlatacaktı. Artık onlar "dert ortağıydılar" ilikleri donduran bu soğuğu yaşayacak; gelecek sıcaklığı bekleyeceklerdi. Güneş Elazığ'a doğacak. Isıtacak ilmek ilmek parçalanan yürekleri onararak , merhem olacaktı. Giden gitmiş. Ocaklar kapanmıştı. Ya sonrası... Evini, barkını terketmek zorunda kalanlar... Eşyalarını dahi alamayanlar... fotoğraf ve anılar enkaz altında. Burukluk, hüzün kolkola... Artık muhabbet "Senin ev az mı orta mı, ağır hasarlı mı? 22 saniyelik sarsıntı bitmiş ama ardında perişan bir Elazığ ve Elazığlı bırakmıştı. Artık deprem kaygısı bitti derken dünyanın baş edemediği Covid 19 denilen bir salgın hastalık yayılmıştı. Elazığlı ne yapsın? Daha üzerinden deprem sıkıntısını atamadan bir hastalık illetiyle karşılaşmıştı. Artık sokaklar maskeli insanlarla dolup taşıyordu. Ülkemiz depremden kurtulmuştu. Sanırken... Bu kez Ege'ye uzanmış. Güzel şehir "İzmir'i" vurmuştu. Bir uçtan bir uca olan Doğu ve Batı aynı kaderdeydi. Ve "sizi en çok biz anlarız İzmir" sloganları yayılmış; bir bütün olarak Ege'yle kenetlenmişti. Gakgolar Diyarı Elazığ ve her iki depremi de yaşamış ben. Korku ve endişenin yarattığı duyguları İzmirlilerle yeniden yaşadım."Ölüm bize ne kadar da yakın" s

aniyeler içinde . Ummadığın bir anda. Söz bitiyor. Yürek çarpmıyor. Nefes kesiliyor. Ülke olarak biribirine kenetliyiz. Çünkü zor günlerimizde bir bütün olmayı başarabiliyoruz. Elazığ ve İzmir uzak değil, orada bulunan da çok çok yakın oluyor. Gakgolarımız İzmir'de can verdi. Yaşlı gözlerimizle... Artık bu kara bulutlara yerini aydınlığa bıraksa... Ülkemiz, insanlarımız, biz mutlu günlere yelken açsak huzura varabilsek... Aşk dedik ya işte bu da kocaman bir "Memleket Aşkı"

 

HÜLYA MURAT-TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

Yorumlar 1
GUNSU OCAL 23 Ocak 2022 21:47

Cok guzel. acili ve sevincli gunlerde birbirimize destek olalim.

Yazarın Diğer Yazıları