
Yalnızlığın Dostu
Hülya MURAT
Bazen düşünüyorum da okumak ve yazmak olmasaydı; düşüncelerimizi, fikirlerimizi nasıl ölümleştirecek,insanlara nasıl aktarabilecektik.
“ Söz uçar, yazı kalır. “Diye atasözü niteliğinde olan cümle bize ,yazının önemini apaçık anlatır.
Sözcükler dile gelir, konuşulur; dinlenir, tartışılır, tasdik edilir. Sonrasında uçup gider, unutulur.
Bazen; önemli olan her şeyi not alır ve yazıya aktarırız. Sebebi, unutmamak içindir.
Kişi, bir de yazmayı alışkanlık haline getirmişse kısacası tiryakisi olmuşsa hep yazar hep yazar.
Dertli ise yazıya sarılır. Ayrılık şerbetini içmişse yazıya sarılır. Sevgiliyi tasvirle yazar bu gönlüne merhem olur. Özlem, yakıp kavurursa duygular yazıya sığınır. Bir liman arar. Kaybolmuş duygular yeniden can bulur. Vuslat olmasa bile kalem yol olur; çare olur.
Mutluluk gelince de coşkusunu paylaşmak ister. Sevinç, neşe içinde kabına sığamaz.
Duygular dedik gah yaşatan gah kanatan.
Ölüm, sevdiceginden ayrılmak onu sonsuza dek kaybetmektir.
Eski Türklerde, yitip giden için yug ( Yas) törenleri yapılır ; keder ağıtlara dökülürken sagularla giden yaşatılır ,anılır.
“ Alper Tunga öldü mü?
Issız Acun kaldı mı?
Ödlek öcün aldı mı?
İmdi yürek yırtılır. “
Bu sagu ( Ağıt) Saka Türklerinin büyük devlet adamı Asrasiyab’ın ölümünden duyulan üzüntüyü dile getirir. Sözlü olan bu Ağıt Kaşgarlı Mahmut ‘un “ Divan- ı Lügat- it Türk “ eseri sayesinde yani yazıya dökülmesiyle bilinmistir.
Nesiller boyu aktarılmıştır.
Kaygılı mısın? Al kağıdı ,kalemi eline ruhundaki kaygıları bir bir sırala.Günlük yaz. Anılarını yaz. Onları yeniden yaşa. Belki üzülür, saatlerce ağlayabilirsin. Çaresiz kalırsın. Bir bakarsın ki ağır çaresizliğini de kabullenmiş; dertlerinle başa çıkabilmek için şiire, gazele; nesire yönelmiş az da olsa rahatlamışsın.
Duygularımızı yani içimizi çoğu kez şiirlere dökeriz.
Şair, Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya göre şiir “ Anlatmamalı,sezdirmeli”
Onun için son dize diger dizelere göre çok önemliydi. Önemli şiirlerinden biri
“MUSTAFA KEMAL ‘İN KAĞNISI “ adlı şiiridir.Kurtuluş Savaşı sırasında cepheden cepheye cephane taşıyan kahraman Türk kadını Elif’in ,Kocabaş adlı öküzünün yere yıgılmasıyla yerine kendini koşmasını anlatır.
Bu duygulu, epik şiir.
......
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen,
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm,
Fakat yine üzülme, müsterih ol,
Kabirde, böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar ,duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür.
Ortalığa düşmüşüm,
Seni arıyorum.
Cahit Sıktı Tarancı
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatçısı Cahit Sıktı Tarancı ‘ da” Sanat için Sanat” ilkesini benimseyen şairimizdir.
Aşk, ölüm, yalnızlık ve yaşama sevinci konularını işler.
Bu yazımızda, değerli yazarlarımız Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Cahit Sıktı Tarancı ‘yı andık.
Bize yol gösterici olan şair ve yazarlarımızı anlatmaya sayfalar ,sözcükler yetmez.
Bize gelirsek 19/ 24 Kasım aralığında düzenlenen “Elazığ Kitap Fuarı “ etkinliği şair ve yazarları bir araya getirerek okuyucularına binlerce eser tanıttı,okuyucularıyla buluşturdu.
Bu eserler arasında Türk ve Batı Edebiyatı ‘nın değerli yazarlarının eserlerine de yer verildi.
Ebeveynler, öğrenciler kurulan bu stantlardan geçti. Yazıya dökülmüş binlerce eseri okudu.Feyz aldı. Ders çıkardı. Hayatının kesitleriyle buluştu.
Ben de hayatı hulyalara yani hayallere benzeterek”Bir Hülyadır Yaşamak “ dedim ve ilk kitabımı okurlarıyla buluşturdum.
Öyle değil midir, sevgili Okuyucularımız?Yaşam denen bu çemberin içinde dönerken hep umut etmez miyiz?
Önce umut.Sonra hayal daha sonra gerçeklere doğru yol alırız.
Hayal ve umut bizim gücümüz. Direnişimiz. Kuvvetimiz, dermanımız olur. Empati yapabiliriz.
Yüreğimin feryadı/ Yüreğimin sevinci/ Gönlümün coşkusu/ Gönlümün kırılganlığı yaşanmasaydı satırlarım, dizelerim olur muydu? Olamazdı.
Yürekten taşan sevgidir, aşktır.
Beklemek ise sabır etmektir.
“ Bir Hülyadır Yaşamak “ kitabı ,hayatın tüm güzelliklerini; sıkıntılarını, acılarını; kırgınlık, küskünlük ve taşan isyanları; sevebilmeyi, merhameti öncelikle vefayı anlatır. Tek tek ele alarak...Okuyucularını misafir kabul ederek...
Yazılan bir eserin beğenilmesi, yazarın kendine tutunmasıdır.
Daha çok eser üretmek, yazmak,çizmek ister.
Daha çok eser, daha çok anılmak, daha çok yaşamaktır.
Hepimizin yazılmış, çizilmiş bir ömür silsilesi vardır. Buradan sıra sıra geçerken geride bir başarı öyküsü bırakabilmeliyiz.Yüreklere dokunarak...
Can Yücel "İnsanlığa dair ne varsa kabulüm. " Demiş; insanlık serüveninin beraber ve birlikteyken güzelleşeceği gerçeğini kısa bir cümleyle özetlemiştir.
Yaşam neye yarar? Ana, baba, eş, dost, kardeş olmasa...Hepimiz iyi, kötü günlerle bir arada yolcusuyuz bu girdabın.
Sözcüklerde bizi bir arada tutan köprülerse eğer biz bu köprüde hep olalım. Kırmadan, kırılmadan. Hep sevgiyle. Küskünlükleri bırakarak...
Değerli Okuyucularımız,
Yeni eserler, yeni satırlarda bulusabilmek dileğiyle...
Hoşça Kalın. Sevgiyle Kalın...
Hülya Murat
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni