Galip Önlü

Yoğa Sanatı

Galip Önlü

Hindu, Budist ve Caynizm öğretilerinin en temel kavramlarından olan yogaya, kültürümüzdeki olumsuz bakış açısını çoğu yerde görmekte, duymaktayız.
İyice popülerleşen yogayı aptalca bir sanat veya yakışmayan bir teori olarak gören düşüncenin öncesinde yoganın aslında ne manaya geldiği merak edilmektedir. 
Hindistan Başbakanı Narende Modi, 20 Eylül 2014 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmada 21 Haziran’ın Dünya Yoga Günü ilan edilmesini istemiş ve bu istek Birleşmiş Milletlerin onayıyla kabul edilerek 21 Haziran Dünya Yoga Günü ilan edilmiştir.
Yoga, fiziksel ve zihinsel iyilik halini artırmak için nefes almaya odaklanan bir egzersiz şeklidir. Stresi azaltmak ve sağlıklı kalmak, güç ve estetiği arttırmak için tasarlanmış bir dizi hareket, nefes egzersizleri ve meditasyonu içerir. Amacı ise zihin ve bedende farkındalık ve uyum sağlamaktır.
Yoga “Sankritçe’’ dilinden türeyip “birlik’’ anlamına gelir. İnsanlık tarihi kadar eski olduğu düşünülen yoganın başlangıcı ise belirsizdir. Ancak yapılan kalıntılardaki arkeolojik kanıtlara(yoga pozlarını içeren kil tabletleri) göre M.Ö 3000 yıla dayandığı bilinir.
Kötü şeylerden bile büyük fırsatlar yaratmanın gerekliliğine inanan birisi olarak, keza yogayı asla kötü bir egzersiz görmememin yanı sıra, eğer görülüyorsa bile ötekileştirmek yerine faydalı yönlerini almanın doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.
Yoga bana göre kişinin iç yolculuğuyla alakalı bir serüven, bir süreçten ibarettir. Bu iç karartan dönemde az da olsa sakinleşmek, stresten uzaklaştırmak ve kendine vakit ayırmak gibi nihai hedefleri olan yoganın detaylarının derinlemesine bilinmesi ve uygulanması ruh halinin paslanmış çivilerini tekrardan parlaklaştırabilir.
İsteyen, kısa süreliğine de olsa stresini atabileceğini düşünen herkes bedenine ve ihtiyaçlarına göre yoga tarzını benimsemekte özgürdür.
Gelgelelim yoganın sürecine… Her şeyde olduğu gibi burada da adım atmak, başlangıç yapmak işin en zor kısmıdır. Şafak ve alacakaranlık, yoganın uygun zamanları kabul edilir. Sonrasında rahatsız edilmeyecek, kendine has bir mekân bulmak ikinci şarttır. Hareketler esnasında kıyafetlerin esnek ve ince olması verimi artırmak adına önemli bir ipucudur. Son olarak yapılan egzersizin bölünmemesi veya yarıda kesilmemesi için konsantrasyon kaybedilmemelidir.
Dediğim gibi her şeyin faydalı kısımlarını olmak oldukça mantıklıdır. Yoganın zihinsel faydalarına bakacak olursak stresi azalması, depresyonu engellemesi, iç kuvvet aşılaması, sinir sistemini koruması, odaklanmayı sağlanması gibi yeterli sebepler bulmak mümkündür.
50’den fazla bilimsel araştırmalara göre yoganın fiziki faydalarından da bahsetmek isterim. Yapılan bilimsel çalışmalar, yoganın uzun vadede çeşitli sağlık sorunlarına da iyi gelebileceğini ispat etmiştir. Migren, osteoporoz, uyku bozukluğu, akciğer hastalığı, astım ve diyabet gibi hastalıkları iyi gelebileceği yönündeki kanıtlar oldukça güçlüdür.
Yogayı dinsel bir ayin gibi görmek veya yoga yapanlara kötü gözle bakıp onları ötekileştirmek aptalca bir durumdur. Yoga özgürlüktür…  İsteyen herkesin kendi alanında, yalnız bir şekilde, istediği zaman yapabileceği bir egzersizdir. Bir bütündür, kendin olabilme halidir. Zihni kargaşadan arındırma, sadeleşme ve rahatlama yoludur.
Spor, müzik, futbol, gezmek, kitap okumak kişi ruh haline nasıl iyi geliyorsa; stres, depresyon, öfke veya nefret gibi toplumun ahengine negatif enerji saçan olguların en aza indirmesinde yoganın faydaları düşünülürse, elbette ki bu sade egzersize merhaba denilebilir.
 

Yazarın Diğer Yazıları