Galip Önlü

Sokak Röportajları

Galip Önlü

Değerli arkadaşlar ciddi anlamda çok rahatsızlık duyduğum bir husustan bahsetmek istiyorum.

Ve bu konuda kendimi yalnız hissetmiyorum. 

Milletin yarısından fazlasının da bu durumdan ötürü rahatsız olduğu görüşündeyim. 

Hepimiz sosyal medya mecralarında oldukça sık bir şekilde sokak röportajlarına denk geliyoruz. 

Mikrofon ona uzatılıyor, buna uzatılıyor, yaşlı, genç, çoluk çocuk fark etmez. 

Kime uzatıldığı da önemli değil…

Basın kartına sahip olmayan veya bir kameraya, bir mikrofona sahip olan kişilerin sokağa yayıldığı bir anormalliğe ses çıkarılmamasıdır önemli olan.

Genellikle reyting veya daha fazla izlenme amacıyla başıboş bir şekilde yapılan bu röportajlar çoğu yerde kavga ve gürültüye sebep olmakla beraber fitne odağı olmuştur.

Şahsım adına özgürlükçü bir tutuma sahip olmama karşın sokak röportajların yasaklanması, büyük ölçüden gönlümden geçen bir durumdur. 

Mikrofonu uzatanlar-özellikle birkaç şarlatan- soru sormak ve toplumun düşüncelerini paylaşmak için yapmıyor bu röportajları…

Çok açıktır ki her şeyden önce röportajlar tarafsız değil, taraflıdır. 

Madem mikrofonu uzatıyorsun, soruyu soruyorsun. 

Dinle, tarafsızlığını koru, bitir ve çek git.

Ama bunlar bizzat konunun içine giriyor, kendi destekledikleri düşünceleri ortaya atıyor, röportaj yaptıkları kişileri küçük düşürmek ve haksız çıkarmak için ellerinden geleni yapıyor, sonrada bir komedi örneği gibi sosyal medya mecralarında paylaşıyor.

Basit bir örnek vermek gerekirse, mesela bir Almancıya mikrofonu uzatmanın sebebi soru sormak değildir.

Açığını yakalamaktır. Mikrofonu uzatanın hoşuna gitmeyen bir şey söylendiği zaman ise hemen devreye girip karşı tarafı küçük düşürmek için her yol deneniyor. 

Kural ve yasa tanımayan yayınların ve yayıncıların sayısı ise günden güne artıyor.

İzlenme sayısına göre ücret alındığı için de izlenmeyi artırmak adına her türlü rezalet ve provokasyona başvuruluyor.

Bir de bunların içinde gerçeklerden uzak kurgu röportajlar da cabası…

Bu saçma durumu “ifade özgürlüğü” olarak adlandıranlar büyük kontrolsüzlüğe sebep olacaktır.

Tekrar ediyorum…

Mikrofonu uzatanlar, etrafına toplananlardan karşıt görüşlü insanları tahrik edip birbirine düşürüyor. 

Yani bir insanın gözleri kör olsun, görmesin, sadece kulakları işitsin, bunu anlaması yine basittir. 

Saçma sapan bir ortam oluşturuluyor.

Karşılıklı küfürleşmeler, devlet büyüklerine hakaretler, tartışmalar, kavgalar üstelik bunların hiçbiri süzgeçten geçmeden izleyiciye sunuluyor.

Değerli arkadaşlar bilirsiniz, sakin şöyle sade ve basit şeyler hiçbir zaman ilgi çekmez.

Yaşlı bir amcanın lafı kesilmeden sakince düşüncelerini paylaştığını ve bu şekilde röportajın sonlandığını düşünsenize… 

Aslında doğrusu ve güzel olanı budur lakin ilgi çekmez işte. 

İlgi çekmesi için sansasyonel olması şarttır.    

Bağrışmalar olmalı, küfürleşmeler ve kavgalar olmalı ki daha çok ilgi çeksin, daha çok izlensin. 

Toplumumuz da hareketli şeyleri izlemeyi çok sever. Bu durum insan içgüdüsünde de öyledir. 

Kısacası ilgi çekmesi için sade vaziyet, hareketli ve hararetli hal alması sebebiyle yayıncı bilerek bu duruma el atıyor. 

Mikrofon uzatıldı diye hiç kimse ağzına gelen her şeyi söyleme hakkına da sahip değildir. 

İfade özgürlüğünü de kısıtlayan gerekçeler vardır. 

Ayrıca aynı sosyal medya kanalları ahlak kurallarını hiçe sayarak en mahrem konuları kadın, erkek,yaşlı, genç demeden sözde soru olarak yöneltiyor. 

Bu yetkililer, ya bunları görmüyor ya da görüp önemsemiyor. 

Bilmeyenler için ayrıca belirteyim.

Bu yayınları yapanlar “Muhabir” değil… Bunlar”Yotuber…”

Bu iki kavram arasında dağlar kadar fark var.

Eğer bu durum böyle devam edecekse, eğer bu duruma bir düzenleme gelmeyecekse söyleyecek tek bir cümlem kalacak.

“YAZIKLAR OLSUN…” 

Yorumlar 1
Ahmet 26 Aralık 2022 15:20

Galip bey Müthiş bir tespitte bulunmuş

Yazarın Diğer Yazıları