Galip Önlü

Önümüzdeki Süreç

Galip Önlü

Değerli arkadaşlar ben her daim Türkiye’yi her açıdan en güçlü ve en adil ülke olarak görmek istiyorum. 
Türkiye bunu ancak var olan eksiklerini ve hatalarını onararak yapabilir. 
Baktığımızda görebiliyoruz ki bu köklü devlet, aydınlarla bir türlü kol kola giremiyor. Evvela bu sorunun aşılması şarttır.
Ülkemizdeki vatandaşlara bakıyoruz, bir kesimi çok çabuk provokasyonlara gelebiliyor.
Mesela İstanbul’da iki kişi, kalkıp böylesi acılı bir dönemde insanları rahatça sokağa dökebiliyor. 
Tribünler hınça hınç sloganlar atabiliyor. 
Ben sloganlar atılmasını problem olarak görmüyorum.
 Sadece iki üç ay sonra yapılacak bir seçim varken slogan atılmasını saçma buluyorum. 
Bu acı felaketi bizatihi yaşayan vatandaşlarımız hala oldukça yaralı… Ülkenin bu yarası öyle kolay kolay geçmeyecektir. 
Dolayısıyla bir şeyler değiştirilmek isteniyorsa bu, sandığa yansımalıdır. Tribünlere veya sokaklara değil…
Ülke basit bir olay yaşamadı.
Bombaların, silahların, füzelerin havada uçuştuğu bir savaşta bile bu denli ağır hasar meydana gelmezdi.
Biz böylesi ağır bir tabloda ülkemiz için hükümet ve muhalefettaraflarından, yaraları sarmaları adına birlik beraberlik görüntüleri beklerken daha felaketin ilk günü, daha enkazdan bir kişi bile çıkarılmamışken tarafların birbirlerine kin, öfke ve nefretle baktıklarını gördüm.
Bu konu hakkında keşke acılı milletimizi ve vatandaşlarımızı birazcık örnek alabilseydiniz diyorum.
Hükümetin ilk iki günü yaşanan aksaklılar şüphesiz ortadaydı. Bunu ilk günde de dediğim gibi hem ufak çaplı bir şok etkisinin yaşanmasına, hem ulaşım zorluklarına, hem de felaketin oldukça geniş bir alana yayılmış olmasına bağlıyorum. Fakat sonraki süreçlerde bu aksaklığın giderildiğini gördük. 
 Kimse net olarak böyle felaketlerin ne zaman gerçekleşeceğini bilemez ama kızdığım nokta şudur ki geriye dönüp bakıldığında ülkemizin acılarla dolu bir deprem ülkesi olduğu göz önündedir. Göz önünde olmasına rağmen sıkı önlem ve tedbir alınmayışı, özellikle binaların depreme dayanıklı inşa edilmeyişi bir diğer hatadır.
Bina yıkımlarında ise tek suçlu müteahhitler değildir. Bunlara yol açanların isimlerini de duymak istiyoruz. Bu adamlara birileri bu sağlıksız yapıları inşa etmeleri için yol açtı…  Ayrıca Belediyeler ve Yapı denetim firmaları da incelenmeye alınmalıdır. 
Kızılay konusunda yapılan eleştirileri ise haklı buluyorum fakat “Devlet nerde?” naralarını kalitesizce görüyorum. 
Değerli arkadaşlar kaybedilen canlar,  olayın devam eden psikolojik boyutları bir yana, işleyişin sonraki süreçleri de iyi yönetilmesi gerekilen bir durumdur. 
Artık Afet Bakanlığının kurulması her açıdan şarttır.
Artık Suriyeli vatandaşların geri dönüşleri çok hızlandırılmalı ve ülkede Suriyeli Sorunu diye bir sorun kalmamalıdır. 
Demografik açıdan Hatay’a ayrı bir önem veriyorum.
Diğer şehirlerde olduğu gibi bu şehrimizde de göçler yaşanmaktadır.
Bu göç eden vatandaşlarımızın şartların oluşumu ile tekrardan geriye dönüşleri sağlanmalıdır.
Dolayısıyla Hatay’ın demografik yapısında değişime neden olabilecek her türlü sonuçlardan kaçınılması zorunlu ve hayatidir.
Vefat edenler geri gelmeyecek. Allah geride kalanlara Hz. Eyüp’ün sabrından bir parça nasip etsin… 
Hatalardan ders alınıp tedbirlerin çoğaldığı ve önümüzdeki süreçte, yaraların hızlı bir şekilde sarılacağı adımların atılması dileğiyle…
 

Yazarın Diğer Yazıları