Kurban Bayramı
Galip Önlü
“Rabbin için namaz kıl ve kurban kes…’’
İlk insan ve peygamber olan Hazret-i Âdem’den bu yana devam eden kurban uygulaması, bizi yaratıcıya yakınlaştıran ibadetlerden biridir.
Kurban kelimesi Arapça bir kelimedir. Sözlükteki anlamı ise yaklaşmaktır. Dini terimi Allah’a yaklaşmak demektir. İslamiyet’teki kurban kesmenin örneği son peygamber Hz. Muhammed(s.a.v)’den verilebilir. Hz. Muhammed(s.a.v) hicretin ikinci senesinde müminlerle beraber mecliste ezansız bir şekilde iki rekât namaz kıldırır ve müminlere kurban kesmelerini söyler. Bu olaydan sonra da boynuzlu bir koçu yanına alır ve şu cümleyi söyler.
“Allah’ım! Bu senin birliğine ve senden bana gelenlere iman eden bütün ümmetim namınadır.’’ Der ve boynuzlu koçu müminlerin önünde kurban eder.
Müminler her kurban kesiminde Hz İbrahim ile oğlu İsmail’in Cenab-ı Hakkın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hatırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır.
Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutan, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunan, özellikle maddi durumu çok sınırlı olan yoksullarla yardımlaşma ve destekleşme imkanı sunar.
Kurban kesmek vaciptir. Vacip kelimesi ise yapılması veya yerine getirilmesi zorunlu olan davranışlardır. Lakin farz değildir. Kurban kesebilmek için şu şartları da taşımak gerekir.
-Müslüman olmak
-Köle olmamak
-Seferi(yolcu) olmamak
-Fıtr sadakasının zenginliğine sahip olmak
-Zihinsel engelin bulunmaması
Son olarak kısaca Kurban Bayramının faziletinden bahsetmek isterim.
Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesselam Medineye geldiğinde Medinelilerin kutladıkları iki gün vardı. Reslullah sallalahu aleyhi vesselem şöyle buyurdu; “Şüphesiz Allah bu iki günü daha hayırlı olanıyla değiştirdi. Bunlar, Kurban bayramı ve Ramazan bayramıdır.’’
Tüm İslam Âleminin Kurban Bayramını kutlarım.
