Galip Önlü

Don't Look Up

Galip Önlü

Bugüne kadar izleyip de en beğendiğim demeyeyim ama en anlamlı bulduğum bir film vardı. Narcos… Pablo Escobar’ın hayatını anlatan bu film bir insanın kin, hırs ve ihtirasın eşiğindeyken nasıl yavaş yavaş tepetaklak olduğunu, nasıl yavaştan bir yok oluşa sürüklendiğini anlatıyor. Bir insanın ne denli güçlü olursa olsun, yalnız kalınca bir hiç olduğunu gördük bu muazzam filmde…
Lakin dün izlemiş olduğum film hiç şüphesiz Narcos’u ikinci plana atacak. 
Bu filmin adı DONT LOOK UP…
Dont Look Up(Yukarı Bakma) filmi oldukça gündem olmuşken merakımdan izledim ve o denli anlamlı buldum ki bitince ikince kez baştan aşağı seyrettim.
Komediyi önemli mesajlarla birleştiren bu ustalık yapımı filmin başrollerini Leonardo DiCaprio ve Jennifer Lawrence paylaşıyor.
Bu film tıpkı öncesinde de olduğu gibi Geleceğe Dönüş II(1989), Wall-E(2008), Faceoff(1997), Americathon(1979), Contaigon(2011) gibi geleceğe dair mesajlar içeren bir nevi politik tarzda bir film.
Öncelikle filmin konusuna detaylıca değinmek istiyorum. Sonrasında ise önemli gördüğüm kısımları belirtmeye çalışacağım.
Film, dev bir kuyruklu yıldızın tüm dünyayı yok edeceği konusunda insanları uyarmaya çalışan iki gökbilimcinin hikâyesini anlatıyor. Kuyruklu yıldız dünyaya yaklaşmaktadır ve eğer çarpışma olursa adeta tüm dünyayı yok edecektir.
Kate(Jennifer Lawrence) ve Dr. Randall Mindy(Leonardo DiCapro) kuyruklu yıldızın dünyaya çarpma hesaplamasını yaptıkları anda korkuyla NASA’yı ararlar. NASA aynı tedirginlikle karşılık verir ve durumun acilen Beyaz Saray’a aktarılmasını ister. İki gökbilimci Beyaz Saray’a giderler. Büyük bir endişeyle durumu anlatmaya gayret gösterseler de Beyaz Saray’ın Başkanı bu bilginin halka açıklanmasını doğru bulmaz. Çünkü üç hafta sonra ara seçim yapılacaktır. Başkan bu ürperti verici haberi halka duyurmanın seçimi kaybetmesine yol açabileceğini düşünmektedir ve dolayısıyla konunun tamamen gizli kalmasını emreder.
İki gök bilimci de bu konuyu duyurmanın büyük önem teşkil ettiğini düşündükleri için bir medya programına çıkarlar. Fakat söylemleri hiç ilgi görmez çünkü halk daha çok ünlü bir şarkıcının sevgilisinden ayrıldığı sahneyi merak etmekte, izlemektedir. 
Hemen akabinde gizli bilgileri sızdırdıkları gerekçesiyle iki gökbilimci FBI tarafından tutuklanıp Beyaz Saray’a götürülür. 
Tam bu esnada medyada çok önemli bir haber manşet olmuştur. Beyaz Saray Başkanı’nın bir porno yıldızına gönderdiği mahrem fotoğraflar açığa çıkmıştır. Bu da başkanın ara seçimleri kaybetmesine işarettir. Bunu anlayan Beyaz Saray Başkanı, seçimleri tekrardan kazanabilmek adına bu önemli konuyla ilgilenmeye ve netice itibariyle durumu lehine çevirmeye karar kılar.
 Beyaz Saray Başkanı bu önemli karar sonrası halkın önüne çıkar ve “Galip geleceğiz’’ sloganı atar. Ardından uzay mekiğini bu kıyameti sonlandırması adına uzaya gönderir. Fakat kuyruklu yıldızı vurma kararından sonrasında vazgeçilir çünkü dünyaya çarpacak olan kuyruklu yıldızda çok değerli mineraller mevcuttur. Bu mineraller ve diğer metalleri sayesinde kuyruklu yıldızın 140 trilyon dolar değerinde olduğu anlaşılır.
Bir şirketin hissesinin yükseltilmesi ve kuyruklu yıldızdan bir şekilde minerallerinin alınması düşüncesi, halkta tamamen bir boş vermişlik ve umursamazlık edası yaratır. Artık halkta “ölüm gelsin ve ne olacaksa olsun’’ anlayışı hakim olmuştur. 
Filmin sonunda ise korkulan oluyor ve kuyruklu yıldız dünyaya çarparak tüm gezegeni yok ediyor.
Şimdi filmde bana göre verilen birkaç mesajı kendimce anlatmak istiyorum.
İki gök bilimci Beyaz Saray’a gidince başkan henüz gelmemiştir. Orada bulunan kişi gökbilimcilere başkanın henüz gelmediğini atıfta bulunarak şu söylemi kullanıyor. 
“Başkan geç kalmasıyla ünlüdür.’’ Bu söz bana göre nokta atışıyla Trump’a işarettir.. Çünkü bilindiği üzere Başkan Trump gerek basın açıklamalarına gerekse diğer konuşmalarına geç kaldığından ötürü devamlı olarak ABD halkı tarafından eleştirilirdi. Dolayısıyla oda geç kalmasıyla meşhurdu. Aynı zamanda filmdeki Beyaz Saray başkanının hiçbir şeyi umursaması, rahat olması, menfaatini her şeyin üstünde tutması tamamıyla Trump’ta bulunan özelliklerdir. Bilindiği üzere Trump başkanlığı sırasında Kovid-19 pandemisini pek umursamamış, bir yıla kadar biteceğini belirtmişti.
Bir diğer gülünç sahneye geçmek istiyorum. Dr.Randall Mindy(Leonardo DiCaprio) kuyruklu yıldızın dünyaya çarpma ihtimalinin %99,7 olduğunu titrek sesiyle söylerken Beyaz Saray Genel Sekreteri’nin araya girmesi ve  “Harika, % 100 değil’’ demesinin ardından Beyaz Saray Başkanı’nın “ Biz bu orana %70 diyelim ve konuyu burada kapatalım’’ demesi de gerçek anlamda komedi örneğiydi. 
Bir diğer önemli sahne, gökbilimciler medyada bu durumu halka anlatma gayesi içindeyken halkın hiç umursamaması bunun yerine insanların eğlenceli ve başıboş olaylara kafa yormalarıdır. Bana göre en önemli mesajlardan biridir bu. Çünkü filmde, böylesine karanlık bir hazin sonun olabileceği ihtimali mevcutken insanların sosyal medyayı sadece eğlence üzerine kullanması üzerinde epey duruluyor. Sosyal medyanın kullanış amacının kötüye gittiğine net olarak bir işaret var.
Ben bunu devamlı olarak söylüyorum. Gerçekten öyle… Önemli olan, bilgi ve kültür portalı taşıyan konular artık ilgi çekmiyor. Bir kadının “gerekirse simit yeriz’’ dediği, sıradan ve gereksiz bir açıklama bile sosyal medyada haftalarca konuşuldu çizildi. Acizliğin bu kadarı… Ama bir tarih, bir bilim,  bir kültür bir yerlerde açıklansın kimse onu dikkate almaya tenezzül bile etmez. Lakin bir kadının ağzından çıkan basit bir söylem günlerce haftalarca aylarca sakız olur…
Filmde özellikle sevdiğim bir de söz var. Söz şöyle: “ İnsanlara gerçekleri söylemek neden suç olsun ki…’’ Hiç kimse olup bitenleri rasyonel bir şekilde anlatmıyor ve neredeyse şeffaf bir şekilde olan biteni anlatmak, insanları aydınlatmak suç unsuru taşıyor.
Filmde bir diğer dikkatimi çeken taraf ise XANAX kullanımı… Dört ayrı sahnede Xanax ilacına sanki bir işaret var gibi… Bilindiği üzere Xanax bir antidepresan ilacıdır. Kaygı ve endişeyi giderir. Dört farklı sahnede o ilacın içilmesi bana göre oluşacak kaos ve sıkıntılardan ötürü insanların adeta bir depresyona gireceği, çoğu kişinin yaygınca, en çok bilinen, sakinleştirici özelliği olan Xanax ilacına mecbur bırakılacağını anlatıyor. 
Toparlamak gerekirse son olarak şunları söyleyeceğim. 
Film, açık ne net bir şekilde ABD hükümetini eleştiriyor ve kapitalizme bir isyan bayrağı çekiyor. Kapitalizm’in ve faşizmin artık yıkılması gerektiğine inanıyor. Zaten bu yüzden ötürü ABD hükümeti ve yetkililer film’den hiç de mennun değiller.
Yetkililerin ve hükümetlerin kendilerini, menfaatlerini ve çıkarlarımı düşünmelerinden bir bunalış hikâyesi de mevcut aslında… Çünkü filmde, ne kadar kötü durum ile karşı karşıya kalınırsa kalınsın yetkililerin bunları umursamaması, halka gerçekleri anlatmaması aynı zamanda kendi çıkarlarını, menfaatlerini, mevki ve makamlarını ön planda görmelerine hırçın bir şikâyet söz konusudur.
Sosyal medyaya, sosyal medyanın sadece başıboş konularının üzerinde durmasına, insanların sadece eğlence, seks ve komedi üzerine yoğunlaşmasına, geçirilen boşa zamana net bir eleştiri var. Önemli konuların umursanmaması, reytinglerin sadece evlilik, spor, eğlence ve cinsellik programlarında olmasına atıfta bulunuluyor.
Evre’nin zor zamanlar geçireceği ön planda tutularak bir antidepresan ilacı olan XANAX’ın kullanılmasına dikkat çekilerek, insanların bu iğrenç ve kötü durumlara alışacakları, artık umursamama, bir iç dünya karanlığına işaret olarak sıkıntılı süreçlerin bir psikoterapiye dönüşeceğini göstermektedir. Olacaklar sebebiyle insanların çoğunun sakinleştirici, endişe ve kaygı giderici olan antidepresan ilaç kullanımın fazlalaşacağına güçlü bir işaret de söz konusudur diyebiliriz.
Son olarak Dont Look Up filminin en geniş genel mesajı nedir diye sorarsanız bana göre şudur:
“Dünya risk altında, Dünya’ya sahip çıkmalıyız’’
 

Yazarın Diğer Yazıları