Galip Önlü

Bu Sorunlar Çözülmeden İleriye Bakmak İmkânsız…

Galip Önlü

Değerli arkadaşlar bugün ülkemiz açısından hayati önem teşkil eden bazı sorunlara değinmenin zaruri olduğunu görüyor ve düşünüyorum. Ülkemizdeki bazı büyük sorunların görmezden gelinerek nereye kadar arka plana atılacağını da ayrıca düşünmeden edemiyorum. Bu sorunlar çözülmeden Türk milletinin belinin doğrultulmasını ve doğru istikamete ilerlemesini mucize olarak görüyorum.

Bana göre ülkemizin asli sorunlarından biri ve aynı zamanda mücadele etmekte güçleşen problemlerden birincisi mülteci sorunudur.

Bakınız çok açık ve net bir şekilde söylüyorum ki mülteci sorunu öyle bir sorundur ki beş on yılı veya yirmi otuz yılı kapsayan sınırlı bir sorun değildir. Mülteci sorunu hem şu anı hem de geleceği ve gelecek kuşakları zedeleyen ağır bir sorundur. Ümit Özdağ’ın birçok hareketini ve söylemini onaylamıyor olsam da Ümit Özdağ, mülteci konusunda sonuna kadar haklıdır. Bu ağır sorunu gündeme getiren tek kişi de odur. Mülteci sorunu çözülmeden milletimizin rahat nefes alması adeta imkânsızdır. Bazı Belediye Başkanlarının bu büyük sorunun küçük bir parçası olan, yabancı tabelaların kaldırılması kararını takdir ediyor, bu kararın diğer illerimizde de gerçekleşmesini ayrıca temenni ediyorum. Ve ümit ediyorum ki mülteci sorunu çok uzun bir sürece yayılmadan çözüme kavuşturula bilinir.

İkinci büyük sorun uyuşturucu kullanımı ve ticaretidir.

TUIK verilerine baktığımızda üniversiteden mezun olup işsiz durumda olan en az 5 milyon genç var. Bu genç vatandaşlar ne yapacak? Emin olunuz ki çoğu, kolay yoldan bir şeyler kazanma arayışına girecektir. Uyuşturucu faktörü de bu arayışlardan bir tanesidir.

Geçenlerde Denizli Belediye Başkanı Sayın Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun bu konuyu bizatihi gündeme getirmesi beni mutlu etmiştir. Denizli’de uyuşturucu kullanımının çocuk yaşlara indiğinin altını çizerek bu hususta mücadelenin daha güçlü yapılmasını önerdi.

İşte bu durum ne yazık ki sadece Denizli ile sınırlı değildir. Hemen hemen bütün illerde uyuşturucu kullanımı çocuk yaşlara inmiş ve uyuşturucu ticareti had safhalara ulaşmış vaziyettedir.

Yeni İç İşleri Bakanımızın bu sıkıntılı problemi, ülke içindeki problemin ilk sırasına koymasını temenni ediyorum.

Üçüncü büyük sorun ise çete gruplarının çoğalmasıdır.

Kıymetli arkadaşlar haberler izlenildiğinde çoğu kez silahların konuşulduğunu görmüşsünüzdür. Bu silahlar kurusıkı veya beylik tabancaları da değildir. Uzun namlulu silahlar, dinamitler, bombalar ve roketatarlardan bahsediyorum. Az önce ülkemizin büyük bir kısmının, hatta üniversite bitirmiş büyük kısmın işsiz olduğunu belirtmiştim. Bunların hepsi genç yaşta insanlardır. Türkiye’de giderek çoğalan çete gruplarını da genç bireyler oluşturuyor. Çeteler günden güne çoğalıyor, kendilerince sağa sola saldırıyor yahut da kendi aralarında büyüklük ve intikam arayışlarına giriyorlar.

Daltonlar Çetesi, Redkitler Çetesi, Boyun Çetesi, Baygara Çetesi, Anucur Çetesi, Görener Çetesi, Şahinler Çetesi, Şirinler Çetesi, Caniyev Çetesi, Sarallar Çetesi, Delibaş Çetesi gibi uzatılmak istense iki sayfayı rahatlıkla doldurabilecek kadar fazla olan bu ve benzeri çeteler, ülke huzuru adına büyük sorun oluşturmaya başlamışlardır.

Aynı zamanda toplum bu durumdan oldukça bıkmış vaziyettedir. Dolayısıyla büyük bir sorun olan Türkiye’de çetelerin çökertilmesi, zaruret ve aciliyet taşıyan bir hal almıştır.

Yine aynı şekilde İç İşleri Bakanlığımızın bu konuda daha ivedi ve daha sert oluşlarını temenni ediyor, bu güne kadar ki mücadelelerinden dolayı da tebrik ediyorum.

Dördüncü büyük sorun köpeklerin başıboş ve sahipsiz etrafta dolaşmalarıdır.

Ben kimseye hayvanları öldürün veya yok edin demiyorum. Hayvanlara eziyetin karşısında ilk önce ben ve ruhum durur. Lakin Türkiye’de sayısı 15 bini aşkın sahipsiz sokak köpekleri dolaşıyor ve insanlara zarar veriyor. Ben hayvanları öldürün demiyorum ama insanları koruyun diyorum. Hiçbir şey bilmiyorsanız 1932 yılında sahipsiz hayvanların akıbetine dair Mustafa Kemal Paşa’nın çıkardığı yasaya bakın. O dönemlerde aynı sorun için aldığı tedbirlere göz atın. Kuduz vakaları basit vakalar değildir. Tabi bu sorunun çözümü belediyelerin görevidir.

Her ilin belediyesinin bu hususta ciddi tedbirler almasını temenni ediyorum.

Beşinci büyük sorun ülkemizde çiftçi sayısının oldukça azalmasıdır.

Arkadaşlar en basitinden ülkemizde et çok pahalıdır. Niye? Çünkü ithal ediyoruz. Peki, ne oldu bizim çiftliklere? Niye bir arazi planlanması yapılamıyor? Neden özellikle kışın adeta tefecilere mahkûm kalınıyor?

Çiftçilik ve tarım problemleri çözülemeyecek işler değildir. Çözülemeyecek bir iş olmamasına rağmen ülkemiz adına da büyük sorunun ta kendisidir. Bu iş particilik olayı ile alakalı bir durum da değildir. Adeta milli güvenlik meselesine dönüşmüştür.

İktidar ve muhalefetin ve hatta öncelikli olarak muhalefetin, bu konuda birlikte yoğun çabaları ve diyalogları şarttır.

Altıncı büyük sorun sanal bahislerin oldukça rahat oynanıyor olmasıdır.

Sanal bahisler yaş ayırt edilmeksizin milyonlarca kişi tarafından çok kolay ulaşıla bilinir bir şekilde oynanıyor ve milyonlar bataklığa sürükleniyor. Burada yetkili merciler “vatandaşlar oynamasın” derlerse eğer, bu kesinlikle bir çözüm olmayacaktır. Gençler ekonomik olarak günü kurtarma, kısa yoldan zengin olma veya kazanma hırsı sebebiyle sanal kumara çok rahat bir şekilde yönelebiliyor. Kullanıcılar önce bonusları kullanarak kazanıyor, kazandıkça oynuyor. Ancak kaybedilince işler değişiyor ve kaybettiklerini geri alabilmek için hırs yapıp, adeta kontrolden çıkıyor. Zarar telafi edilmeye çalışılırken de adeta bataklığa doğru gidiliyor.

Bu konuyla alakalı çocuklar ve ergenlerin özellikle risk altında olduklarını rahatça belirtmek isterim.

Değerli arkadaşlar tabi sorunlar silsilesi uzayıp gidebilir ama ülke, millet ve gençler açısından sıkıntılı olan bu altı sorunu bizzat paylaşmak istedim.

Şuana da eminim ki Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün sorunlara çözmeye muktedirdir. Yeter ki sorunların üzerine ciddi bir şekilde gitmek istesin.

Yazarın Diğer Yazıları