BRICS Bir Alternatif Mi?
Galip Önlü
Değerli arkadaşlar, Yeni Dünya Düzeni inşası sürecinde çok tehlikeli zamanlar yaşıyoruz. Başkan Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” ise gittikçe önem kazanmaktadır.
Baktığımız zaman Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi çürümüş, güvenlik istikrarını kaybetmiştir.
Derin ABD, kuklası Siyonist İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırıma destek oluyor. Sırbistan Başbakanı Vucic ve Macaristan Başbakanı Orban, “Avrupa’da 4 ay içinde savaş çıkacak” diye bağırıyor. Rusya lideri Putin, Asya’da ABD’ye karşı Çin ve Kuzey Kore ile birlikte “Nükleer Denge” kuruyor.
Ayrıca Çin ve Rusya yeni bir siyasi merkez olarak BRICS teşkilatı ile yükselmesini sürdürüyor.
Tabi nükleer silah kullanma tartışmalarının arttığı bir dönemde, önümüzdeki Temmuz ayında son derece önemli iki küresel zirve gerçekleşecek.
4 Temmuz: Başkan Erdoğan- Putin- Şi Cinping BRICS ASTANA ZİRVESİ…
10 Temmuz: Başkan Erdoğan- Biden WASHİNGTON NATO ZİRVESİ…
Birbirine zıt iki kutup olan NATO ve BRICS arasında iki zirvesinin de tek küresel lideri Başkan Erdoğan olacaktır.
Esasında Yeni Dünya Düzeni inşasında Avrasya’da Türkiye olmadan oyun kurulamaz. Kurulursa bile tam hâkimiyet sağlanamaz.
4 Temmuz’da gerçekleşecek olan Erdoğan- Putin- Şi Cinping BRICS Zirvesi de ayrı bir önem taşımaktadır.
Şu an için bakıldığında BRICS; Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’den oluşan 4 ülke, sonradan da Güney Afrika’nın katılımıyla 5 ülke olarak bir araya gelmiştir.
BRICS adı, bir araya gelen bu beş ülkenin İngilizce beş harflerinden oluşuyor.
Ocak 2024 itibari ile Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Mısır ve Etiyopya’nın katılımıyla bu sayı 10’a çıkmış ve davet edilen ülkeler ile beraber BRICS+ adı ile anılmaya başlanmıştır.
BRICS ülkeleri dünya nüfusunun %45’ini, dünya ekonomisinin %28’ini ve dünya petrolünün %45’ini oluşturmaktadır.
Tabii bu organizasyon AB ve G-7 kadar güçlü değildir. Lakin BRICS’in kurucuları G-20’ye de üyedir.
Bu organizasyonun sayısı gittikçe artmaktadır. Bunun sebebi nedir? Şudur:
Özellikle ABD ve onunla birlikte veya kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden batılı ülkelerin demokrasi ve insanlık dışı davranışlarından zarar gören ülkelerin, teşkilatı bir kurtuluş olarak görmeleridir.
Ülkelerin BRICS organizasyonundaki beklentileri nelerdir? O da şudur:
Üyeler arasında para akışının hızlı, ucuz, şeffaf ve güvenli bir şekilde sağlanması, yerel para birimlerinin kullanılmasının güçlenmesi beklenmektedir
Rusya, BRICS’ın güçlenmesini ve birlikteliğin artmasını istemektedir.
Çin, gelişmekte olan ülkelerle birlik içinde çalışarak kalkınmada yeni bir sayfa açmak ve birliktelikten siyasi güç kazanmayı istemektedir.
Suudi Arabistan, özellikle petrol ihracatında Çin ve Hindistan pazarındaki payı arttırarak kazançlı çıkıp, ABD’nin üzerinde var olan baskısını kırıp, hafiflemeyi istemektedir.
Türkiye’nin bu konudaki isteği yani üye olma konusundaki düşüncesi de göz önündedir. Zaten 4 Temmuz ve 10 Temmuz da yapılan zıt ziyaretler de bunu göstermektedir.
Taktik olarak Batı ile siyasi ve güvenlik ilişkilerinde dengeyi bulmak ve ekonomik olarak da BRICS bünyesindeki imkânlardan faydalanmaktır.
Tabi Türkiye resmi bir üyelik başvurusu yapmamıştır. Çok yakın bir süreçte de üye olması beklenmemektedir. Fakat ilişkileri sıcak tutmaya özen göstermesi ileriki zamanlarda böyle bir üyeliğin var olma olasılığının güçlü göstergesidir.
Ki Türkiye’nin BRICS’e katılması ekonomik açıdan fayda sağlayıp, doların gücünün kırılması ve yerel para birimlerinin tekrardan değer kazanmasına katkı sağlayabilir.
Dolayısıyla faydalı yönleri bir alternatif olarak köşede tutulup, zamanı geldiğinde değerlendirmeye alındıktan sonra adım atılması önemli bir seçenek olan karşımızda durmaktadır.