ABD Güney Kıbrısta Ne Yapıyor?
Galip Önlü
Bilindiği üzere Türkiye iç ve dış birçok problemle mücadele etmektedir.
Bütün bu problemler yetmezmiş gibi bir de burnumuzun dibinde güvenliğimizi tehdit edebilecek kritik bir antlaşma gerçekleşti.
Nedir bu antlaşma?
ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan “İkili Savunma İşbirliği Yol Haritası Antlaşması…”
Pentagon’dan yapılan açıklamaya göre “Avrupa ve Doğu Akdeniz’in istikrar güvenliğinin ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi için hayati önem taşıdığı” söylendi.
İmza töreninde konuşan Rum Kesimi Savunma Bakanı Vassills Palmas da, söz konusu antlaşmayla ikili ilişkilerin daha da gelişeceğini savunarak “ABD ile Rum Kesimi arasındaki stratejik ortalığın hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu” öne sürdü.
1974 öncesine dönecek olursak tarihi gerçekler bize neyin ne olduğunu açıkça gösteriyor.
1974 öncesi Adadaki Rumların silahlandırılması ile bölgede barış adeta yok oldu. Büyük bir istikrarsızlık oluştu.
Bu istikrarsız durum 1974 yılında Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı ile son buldu. Rumların yaptıkları vahşetlere ise dur denildi.
Açık bir şekilde görülüyor ki ABD, Rum kesiminin zulümlere ve vahşetlere kaldığı yerden devam etmesini istiyor ve bize aba altından sopa gösteriyor.
Bilindiği üzere ABD uzun süreç boyunca Rum Kesimine silah ambargosu uyguluyordu. Lakin 2 yıl önce bu ambargoyu kaldırdı ve az önce anlattığım antlaşmalar dahil olmak üzere birçok antlaşma imzalandı. Bütün bu yapılanlar ile ABD adeta Kıbrıs’taki barışın altına dinamit yerleştirmektedir.
Değerli arkadaşlar bu husus Türkiye aleyhine karşı atılmış kritik bir hamledir. MSB ve Dış İşleri Bakanlığından oldukça sert açıklamalar yapıldı fakat şuan için kınamanın ilerisine gidilmedi.
Zira ABD hem Doğu Akdeniz’e çökmek hem de İsrail’e yol açıp yayılmacı politika kurmak istemektedir. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine ve oradaki vatandaşlarımıza problem çıkartacak bu antlaşmalar barışı yok etmeye yöneliktir.
ABD adada kalıcı olmak istiyor ve orayı yığınak haline getiriyor. Getirmesine ses çıkaramazsak başka bir zamanda harekete geçmelerine hiç ses çıkartamayız. Zira Rum kesimi yığınak haline getirilecek ve zamanı geldiğinde ABD’nin hedefinde herhangi bir Ortadoğu ülkesi, işgal ile karşı karşıya kalabilir.
Doğu Akdeniz’de 55 trilyon dolar seviyesinde doğal gaz ve petrol kaynağı mevcut…
Bu alandaki petrol ve doğalgaz gibi önem teşkil eden enerji kaynakları adına neden Türkiye ile işbirliği yapılmıyor da bir avuç yer olan Rum Kesimi ile yapılıyor?
Doğu Akdeniz’e en uzun sınırı olan ülke Türkiye’dir.
Fakat antlaşmalara dahil edilmiyoruz.
Şunu da açıkça söyleyebilirim.
Bu gidişat ile ileriki yıllarda Güney Kıbrıs Rum Kesimi ABD tarafından NATO’ya alınacak.
Zira bu girişimler, ayrıca Kuzey Kıbrıs Rum Yönetimi NATO’ya hazırlama projesidir.
Mesele oldukça ciddidir ve kınamanın yanı sıra icraatla cevaplar verilmelidir.
Bana göre bu hususta ivedi olarak verilecek en büyük cevap, Göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi olacaktır.
Suriye ile ivedi bir şekilde realist ilişkiler kurulup göçmenlerin ülkelerine gönderilmesi ilk aşamada güzel bir cevap olacaktır.
Devletimizin üst kademelerine güveniyor, aleyhimize olan bu mide bulandırıcı adımları dakik dakik takip ettiklerine inanıyor ve gerekli adımlar atılmasını umuyorum.