
Harput'un Kalbinde Asırlara Tanık Ulu Cami
Tuba Rahmet Ekinci
Geçtiğimiz hafta Harput’un taş sokaklarında yer alan Cemşit Bey Hamamı’nı konu almış, bu yapının tarih içindeki önemini ele almıştık. Bu hafta ise rotamızı, Harput’un simgelerinden biri olan Ulu Cami’ye çeviriyoruz. Eğri minaresiyle dikkat çeken bu yapı, yüzyıllardır kentin sessiz tanığı olarak ayakta duruyor.
Harput Ulu Cami, Anadolu’daki en eski camilerden biridir. 1156–1157 yıllarında, Artuklu hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından inşa edilmiştir. Caminin yapımında kesme taş kullanılmış, planı ise erken İslam mimarisinin sade ve işlevsel anlayışıyla şekillendirilmiştir. Beylikler dönemi mimarisinin özelliklerini taşıyan cami, günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış nadir yapılardandır. Kare planlı, geniş ve düz tavanlı caminin özgün karakteri, geçirdiği onarımlarla korunmuştur.
Harput Ulu Cami’nin en dikkat çekici özelliği, eğik minaresidir. Zaman içinde yapısal temellerinde meydana gelen kayma nedeniyle belirgin biçimde eğilen minare, Harputlular tarafından “eğri ama düşmeyen minare” olarak adlandırılır. Bu eğiklik, minarenin dayanıklılığını zedelememiş, aksine ona ayrı bir karakter katmıştır. Minareye dair çeşitli efsane ve hikâyeler, Harput kültüründe önemli bir yer tutar.
Halk anlatılarına göre, minarenin eğikliğinin Harput halkının birlik ve beraberlik içinde olması sayesinde her türlü zorluğa karşı dimdik durduğunu simgelediği söylenir. Minare, Harput halkı için güçlü birlikteliğin ve dayanışmanın simgesi olarak kabul edilir.
Dünyada eğik yapılar arasında en ünlüsü İtalya’daki Pisa Kulesi’dir. Ancak Harput Ulu Cami minaresinin eğikliği, Pisa Kulesi’nden daha fazladır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pisa Kulesi’nin eğikliği yaklaşık 3.97 derece iken, Harput Ulu Cami minaresinin eğikliği yaklaşık 4.9 derecedir. Bu durum, Harput minaresini dünyanın en eğik ve aynı zamanda sağlam yapılarından biri yapmaktadır. Tarih boyunca yaşanan doğal afetlere rağmen minarenin dimdik kalması, yapının dayanıklılığını ve ustalığını gösterir.
Eğik minare sadece teknik bir yapı olmaktan öte, Harput’un tarihî ve kültürel kimliğinin de bir parçasıdır. Zamanla oluşan bu eğiklik, Harput’un doğal afetlere, zamana ve insan etkilerine karşı direnişini simgeler. Minare, caminin ve dolayısıyla kentin zamana karşı ayakta kalma mücadelesinin en somut göstergesidir. Bu sebeple Harput Ulu Cami’nin minaresi, mimarlık tarihçileri ve kültür mirası uzmanları için özel bir öneme sahiptir.
Bugün Harput Ulu Cami, hem ibadet edilen bir mekan hem de Harput’un tarihî ve kültürel kimliğinin yaşatıldığı önemli bir noktadır. Yerli ve yabancı ziyaretçiler camiyi gezerek, bölgenin zengin geçmişini yakından tanıma fırsatı bulur. Ayrıca, çeşitli restorasyon ve koruma çalışmalarıyla caminin hem mimari bütünlüğü hem de işlevselliği korunmaya devam etmektedir. Harput Ulu Cami, günümüzde kültürel mirasın yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir değer taşımaktadır.