Yöneticilik 'Yıkmak' Değildir

Konuyu yerel medyadan sizler de takip ettiniz. Keban İlçesi Dürümlü köyünde hayvancılık yapan Nizam Şirin’e ait hayvan  barınakları, Keban Kaymakamlığı tarafından “hazine arazisi işgal edildi” gerekçesiyle yıkılıyor.
Olayla ilgili olarak bir basın açıklaması yapan Şavak-Der Başkanı Naim Doğan ve STK dönem sözcüsü Zafer Aksuoğlu, barınakların yıkılmasının kabul edilemez olduğunu, Keban Kaymakamlığının üretimi destekleme yerine engellediğini ifade ettiler.
Olayla ilgili hem Keban Kaymakamlığının hem üretici Nizam Şirin hem de STK başkanlarının açıklamalarından konu ile ilgili anladığımız şudur:
Nizam Şirin, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak amacıyla Dürümlü köyünde arazi alarak buraya yerleşmiş. Ekip biçmekle birlikte hayvanlarının barınması amacıyla bir alanda derme çatma yazlık bir ağıl yapmış. Bu alanın hazineye ait olduğunu bildiği için ecrimisil denen kirasını da beş yıldan beri devlete yatırmış.
Bunlara rağmen köy sakinleri, “toz oluyor, ekin ve bahçelerimize zarar veriyor” gerekçesi ile konuyu Keban Kaymakamlığına resmi olarak taşımış ve çözüm bulunmasını istemişler.
Keban Kaymakamlığı da söz konusu alanın hazine arazisi olması gerekçesini göstererek ağılı, iş makinasıyla yıktırmış.
Adil olmak gerekirse iki tarafında haklı yönleri var. Biri et ve süt ürünleri konusunda üretim yapıyor ve hem şehrimize hem de ikisi üniversite mezunu kardeşine ekonomik katkı sağlıyor. Tozdan, bağ-bahçeye zarar verildi gerekçesi ile konudan rahatsız olan köylülerin de mağduriyetini de göz ardı etmemek bir yöneticinin tabi ki vasfı olmalı. Ancak bu sorunun çözümü böyle mi olmalıydı? 
Elbette hayvancılık zorlu ve meşakkatli bir iş olmakla birlikte çevresel etkileri de olan bir üretim faaliyetidir. Köy merkezinde olmasa bile daha bir dışarda yapılması zaten üreticilerin de tercihidir. Anladığımız kadarıyla bu ağıllar da köy yerleşim yerinden uzak bir alanda ve çok da mağduriyet oluşturmayacak bir bölgede yapılmıştır.
Böylesine bir sorunda yöneticilere düşen, kendisine gelen dilekçeyi, her açıdan getiri ve götürüsü düşünmeden, “gereği yapılmak üzere” diyerek  ilgili birime “yıkın” talimatıyla göndermek değil, bizzat olay mahalline giderek tarafları dinlemesi ve her iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulmasıdır.
1500 küçükbaş hayvanın bölgeye, şehrimize ve ülkemize katkısını bir “toz oluyor” gerekçesi ve şikâyeti ile çırpıda söküp atmak üretime vurulmuş darbe olduğu gibi bu sektördekilerin şevkini kırmaktır.
Keban Kaymakamlığına düşen, konunun taraflarını ve STK temsilcileriyle birlikte her iki tarafın da biraz fedakârlığı, biraz anlayışı ve bölgeye olan ekonomik katkısını düşünerek orta bir çözüm bulmaktır.  Zira yöneticinin görevi kolay olanı seçip yıkmak değil, varsa sorunları gidererek üretime ve yapmaya katkı sunmaktır. Ümit ediyoruz ki yaşanılan bu mağduriyetler duyarlı ve vicdanlı il yöneticilerinin ferasetli duruşlarıyla çözüme kavuşur.