Serkan GÜRTÜRK

Yine Madenler…

Serkan GÜRTÜRK

Gündem yine madenler ve 4 Nisan’da yapılacak ihale. Ve bizler bu tarihe kadar sürecin her aşamasını takip ederken, adil, şeffaf bir şekilde sonuçlanması konusunda şehrin sesi olmaya devam edeceğiz.
Maden ilçesi sınırları içindeki, zengin maden yataklarının Elazığ Girişim Grubu tarafından işletilmesi yönünde ETSO tarafından başlatılan ve yürütülen çalışmaları anlamı ve değerli buluyoruz.
Geçmişin kötü izler bırakan ve bu konudaki adımlara negatif bakışı getiren kara bulutların gölgesinde ve “Elazığ’dan hiçbir şey olmaz” öğrenilmiş çaresizliği iklimini yerle bir edip örnek bir kenetlenmeyi sağlayan ETSO’nun bu gayreti, sonuç ne olursa olsun takdire şayandır.
Ve bu oluşum, Maden’le başlasa da gelecekte ortaklık kültürünün en güzel örneklerini vermeye aday bir oluşum olması yönüyle bile tek başına bir kazanım ve özgüvendir.
İhale tarihi 4 Nisan’a ertelendi ama şartnamede hala kısıtlayıcı ve bu sektörde halen var olan güçlü bir firmayı tarif eden maddelerin olduğu söyleniyor. Bu şirketin halen var olan maden işletme tesislerinin bulunduğu illeri şart koşan bir maddeden söz ediliyor. Sonuçta yapılacak ihalenin şeffaf olması yetmiyor, şartnamenin de şeffaf ve adil olması gerekiyor.
İhale ile ilgili bu tartışmalar sürerken, bu madenlerin hem şehrimiz hem de ülkemizin lehine olarak çalıştırılmasına yönelik iki teklifi de anlamlı buluyoruz.
CHP Milletvekili Gürsel Erol, başından beri madenlerin işletilmesi konusuyla ilgileniyor. İlgilenmekle kalmıyor, bu konuda ETSO’ya desek veren Ak Parti Milletvekilleri, Belediye Başkanı ve İl Başkanına bu konudaki duyarlılıkları için teşekkür ediyor. 
Erol, bununla birlikte  maden sahasının, yapılacak ihale ile bir defalığına alınan para karşılığı değil, çıkan her kilogram madenden devletin pay almasını sağlayan rödovans sistemiyle çalıştırılmasını öneriyor.
Benzer bir öneri de YRP İl Başkanı Av.Erhun Karakuş ile YRP Bölge sorumlusu Av. İbrahim Gök’ten geldi. YRP temsilcileri, söz konusu maden sahalarının yüzde 51 devlet, yüzde 49 özel şirket marifetiyle çalıştırılmasını ve çıkan madenlerinde bu oranda pay edilmesi önerisini sunuyorlar.
Ülkenin kaynaklarının özelleştirme ile nasıl peşkeş çekildiğini zaman içinde çok iyi gören ve yaşayanlar olarak artık hiç kimse “devletçiliğe geri mi dönüyoruz” eleştiri ile karşımıza çıkamaz.  Evet, gerekirse devletçiliğe dönülebilir. Ama YRP’lilerin önerisi tam olarak devletleştirme değil. Devlet sahayı özel işletmeye verecek, özel işletme de yönetime devleti ve siyasilerden gelen ve işe dahi gelmeyecek olan kişileri istihdam etme noktasındaki dayatmalarına kapalı olarak profesyonelce işletecek, kazandığının yüzde 51’ini devlete, yüzde 49’unu da kendine ayıracak.
Çok yüksek bir miktar gibi gözükse de bir defalığına bir bedel alıp devletin dışlanması mı yoksa ilk etapta az bir bedel alınıp yıllarca yüklü miktarda hazineye para girmesi mi devlet için karlı, millet için faydalı, takdiri size bırakıyoruz. 
Bu haliyle yapılan ihale, alınacak bu para ile büyük bir tavuk alıp onu mükellef bir sofrada ve bir öğünde tüketmek gibi bir şey olacak. Oysa altın yumurtlayan bu tavuk kesilmeyip korunsa, yıllarca size gelir kazandırıp katkı sağlayacak.
Umarız tavuğu kesip bir günlüğüne keyif yapıp sonrasında da Ferrokrom örneğinde olduğu gibi kamuyu, milleti ve şehri  zarara uğratmayız.
 

Yazarın Diğer Yazıları