1 Temmuzla birlikte başlayan normalleşme dönemiyle birlikte tabiri caizse herkes kendini doğaya attı. Aylardan beri bedenen ve ruhen kapalı olan ve dış mekânlara özlem duyan herkes, şimdilerde dağ bayır, dere-tepe gezip tozuyor.
Pandemi ile birlikte tatil anlayışı da değişti. Eskinin deniz, kum, güneş üçlüsü, şimdilerde çok revaçta değil. Kaldı ki pandemi gölgesinde otellerin ve müesseselerin uygulamaları da bu keyfin sona ermesine sebep olmuş gibi.
Şimdilerde yeni tatil ve turizm anlayışı, tabiata ve tarihi beldelere kaçış ve orada huzur arayışı.
Bu konuda ilimiz önemli bir potansiyeller sahip olmakla birlikte bunu ne kadar verimli değerlendirdiği her zaman tartışma konusu.
Eski Valiminiz Çetin Oktay Kaldırım döneminde başlatılan turizm atılımlarının hem hız hem de bütçesi kesilmiş gibi. Hazar Gölü ile Hazar baba dağında başlatılan projelerin akıbeti nedir çok bilinmiyor. Yine ülkede olduğu gibi dünyada da önemli ses getiren kanyonlardan bir haber yok. Gelen haberler de tekne turu için alınan kayıkların nerede olduğu ve nereye park ettiği.
Harput, Elâzığ Belediyesi’nin önemli projeleri ile ayağa kalkmış durumda. Cam teras, Balak gazi parti düzenlemesi, belediye konukevi, restorasyon çalışmaları ve sona gelinen müzelerle birlikte Harput önemli bir turizm merkezi olmaya aday bir beldemiz.
Bu çalışmalarla şehrimizin turizm alanında sayılı merkez ve konuma yükselmesi mümkün değil. En önemli eksikliğimiz, var olan değerlerimizin yanında yapılan sosyal tesisler ve bunların temizliği.
Siz dünyanın en önemli, tarihi ve turistik mekânını hazırlar, tanıtımını yapar ve fakat yanında temiz bir tuvalet inşa edemezseniz tüm yaptıklarınız boşa gider. Bununla da kalmaz tersi propaganda ile emekleriniz karşılıksız kalır.
Dememiz o ki şehrin turizm alanındaki çalışmaları, devlet memur kafasına terk edilemeyecek kadar önemli ve hassas bir konudur. Bu alanda yetişmiş ve kendini ispatlamış isim ya da kurumlarla görüşülerek bir çıkış yakalamamız gerekiyor.
Yapmak, inşa etmek ve nezih bir mekân haline getirmek yetmez, bu alanları profesyonel bir işletme mantığıyla halka arz etmek gerekir ki bunu da ancak bu sektörün uzmanları bilir.
Bu alanda görevlendirilecek kişiye dolgun maaş vermek, aslında şehrin kazanımı olacak ve kazanan o kişi değil biz olacağız.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu konuda ortaya konan başarı hikâyelerine bakılırsa hiç birinde kamu kurumunun aktör olmadığı görülecektir. Uzman, ehil ve güvenilir isimlerle çalışan şehirlerin turizmi de kendisi de kazanır. Bizden söylemesi.
