Serkan GÜRTÜRK

Turizme Muhalif Bakış

Serkan GÜRTÜRK

İlimiz her ne kadar sanayi, tarım ve hayvancılık alanında öne çıkma gayretleri oraya koysa da ne bir sanayi, şehri olabildi ne de tam anlamıyla bir tarım-hayvancılık şehri.
Üretim alanında her zaman bir gayret ortaya koyan Elazığ’ın bu alanda zengin potansiyel ve değerlerine rağmen turizm konusunda ciddi adımlar atamaması büyük bir handikap ve eksiklik olarak görülüyor.
Geçtiğimiz günlerde ilimiz Valisi Ömer Toraman’ın başkanlığında ilgili tüm kamu kuruluşlarının tepe yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen “turizm” temalı toplantı önemli bir adımdı.
Bu toplantıda ilimizin mevcut turizm potansiyelleri ile bunlardan hangi oranda istifade edildiği masaya yatırıldı. Yine bu toplantıda başta Harput olmak üzere, Sivrice, Hazar baba, kanyonlar, Keban baraj gölü, Palu, Karakoçan’da bulunan tarihi ve turistik değerleri profesyonel anlamda turizme ve ekonomiye kazandırılması konularının gündeme gelmesi önemli.
Bu toplantı umarız geçmişte yapıldığı gibi “toplan-konuş-dağıl-unut” mantalitesine teslim ve esir edilmez. Bu toplantıdan çıkan en önemli sonucun, burada konuşulan ya da teklif getirilen konuların sürdürülebilirliğini ve başlatılması gereken  çalışmaları kimin koordine edip kimin takip edeceğidir.
Bu tür toplantıların nihai sonucu eskilerin ‘intaç’ dediği neticedir. Netice ve sonuç getirmeyen hiçbir toplantı ve oturum, amacına ulaşmış bir toplantı olmaz.
Bir Vali yardımcısı, ilgili kurumların bir numaralı yöneticileri, konunun uzmanı olan deneyimli kişiler ve bu konuyu kendine dert edinen STK temsilcisinden oluşan yürütme kurulu, aylık olarak yapacağı toplantılarla yapılması gerekenlerin ne kadarının yapıldığını, yapılmayanların sebepleri ile birlikte Valilik makamına sunulması görevini yapmalıdır.
Valilik tarafından yapılan turizm konulu toplantıdan iki gün sonra bir televizyon kanalına çıkan İlimiz Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Demirdağ’ı dinleyince, bu işlerden sorumlu bir numaralı bir bürokrat değil de ilimizdeki turizm yatırımlarını yetersiz gören ve tüm kurumları bilgisizlik, ilgisizlik ve iş bilmezlikle suçlayan muhalefete ait bir siyasi İl başkanı gibi tavır alması da olayın bir başka vahametini ortaya koydu.
“Altyapı yok, aslında yapılması gereken çok basit işlerle sorunlar çözülebilir, Hazar baba bu haliyle olmaz, macera parkı sıkıntılı, her gelen yönetici gidenin projelerini sahiplenmiyor,  şunu yapmak lazım, bunu yapmak lazım, lazım, lazım lazım…” Bu cümleleri muhalif bir siyasi parti il başkanı söylemiyor, bu işin başındaki kamu kurumunun bir numaralı ismi söylüyor.
Yağan kar yağışı sonrası Nurettin Ardıçoğlu’nun 10 basamaktan oluşan merdiveni ile 20 metreden oluşan yaya yolunu karlardan arındırma konusunda dahi sınıfta kalan, bugüne kadar yüklü paralar verip birkaç video hazırlamaktan öte ciddi bir proje ortaya koyamayan, “Biz yatırımcı kuruluş değiliz” diyerek kenara çıkıp bu kadar eleştiriyi televizyon ekranları yerine keşke sayın Valimiz ile yaptığı toplantıda da söyleseydi.  Zira sizin eleştirdiğiniz ve eksikliklerini dile getirdiğiniz birçok problemin çözme yetkisinde olan kurum müdürleri de oradaydı ve zaten bu eksiklikleri gidermek için davet edilmişlerdi.
Elazığ Belediye Başkanı, İl Özel İdare Genel Sekreteri, Fırat Üniversitesi, Fırat Kalınma Ajansı, Kosgep, Tursap ve en önemlisi tüm bu eksikliklerin birinci derecedeki muhatabı Sayın Vali o toplantıdaydı. 
Eksiklikleri, olması ve yapılması elzem olan bir toplantıda dile getirmeyip, topu taca atma ve sorumluluklardan kurtulma adına tüm kurumları ve bugüne kadar yapılanları bir çırpıda silen ve töhmet altında bırakan bir üslup ve tarz, sorumlu devlete adamlığına ve ekip ruhuna çok yakışmadı.

Yazarın Diğer Yazıları