Serkan GÜRTÜRK

Son Tren...

Serkan GÜRTÜRK


Türkiye eski Türkiye olmadığı gibi Elazığ da eski Elazığ değil.
2002’de her alanda başlayan değişim ve dönüşüm, ekonomi alanında da kendini göstermiş, ilimizin birçok firması kendi sektörlerinin önemli aktörleri arasında yer almayı başarmışlardır.
Bugün, Elazığ OSB ve farklı bölgelerde faaliyet gösteren birçok yerli firmamız, hem ürettikleri ürünlerin kalitesi hem de ülkenin toplam üretimine katkısı anlamında ciddi oyun kurucu roller üstlenen bir konuma yükselmişlerdir.
Son yirmi yıl içinde şehrimiz ekonomisine ciddi katkılar sunan ve birçoğu örnek başarı hikâyeleri yazan yerli firmalarımız, her ne kadar yerli yöneticilerimiz ve siyasetçilerimiz tarafından takdir ve taltif edilmese de sektördeki rakipleri ve partnerleri arasında ağırlığı ve saygınlığıyla kendi liglerinde yerini almayı başarmışlardır.
Bu gerçeğe ve ilimiz firmalarının ortaya koyduğu başarılara rağmen, şehrimiz zenginliklerin ve özellikle maden kaynaklarına yabancı şirketlerin göz dikmeleri ve buna karşı ilimiz kamuoyunun sessiz kalması kabul edilebilir bir durum değildi.
Ve ilk kez kamuoyundan ve ilimiz medyasından güçlü bir yerli ses yükseldi. İlimizin zenginliklerini şimdiye kadar şehre zarardan başka herhangi bir faydası olmayan yabancı firmaların işletmesine sert tepki koyan Elazığ, “artık bizim de güçlü maden firmalarımız var” diyerek ayağa kalktı ve duruma el koydu.
Maden ilçemizi yaşanmaz kılan ve yüzyılların Maden ilçesinin doğal olmayan heyelan sebebiyle akıp gitmesine ve insanlarımızın onca yaşanmış hatıralarının yok olmasına, yerinden yurdundan koparılmasına sebep olan bakır işletmesi örneğini bir kez daha yaşamaya tahammülü yok bu şehrin.
Şehirden yükselen bu haklı ve güçlü sese kayıtsız ve duyarsız kalmayan ETSO Başkanı Asilhan Arslan’ın açıklamaları ve bu işin takipçisi olacağına dair açıklamaları yüreklerimize su serpti.
Bu açıklama ve duruma vaziyet etme dirayeti de gösterdi ki, artık şehrin her alanda sahipleri, hakkını arayan yöneticileri ve bu uğurda inisiyatif alan liderleri var.
Asilhan Arslan’ın ETSO Başkanı olarak başlattığı bu mücadeleye siyasilerimizin ve Bakanlarımızın da destek vermeleri gerekiyor. Bunun için de hazırlanan raporlar ve bu alanda yetkin ve güçlü firmalarımızın önerileriyle birlikte bu sahanın şehrimiz insanı ve firmalarının işletmeleri konusunda güçlü bir lobi ve ziyaret trafiği başlatılmalıdır.
24 Ocak depremi sonrasında şehrin yeniden inşası noktasında da hiçbir imtiyaz tanınmayan, TOKİ ihalelerini alan yabancı firmaların, yemek ihtiyaçlarını dahi yine yabancıların kurduğu firmalardan karşılayan ve şehre hiçbir katkısı olmayan bir dönemden sonra, maden sahası işletmesi konusunda siyasilerimizin daha çok aktif olması, il yöneticilerimizin de buna destek vermesi gerekir.
Bu son trendir şehir için dostlar. Bu treni de kaçırırsak, bu durakta daha çok bekleriz ve daha çok şikayet ederiz demektir.Bizden söylemesi…
 

Yazarın Diğer Yazıları