Serkan GÜRTÜRK

Siyasi İntihar

Serkan GÜRTÜRK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çarşamba günü partisinin grup toplantısında işaret fişeğini yaktı ve seçimlerin 14 Mayıs ta yapılmasının ilk adımını attı.
Erken seçim kararının beşte üç çoğunlukla meclisten çıkmayacağı gerçeğini de bilen Erdoğan TBMM’yi 6 Mart ta feshedip, anayasa gereği ülkeyi 60 gün içinde seçime götürme yöntemini kullanarak 14 Mayıs ta sandık kurulacak. 
Beklenen bu gelişmenin ardından ülkemizde olduğu gibi ilimizde de siyasi hareketliliğin yaşanması bekleniyor. Bugüne kadar; Av. Cengiz Gülaç, Mehmet Karacadağ, Yüksel Ercan, Prof. Mustafa Kemal Atikeler, Hasan Tunç resmi olarak aday adaylıklarını açıkladılar. 
Kamu görevlilerinin meclisin feshedileceği tarih olan 6 Mart tan sonra açıklanacak YSK takvimine göre hareket edip, istifalarının ardından resmen aday adaylıklarını açıklamaları bekleniyor.
Gerek eski siyasetçi, gerek iş insanı ve serbest meslek erbabı gerekse kamu görevlilerinden en çok aday adaylığı müracaatının Ak Parti’ye yapılması bekleniliyor.
İkinci yoğun ilgi ve müracaatın yapılacağı parti olarak İyi Parti görülüyor.
MHP’nin adayının büyük oranda belli olmasından kaynaklı bu partiye çok müracaat yapılacağı öngörülmüyor. 
CHP’de Gürsel Erol’un Elazığ’dan ya da farklı bir ilden adaylığı söz konusu olma ihtimalinden dolayı sayıları çok olmasa da belirli oranda bir müracaatın yaşanacağı bekleniliyor.
HDP’nin bir milletvekili çıkarma potansiyelini gören parti kurmaylarının bu oranı bir miktar daha yukarı çekecek bir isimle kamuoyu önüne çıkması bekleniliyor.
Cumhur ve Millet ittifakının diğer küçük partileri de kendilerine verilen kontenjanlar kadar farklı illerden aday gösterecekler.
Aday adaylığında yoğun bir yarışın yaşanması beklenen Ak Parti’nin hem halkın beklentilerine hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarına uygun bir şekilde bir liste yapması bekleniliyor.
Halkın mevcut vekillere olan tepkisi ve onların aday olması durumunda oy vermeyeceklerini açıkça beyan etmeleri mesajını iyi alan ve bu gerçeği gören teşkilat ve genel merkezin, böylesi bir kötü sonucun müsebbibi olmama adına daha seçkinci davranacakları ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir il başkanına milletvekili adaylarında aranılacak şartlar konusunda verdiği; “şu an için siyaset içinde olmayan, nitelikli, halkın sevdiği, bulunduğu yerde kendisine sempatiyle bakılan, yaptığı işte kendisini pozitif şekilde ayrıştırmış, yıpranmamış, mümkün oldukça genç isimlerden bir liste” talimatına uygun bir çalışma yapılırsa Ak Parti’nin sorunsuz bir şekilde yeniden iktidara gelmesi mümkün görünüyor.
Peki, bu temenniler sözde kalır da eskisi gibi Genel Merkez bildiğini okursa ne olur? Onun cevabını da siyasette gücü ve varlığını hissettirmiş, öngörüleri ile hep 12’den vurmuş bir duayen hemşerimizden dinleyelim.
Şöyle bir tespit yaptı hemşerimiz. “Ak Partinin 75 ilimizde milletvekili var. Elâzığ’da dördüncü milletvekilini kıl payı ve yurtdışı oylarıyla kazandığını da biliyoruz. Buna rağmen Ak Parti’nin Elâzığ’da 4 milletvekili var. Ama deprem sonrası ilimize yapılan tüm yatırımlara rağmen en iyimser değerlendirme yapanlar bile Ak Parti’nin Elazığ’da bir milletvekilliğini kaybedeceğini söylüyorlar. Elazığ gibi diğer 75 ilde de aynı durumun yaşandığını düşünürsek Ak Parti bu seçimlerde 75 milletvekilini kaybedecek ve iktidar olma şansını da tümüyle yitirecek”
Hemşerimizin değerlendirmesine katılır ya da katılmazsınız. Buna bir sözümüz ve itirazımız olmaz. Ancak düz bir mantıkla yapılan bu hesap hiç de gündem ve güncelden kopuk değil.
14 Mayıs seçimlerinin önemini sıklıkla vurgulayan ve halkımızdan da bu konuda duyarlılık bekleyen Ak Parti Genel Merkezinin, halkın listelere bakışına ve beklentilerine de kendisinin duyarlık göstermesi lazım.
“Bu seçim çok önemli” deyip herhangi bir suç ve hatası olmasa bile,  halkın tepkisini çekmiş, yıpranmış, gözden düşmüş isimlere karşı oluşan “karşı duruş”u yok sayarak, algıyı önemsemeyip kendi listesini dayatmak, kendi iddiasını çürütmek ve dahası kendi ayağına sıkmak olur.
Vatandaşın bu konudaki netliği ve bunu açıkça ifade ederek önceden bilgilendirme yapmasına; “Hep öyle söyler ama sandık başında yine oy verirler” inadıyla karşılık vermek, siyasi intihardan da öte ihanet olur!

Yazarın Diğer Yazıları