Siyasette Vefa Var Mı?

Vefa’nın İstanbul’da bir semt olduğu ironisiyle başlayan çok cümleler duyarsınız. İnsanlara iş verirsiniz, ekmek verirsiniz, belirli makamlara getirirsiniz, rüyasında dahi göremeyeceği üst noktalara taşırsınız ama şartlar ve yönetimler değişince size tüm bu iyilikleri yapanı bırakın anmanız, hatırlamanız selam vermekten dahi çekinir olursunuz.
Vefa en çok da siyaset sahnesinde gündem olan bir figür olarak ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz hafta ilimizde en çok konuşulan konulardan biri de Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Ömer Ateş’in görevden alınması oldu.
Yeniden Refah Partisi, diğer partilerden farklı bir geleneğe sahip bir siyasi hareket. Merhum Necmettin Erbakan tarafından tohumları ekilen milli görüş hareketinin görüşünü teşkil eden bu parti, siyaseti insanlığa Hak, hukuk, adalet, milli kaynaklar ve milli projelerle ülkenin kalkınması ve insanların mutluluğunu hedefliyor. Bu açıdan bu partide makam, mevki ve görevlerden ziyade bu uğurda ortaya konan gayret ve cihadın manevi ecri daha önemli.
31 Mart seçimlerinde ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de önemli başarı elde eden Yeniden Refah Partisi, beklenmeyen bir şekilde Elazığ’da bir değişim düşündü.
Bir siyasi parti genel merkezinin elbette zaman zaman benzer tasarrufları yapma hakkı ve yetkisi vardır. Teşkilatların başarısı yanında uyumlu çalışmaları ve misyonu daha güçlü kılma adına adımlar atılması konularında hassasiyetleri olması da doğaldır. Ancak tüm bunlara rağmen olumsuzluklar, olumlu işleri gölgede bırakacak kadar artmışsa burada bir değişiminden de söz edilebilir.
Türk siyasetinde çok yanlış bir gelenek var ki genelde il başkanları görevden alındıklarını basından öğrenirler. Biraz empati yaparsak bunun ne kadar rencide edici bir davranış ve teşkilata az ya da çok emek vermiş, fedakarlık göstermiş biri olarak her bir insan bundan olumsuz etkilenir, rencide olur ve kırılır. 
Genel merkez olarak siz,  bir süre birlikte çalışıp başarı elde ettiğiniz bir il başkanının kendisine hiçbir şey yansıtmadan hatta kendisiyle çalışma yönünde bir niyet  beyanı ortaya koymanıza rağmen iki gün sonra görevden alıyorsanız, bu yönetim anlayışı ve etik değerlerinizi gözden geçirmeniz gerekir.
Partilerin genel merkezinin bu vefasızlığı artık terk etmesi gerekir. Eğer bir il başkanı ya da yetkili görevden alınacaksa,bunu medyadan değil bizzat parti genel merkezinin ilgili teşkilat başkanının ağzından duymalı ve ondan öğrenmeli. 
Bazı kesimlerin siyasette çok tecrübesi olmamakla itham ettiği  Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğlulları, görevden alacağı müdürü makamına davet ediyor, bugüne kadar yaptıkları çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor, gayret ve fedakarlıklarını takdir ediyor, bugün görevden almasına rağmen yarınlarda yeniden görev verebileceğini ifade edip, hoş bir sohbetten çay ikram edip makamından uğurluyor.
Bir Başkan Şerifoğulları’nın yaptığı vefa, nezaket ve nezafete bakın bir de parti genel başkanları ya da genel merkez yetkililerinin dava arkadaşlarına yaptığı muameleye bakın.
Konuya dönersek. Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi tarafından görevden alınan Ömer Ateş,  başarılı bir il başkanı olmakla birlikte görevden alındıktan sonra yaptığı açıklamalar da çok şık olmadı...Daha doğrusu Ömer Ateş’in yıllardan beri savunduğu dava bilinciyle çok mütenasip düşmedi yapılan açıklama. Ateş’e ve YRP geleneğine yakışan görevden alınmasına rağmen genel başkanına söz söylememeliydi.
Ateş’in görevden alınması sonrası parti içi ve özellikle bazı Belediye meclis üyelerinin aykırı söylemleri de bu partinin misyonuyla çok mütenasip düşmedi.
Çünkü YRP geleneği, davanın şahıslarla değil, misyonun yüceliğine, hedef ve ideallere önem veren bir siyasi harekettir.
Kısaca ce özetle söylememiz o ki siyasi partilerin genel merkezleri,  nezaket, şeffaflık ve ahlaki ilkelerle adım atmalı ve görevden alacağı isme bunun gerekçeleriyle birlikte bizzat kendi tebliğ etmeli.
Görevden alınanlar da buna hissi ve duygusal tepki verme yerine inandığı,  yıllardan beri savunduğu davasına,  birilerinin yanlışı sebebiyle salvolar savurmamalı.