Serkan GÜRTÜRK

SİYASETİ SICAK GÜNLER BEKLİYOR

Serkan GÜRTÜRK

Önce deprem ardından pandemi süreci. Her iki sorun siyaseti önemli oranda soğumaya ve durağan bir döneme itti. Ak Parti, haziran ayında başlatacağı kongre süreçlerini ağustos ayına öteledi.

Eski format ve kalabalık salon toplantılarından ziyade farklı bir yöntem ile de olsa Ağustos ayında başlayacak ilçe kongrelerinin ardından il kongrelerini gerçekleştirecek ve muhtemelen 2021 yılı Nisan ayında da genel kongreye gidecek.

CHP’nin de Eylül ayında yapmayı planladığı kurultayını bahar aylarına ertelemesi bekleniyor. Kurultayda Kılıçdaroğlu’na rakip her zamanki gibi elbette çıkacaktır ancak, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesini kazanan bir genel başkan edasıyla gireceği kurultaydan yeniden ve güçlenerek genel başkan olarak çıkacak olan Kılıçdaroğlu olacak.

Ak Parti, kongre sürecine giderken sahadan gelen raporları dikkate alacak. Ak Parti 17 yıllık hükümet sürecinde birçok hizmetle birlikte birçok kırgınlıklar da oluşturdu.

Yaptığı ya da yapamadığı bazı icraatlarla kuruluş felsefesine gönül veren samimi tabanı üzdü. Milli ve manevi değerlerin aşınması, özellikle erdemliler hareketi olarak kurulup bir süre bu felsefeyle yola devam eden Ak Parti’nin; bir süre sonra rant, menfaat ve çıkar ilişkileri ile yolsuzluk iddialarıyla anılır olması tabanda bir hayal kırıklığını da beraberinde getirdi.

Dün alternatifi olmayan Ak Parti’nin bugün Saadet, Yeniden Refah, Gelecek ve Deva Partileri olmak üzere birçok alternatifi ve rakibi var.

Bu partilerin hemen hemen hepsinin de ortak vurgusu; Ak Parti’nin artık ömrünü tamamladığı ve ülkeye bir şey veremeyeceği, milli ve manevi konulardaki tahribatına devam edeceği yönünde.

Bu gerçeklik ışığında Ak Parti’nin yeni döneme girerken kongrelerinde ve seçecekleri isimlerde çok hassas olması gerekiyor.

Ak Parti, tıpkı 2002’de olduğu gibi samimi ve yüreği ülkesi için yanan çevrelere ve isimlere yönelmesi gerekiyor. Kuruluş felsefesine gönül vermiş ve bu zihniyetiyle yetişmiş, birçok kırmızı çizgisi olan, siyaseti şahsi kazanım aracı ve vasıtası olarak değil ülkesinin ve şehrinin kazanma aracı olarak gören isimlerle yol yürümesine ihtiyacı var Ak Parti’nin.

Ak Parti, bugüne kadar birçok isimle yol yürüdü ve yol aldı ama geriye baktığında birçok hataları yaptığı da görüldü. Geçmişte büyük riskler alınarak; Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve birçok önemli bakanlıkların altın tepside sunulup takdim edildiği isimlerin ihanetine uğrayan Ak Parti’nin, yeni dönemde fazla tanınmış isimlere değil, halkın içinde olan fakat yıpranmamış isimlere ihtiyacı var.

İttifak sistemiyle yüzde 0.1’in bile değerli olduğu bu süreçte küskünleri yeniden toparlayacak yeni yüz ve isimlere ihtiyacı var. Her bir il, ilçe ve beldede hep sözde kalan Ömer’lere gerçekten ihtiyaç var.

Ayrıştıran, kamplaştıran, ötekileştiren, kibir kulelerinden kendilerine sırça köşkler inşa edip halktan uzak, dar çevrede yaşayan isimlerden ziyade, toparlayan gönül yapan ve gönül alan isimlere ihtiyacı var Ak Parti’nin.

Hiçbir hesabı, kitabı ve gelecek tasavvuru olmayan ve sırf davasının yücelmesi için çalışacak ve gayret gösterecek samimi insanlara ihtiyacı var.

Ak Parti, bunu başarırsa yoluna devam edebilir. Yapamazsa karşı ittifak tıpkı İstanbul ve Ankara’da olduğu gibi gelir ve ülkeyi paşa paşa yönetir. İşte o zaman sizin ne hizmetleriniz ne sağlıktaki atılımlarınız ne de savunma sanayisindeki atılım ve ataklarınız konuşulur.

O günün tek gündemi ”nerede hata yaptık” olur. İşte biz şimdiden bu pişmanlığı yaşamayasınız diye uyarıyor ve bu önemli konuya dikkat çekiyoruz.

Bu uyarımız belki yine yanlış anlaşılacak, yine adrese teslim bir gönderme gibi anlaşılacak ama gerçekten böyle bir amacımız yok. Bizim ciğerimiz belki sizden daha çok yanıyor bunu bilesiniz. Bu ülkenin Ak Parti’ye ihtiyacı olduğunu ve bu hizmet kervanının devam etmesini sizden çok istediğimizi de bilesiniz.

Tek amacımız, haris ve çıkarcı insanları içinizden ayıklayarak munis ve hasbi insanlarla yola ve hizmete devam etmenizdir.  Mesele Ahmet, Mehmet meselesi değil ülke meselesidir. Ankara ve İstanbul örneğinde olduğu gibi yetki ve imkânlar gittikten sonra da zaten ne Ahmet’in ne de Mehmet’in çok bir anlamı ve değeri de kalmayacaktır.

Bizimkisi, bu imkân ve hizmetlerin devamı için yaptığımız dost ve kardeş uyarısı sadece. Gerisi size kalmış…

Yazarın Diğer Yazıları