Serkan GÜRTÜRK

Seviye Düşmesin!

Serkan GÜRTÜRK

14 Mayıs seçimleri öncesinde partilerin adayları netleşti ve sahaya inildi. Hemen her partinin listesinden kaynaklı tepkiler var. Ancak en büyük tepki Ak Parti’nin üçüncü sıra adayı Mahmut Rıdvan Nazırlı’ya oldu.
Adamın Elazığ’a müracaatı yok, adamın Elâzığ’la ilgisi ve alakası yok, adamın bu şehirde tanıyanı ve tabanı yok, adamın şehirden haberi yok, ancak çantasını pijama ve diş fırçasını alarak bu memlekete gelip listeye girmiş...
Tek özelliği soy ismi. Tek kaynağı soy ismi. İlimizde hafız yetiştiren ve geçtiğimiz yıl Hakkın rahmetine kavuşan Hafız Abdullah’ın torunu. 
Saygın bir dedenin torunu olmakla birlikte ailenin bu şehirde belirli bir potansiyeli yok, müntesipleri yok dahası ailenin birlik, bütünlük ve yeknesaklığı yok.
Ailenin tanınırlığı,  özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gittiği her ilde manevi kanaat önderlerini ziyaretiyle ortaya çıktı. Erdoğan Hafız Abdullah Hocaya değer verdi, tazim ve hürmette bulundu. Ancak ailesi bu samimiyete, bu manevi iklime halel getirecek adımlar atarak bunu siyasete tahvil etme kurnazlığına kaçtı. Bugün Ak Parti’den üçüncü sıra adayı Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın babası Vehbi Nazırlı da geçmişte  Ak Parti’den milletvekili ve belediye başkan aday adayı oldu. Babasının konumunu kullanarak siyasette bir sıçrama yapmak istedi ama başarılı olamayıp, HAN Vakfı faaliyetleriyle görünür olmaya çalıştı.
Hafız Abdullah Hocamızın vefatındandan önce hastanede ziyaret eden, vefatında ise bizzat gelerek defin törenine bile katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu saf,  temiz ve samimi davranışının, günün birinde aileden birilerinin siyasete giden yolun taşlarını döşemeye alet edilmesini kimse beklemiyordu.
Yukarlarda nasıl bir yanlış kurgu yapıldı, kendilerinin şehirde nasıl büyük bir müntesip ve oy potansiyeli olduğu yalanı birilerine nasıl yutturuldu bilinmez ama baba olmasa bile torun Nazırlı listenin tam göbeğine oturdu.
Ak Parti’nin en çok tepki çeken üçüncü adayı Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın halkta nasıl bir karşılık bulacağı merak ediliyor.
Seçim sürecinde bugüne kadar seviyeli ve düzeyli bir seçim propaganda dönemi yaşanıyor. Her siyasi parti rakiplerine sataşma  yerine kendilerini anlatıyor. Adaylar da buna dikkat ediyor ve özen gösteriyor gibi görünse de aile büyükleri hiç de aynı şekilde davranmıyor. 
Bu konuda 
sözümüz tüm parti ve adaylara. Seçimlerde rakiplerinizi eleştirebilirsiniz. Onlarla sizlerin farkını anlatabilirsiniz. Ancak, rakiplerinizi karalamaya ve onlara iftira atmaya yönelik girişimleriniz ile kendinize bir yol bulmaya çalışırsanız, bunun adı siyasi rekabet değil, siyasi acziyet olur. Bu da bumerang etkisi ile döner sizi vurur benden söylemesi!

Yazarın Diğer Yazıları