Haber Ayrıntı Gazetesi olarak şehrin sorunları ile çözüm yollarına duyarlı olduğumuz kamuoyunca biliniyor. Yazdıklarımız ve şehir için önerilerimiz sadece ve sadece halkımız ve hemşerilerimiz içindir.
Geçtiğimiz haftalarda Fırat Üniversitesine Hazine tarafından yaklaşık 60 yıl önce tahsis edilen Kesikköprü mevkiinde bulunan arazisinin üniversitenin gelişmesi yönünde engel teşkil etmemesi için farklı bir amaçla kullanılması ve tahsis edilmemesi gerektiğini belirtmiştik.
Bu konuda söz konusu alanın İletişim Fakültesinin üzerinde bulunduğu ve Malatya yolunun sol tarafındaki araziyi kastetmiş ve bu konuda kamuoyunu da duyarlılığa davet etmiştik.
Yazılarımızın ardından farklı bir gelişme oldu ve Cevre ve Şehircilik Bakanlığı bizlerin hassasiyet gösterdiği alana dokunmadan Malatya yolunun sol tarafında kalan ve bugüne kadar göstermelik birkaç ünite yapılmaktan öte herhangi bir yatırım yapılmayan 600 dönümlük araziyi rezerv alanı ilan ederek Elazığ Belediyesine tahsis etti.
Haber Ayrıntı Gazetesi olarak nasıl İletişim Fakültesi üzerinde bulunan alanın farklı bir kuruma tahsisine sırf kamu yararı gerekçesi ile karşı duruş sergilediysek, bu kez Mülkiyeti hazineye ait olan Kesikköprü mevkiinde ancak Malatya yolunun sol tarafında kalan 600 dönümlük arsanın Elazığ Belediyesine tahsis edilmesini yine kamu yararı adına doğru buluyor ve destekliyoruz.
Neden mi? Çünkü mülkiyeti hazineye ait olan bu araziler yıllar yılı atıl ve sahipsiz kaldı. Yolun sağ tarafında kalan ve üzerinde sadece İletişim Fakültesi dışında herhangi bir fakülte açılmadı. Uçsuz bucaksız araziye en çok yakışacak Zıraat Fakültesi bile kurulmadı, kurulamadı. Bunlara gerekçe olarak şimdilerde siyasilere fatura çıkarma gibi bir gayret söz konusu olsa da böyle bir gayretin olmadığını son 20 yıl içinde tüm kamuoyu biliyor.
Hele hele Belediyeye rezerv alan olarak tahsis edilen ve Malatya yolunun sol tarafında kalan arazide hiçbir işlem yapılmadı. Bir ara gayretli bir bilim adamının Avrupa Birliği fonlarından ve birçok kamu kurumunun imkanlarından faydalanarak hayata geçirdiği botanik park isimli parkçık, üç beş fidan ve birkaç salıncaktan öteye gidemedi. Kaldı ki bunlar da iki yıl içinde harap ve türap oldu.
24 Ocak depremini yaşayan bir şehir olarak yaraların kısa sürede sarılması için en çok elini taşın altına koyan kurum olan Elazığ Belediyesi, tüm şehrin kurumudur ve şehre hizmet noktasında birinci derecede yetkili bir birimdir.
Depremin ilk gününden itibaren halkının tüm sorunlarını en derinden hisseden ve çözüm için hem önemli kaynaklar hem de büyük bir ferdekarlık gösteren bir kurumun, hem kendi kaynaklarını kendi oluşturma hem de halkımızın büyük ihtiyaç duyduğu böylesi bir arazinin tahsis edilmesine bizler şehir halkı olarak memnuniyetle yaklaşmalıyız.
Kaynaklar da üretilen konutlar da bu şehrin inanları içindir. Aslında yapılan ve uygulamaya konan bir lütuftan öte bir hakkı teslim etmektir. Depremin tüm olumsuzluklarını Elazığ Belediyesinin omzuna yüklemek ve ardına dönüp bakmadan gitmek devletimizin şanına da namına da zaten yakışmazdı.
Çevre ve Sehircilik Bakanımız ile İç İşleri Bakanımızın onayı ile Elazığ Belediyesine tahsis edilen bu alan için birileri elbette uçuş siyasete ve hamaset yapacaklardır. Şehrin çıkarları yerine biz de varız, bizi de görün babından yapılan bu açıklamalar şehrin geleceği ve şehrin ufku açısından anlamsız ve dikkate bile alınmaya gerek duyulmayacak ifadelerdir.
Belediye Başkanı Şahin Şeifoğulları, İstasyon Caddesinde bulunan karayolları arazisi, Mehmet Akif Ersoy Lisesinin yeri ile eski SGK binasının yerini, girişimciliği, istemesini ve almasını bilen siyasi dehasını kullanarak bu şehrin insanına hediye ettiği gibi Kesikköprü’deki alanı da Elazığ’ın geleceğine kazandırmakla çok önemli bir başarıya imza atmıştır. Bu başarıyı kıskanmak ve üzerinde eğitim ve öğretim çığırtkanlığı yapmak ucuzluktur ve basitliktir.
Kim ne derse desin yapılan uygulama ve alınan karar doğrudur ve isabetlidir. İsabetsiz ve yanlış olan ise bu şehrin önünü açma niyeti ile yola çıkanların şehrin önünde tıkaç olan küçük beyinlilerdir.
