Serkan GÜRTÜRK

Saldım Çayıra Mevla'm Kayıra

Serkan GÜRTÜRK

Şehrin üst yönetim anlayışında “Saldım Çayıra Mevla’m Kayıra” gibi umursamazlık ve duyarsızlık görülüyor.

Şehirde vatandaşın yaşadıkları sorunlar kurumlara iletildiği halde ve bu konuda önlemler alınması ve problemlerini giderilmesine yönelik resmi müracaatlar yapıldığı halde ilgili kurumların ilgisizliği sebebiyle konular daha üst makamlara iletiliyor.

Bürokratların bu ilgisizliği ne yazık ki daha üst makamlarda da kendini gösterdiği için vatandaş haklı olarak derdini ve problemini medya vasıtasıyla dile getirmeye ve sesini duyurmaya çalışıyor.

Medya aracılığıyla sorunların dile getirilmesine de uzun süre ilgisiz kalan ve “bırakın yazsınlar, bırakın konuşsunlar” gibi eski Türkiye’ye dair alışkanlıklarını devam ettiren üst yöneticiler, kabaran öfke ve ayyuka çıkan duyarsızlıkları sebebiyle kısa bilgi notlarıyla durumu kurtarmaya çalışıyorlar.

Yıkımlar konusunda yıllardan beri sorun yaşayan bu şehir, denetimsizlik ve ilgisizliğin faturasını ağır hasarlı binalarla birlikte sağlam binaların duvarlarının yıkılması, her türlü riski barındıran binaların yıkılmamasından kaynaklı problemler yaşadı.

Artık tepkiler çuvala sığmayınca Elazığ Valiliği yıkımlarla ilgili istatistik bilgiler verdi ve yıkmalardaki öncelik sıralarının ne olduğunu açıkladı.

Bu açıklamaya göre, öncelikle ana arterlerdeki ağır hasarlı binaların yıkımına öncelik verileceği söylenmişti. Tam da bu açıklamanın öncesinde İstasyon Caddesi gibi şehrin en yoğun araç ve yaya trafiğine sahip bir cadde üzerindeki çok katlı bina sakinleri, kendi binalarının hala yıkılmadığını basın aracılığıyla yetkililere duyurmaya çalışıyorlardı.

Vatandaşlar, bizim İstasyon Caddesindeki binamız hala yıkılmadı diyordu, yetkililer ise önceliğimiz ana arterlerdeki binalar diyordu.  Ne yaman çelişki değil mi?

Elazığ Valiliği olduğundan fazla ilgisiz, kamuoyunu bilgilendirme ve eleştirilerinden o kadar bunalmış olacak ki hızlarını alamayarak haberlere konu olan ve emniyet yetkilileri ile adli makamlara intikal eden bir meclis üyesinin aracına silahlı saldırı yapılmasına dair de bir açıklama yapma gereği duydu. Ancak açıklamanın basına intikal eden bilgiler dışında herhangi bir bilgi ihtiva etmemesi, açıklamanın neden yapıldığı sorusunu da akıllara getirdi.

Söylememiz ve dememiz o ki bu şehir iyi yönetilemiyor, hatta yönetilemiyor! Günü birlik ziyaret ve kabullerin oluşturduğu sosyal medya hesapları paylaşımlarıyla şehir yönetilmez. Sorun yaşayan çevreler, sanayiciler, üreticiler, esnaflar ve diğer kesim problemlerini ifade edecek bir makam bulamadığı için medyadan sesini duyurmaya çalışıyorsa, bunun müsebbibi üst düzey yöneticilerdir!

Şevkiniz ve aşkınız kırılmışsa, içinizden hiç bir şey yapmak gelmiyorsa bile, yardımcılarınızı ve ekip arkadaşlarınıza bir hedef gösterir ve aylık olarak bunun gerçekleşip gerçekleşmediğinizin hesabını sorarsınız. Bunu da yaparsınız herhalde… Bu kadar da kalmıştır aşkınız ve iştiyakınız… Yoksa da yoktur, zorlamaya gerek yok…

Yazarın Diğer Yazıları