14 Mayıs seçimleri öncesi siyasi partilerin çalışmaları devam ediyor. Sahada en etkili, partilerin başında MHP geliyor. MHP tüm teşkilatları ve yan kuruluşlarıyla çalışmalarını yürütürken, milletvekili adayı Semih Işıkver’in gayretleri partiyi bir adım öne çıkartıyor.
14 Mayıs seçimlerinin ülke için kritik bir eşik olduğuna dikkat çeken ve Cumhur İttifakının topyekûn başarısı için samimi ve gayretli çalışmalar ortaya koyan MHP’nin bu çabasının milletvekili kazanmasıyla sonuçlanacağından kimsenin şüphesi yok.
Seçimlerde sahada etkin olan partilerden biri de CHP. Gürsel Erol’un ilçe, belde ve şehir gezileri devam ediyor. Erol’a olan ilgi, Saadet ve Deva partisi kontenjanından bu partiden aday olanlara gösterilmiyor. Hatta bu isimlerden dolayı CHP tabanından oy kaçmasına sebep oluyor. Yine Saadet tabanı da CHP logosuna oy vermenin manevi sorumluluğuna girmemek adına sandıklara girmeme yönünde bir eğilim gösteriyor.
14 Mayıs seçimlerinde en büyük hayal kırıklığı yaşatan parti ise Ak parti. Teşkilatların ve SKM’nin çalışmalarından da anlaşılıyor ki Ak Parti sandıktan çıkacak sonuca razı olmuş. Kaybettikleri ya da küstürdükleri oyları geri kazanmak gibi bir gayretleri olmadığı gibi böyle bir heyecanları da yok. Cadde ve sokaklarda görünür olmak gibi bir kaygıları olmadığı gibi kendilerine yönelik eleştirilere karşılık gelecek söylemler de üretemiyorlar.
Ak Parti’de yaşanan bu atalet ve fetret dönemini ise milletvekili adayları düzeltmeye çalışıyor. Adayların sahaya inmeleriyle birlikte Ak Parti’nin yavaş yavaş toparlandığı görülüyor.
Özellikle Ejder Açıkkapı ve Mücahit Yanılmaz’ın güçlü hitabeti ve tabanı harekete geçiren söylemleri bunda çok etkili oluyor. Prof. Erol Keleş’in muhalefete yönelik eleştirileri ve güçlü vurguları da tabanda pozitif bir etki oluşturmaya yetmiş gözüküyor.
Üçüncü sıra adayı Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın İstanbul söylemlerinde ısrarcı olması ve inadına buna deva etmesi tabanda bile tepkiyle karşılanıyor. Nazırlı’nın SKM açılışlarında farklı isimlere mikrofonu vermesi ise Elazığ’la ilgili sözünün olmamasıyla yorumlanıyor. Ve ne gariptir ki Nazırlı bu iki konuda da doğru yaptığı gibi bir akıl tutulması yaşıyor. Demek ki etrafında Elazığ kamuoyunun hissiyatına hakim birileri yok.
İyi Parti’de İrfan Sönmez ve Yüksel Ercan’ın çalışmaları sahada olumlu gibi gözüksede sandığa nasıl yansıyacağı konusunda merakla bekleniliyor.
İlimizde en etkin çalışan ve halktan en yoğun ilgi gören isimlerden biri de bağımsız milletvekili adayı Prof. Dr. Yasemin Açık.
Bir halk hareketi olarak şehirde önemli ve ciddi bir rüzgar estirmeyi başaran Prof. Açık’ın rekor bir oyla milletvekili seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Sadece Ak Parti tabanından değil birçok siyasi parti tabanından oy alan ve tüm ilçelerde yoğun bir destek gören Açık’ın bu derece ilgi görmesinin en önemli sebebi, siyasi parti genel merkezlerinin tabanı ve halkı dikkate alıp görüşlerine değer vermeden dayattıkları milletvekili listeleri.
Elazığ halkı, genel merkezlerin bu dayatmasına Prof. Yasemin Açık’ı meclise göndererek bir duruş ve refleks gösterecek, bu tavrıyla da kendini yok sayanlara, iradesine ipotek konulmasına kırmızı kart gösterecek.
Prof. Yasemin Açık’ın en çok Ak Parti’den oy alması, bu partinin oylarının aşağı çekilecek olması, D'Hondt sistemi gereği seçimlerde Ak partiden ciddi bir oy alacak olan MHP’nin milletvekili çıkarma şansı daha da artıyor.
Seçimlere giderken son düzlükte partilerin durumu bu iken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüzde 70’lere yakın bir destek bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun Elazığ mitinginin iptal edilmesine yönelik haberler de gösteriyor ki Millet İttifakı Elazığ yerine daha çok oy alacak illere yönelik mitinglerine ağırlık vermeyi tercih ediyor.
Bu süreçte halkın en çok takdir edip beğendiği husus ise partiler arasında şu ana kadar herhangi tatsız olayın yaşanmaması ve seçimlerin karşılıklı nezaket ve centilmenlik düzeyinde yürütülmesi.
Dileriz bu seviyeli siyaset, seçim akşamına kadar devam eder ve tatsız bir olay yaşanmadan seçimler sonuçlanır...
