Serkan GÜRTÜRK

ONURUYLA YAŞAMAK

Serkan GÜRTÜRK

 

İnsanları saygın ve itibarlı kılan en önemli unsurlardan biri de kendi mesleklerini en iyi bir şekilde yapmaları ve her halükarda ahlaki değerlerle yol yürümesidir.

Mesleğine saygısı olanın kendisine saygısı vardır ve bu saygınlık ona hem mesleğinde öne çıkmayı sağlar hem de toplumda kendisine güven duyulmasını sağlar.

Mesleğini farklı emellerinin ve çıkar ilişkilerinin emrine veren insanlardan ne mesleki başarı ne de etik değerler beklenir. Konumunu ve elindeki imkânları insanlık ve şehri için değil de şahsi hedeflerinin bir basamağı ve aracısı olarak görenlerin sonu da çok mutlulukla bitmez.

Bu tiplerin hırsları akıllarının önüne geçmiştir. Kısa yoldan ve ucuz kahramanlıklar yaparak haksız yollardan rant elde etmek isteminin yolu, bunu hayat felsefesi yapmış adamın asla huzuru olmaz. Az da kazansa çok da kazansa hep mutsuzdur, hep huzursuzdur. Çünkü elde ettiği kazanç meşru ve helal değildir. Alın terinin ürünü değil, insanların zaaflarından faydalanıp onları tehdit ederek ya da mesleğinin imkânlarını kullanarak köşeye sıkıştırıp hak etmediği bir kazancı elde etmektir.

Bu yolun yolcuları kendi vicdanlarını rahatlatacak yığınla fetva da bulur yığarlar önünüze. Yaptıkları çirkin tavır ve haksız kazancın meşruluğuna ve mesleklerinin gereği olduğuna inandırdılar kendilerini. Onlara göre verilen her açık, yapılan her salvo, yapılan her bir ihale, her bir icraat ve çalışmanın altında yandaşlara yönelik bir çapanoğlu vardır. Ve bunun ifşa edilmesi ya da edilmemesi zemini üzerinden yapılan pazarlık ve koparılan rant elbette ki meşrudur. Ve dahası bu şahsi kazanç için değil, şehrin ve ülkenin ali menfaatleri için atılmış bir adımdır ve belki de milli bir vecibedir.

Ancak tüm bu vicdan rahatlatma seansları bile gerçek vicdanı rahatlatmaz. Sonunda bu yolun yolcusu olan zatlar günün birinde sert bir kayaya denk gelir ve tuzla buz olur. Ne hayalini kurduğu zenginliklere ulaşır ne de ucuz kahramanlık seremonilerin kendisini ulaştıracağını zannettiği mesleki  kariyerine…

Hem mesleğinde hem çevresinde hem de statüsünde büyük yaralar alır. Başına gelen kötülükler için bir kendi mesleki kurumlar ve meslektaşlarından bile geçmiş olsun mesajı gelmiyorsa burada yapılan şahsın kendisini sorgulaması ve aynaya bakması gerekir.

Bir vakanın sebebi kadar sonuçlarının da iyi değerlendirilmesi ve sebep olanın şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekmekte.  Sizler bir şey olabilirsiniz ama biliniz ki her şey değilsiniz. Dünya sizin etrafınızda dönmüyor ve sizin her dediğiniz doğru olmayabiliyor ve kabul görmeyebiliyor.

İnsanın hayatta elde edeceği en büyük kazanım, itibar ve onurudur. İnsanlar bu değerler için yaşar ve bunun gayretinde olur. Onursuz ve itibarsız bir hayatın nesnesi olmak sizi de çevrenizi de mutsuz kılar. Az kazansanız da, ayın sonunu zar zor getirseniz de onurlu ve mutlu yaşamanın öznesi olmaya talip olunmalı.  Bu tavır ve duruşun maddi bir değeri olmaz belki ama huzuru dünyalara değişilmez.

Çok hırs, fazla mal ve şöhret zafiyeti, zaman zaman bizi kör kuyulara atar, zindana tıkar ve hatta hayatımıza mal olabilir. Şükür nimeti artırır. Az da olsa var olan nimetlere şükretmek belki sizi daha çok zenginliğe gark edecektir. Yeter ki dürüstlük ilkemiz, güven rehberimiz olsun.

Yazarın Diğer Yazıları