Serkan GÜRTÜRK

Nedir Çektiğimiz?

Serkan GÜRTÜRK

Elazığ, halkının devletine ve bayrağına bağlılığı, milli konulardaki hassasiyeti, olası olumsuzluklara ve özellikle terör olaylarına asla geçit vermeyip bir kalkan görevi görmesi ve huzur adası olma özelliğiyle hep öne çıkar. Bu sebeple Elazığ ile ilgili açıklama yapan her devlet büyüğünün ağzından benzer cümleler sıklıkla dökülür.

Elazığ her platformda ve her konuda öne çıkartılır, yüceltilir, kahramanlıklar ve birçok konuda ki duyarlılıkları ile meth-ü sena edilir. Bizler de bu cümlelerin gazıyla aç, ama kuyruğu dik gezmenin sözde mutluluğunu yaşarız.

Asıl meseleye gelelim. Elazığ, yıllar boyu teşvik kapsamına alınmanın mücadelesini verdi. Elazığ’ın işsizliğini önlemek ve yeni yatırımlara kapı aralamak adına, biraz da stratejik endişelerle, bu talep en üst makamlara iletilmesine rağmen on yıllar boyunca bu hak şehre verilmedi. Ta ki İdris Alan, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olup bu sorunu, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın sözünü keserek dile getirinceye kadar. Başkan Alan’ın bu adımı şehrin de dönüm noktası oldu ve şehrin 6. Bölge teşvik imkânlarından faydalanmasıyla Elazığ bir anda birçok yatırımcının akınına uğradı.

24 Ocak 2020 depremini yaşadık ve ciddi kayıplar verdik. O günkü vaktin vacibi olan güncel talebimiz ve isteğimiz, Elazığ’ın afet bölgesi kapsamına alınmasıydı.

Değişik açıklamalar, “zaten biz de afet kapsamında alınan iller gibiyiz” türü toplumun gazını almaya yönelik reklam kokan beyanlara rağmen gördük ki Elazığ bu kapsamda yok.

6 Şubat 2023 depremi sonrası bu konu yine gündeme geldi ve Elazığ bu kez bu kapsama alındı gibi oldu. Vatandaşlarla ilgili birçok imkân ve kolaylıklar verilse de yatırımcılar için bu böyle olmadı. “Depremde en çok zarar gören” diye bir tanım getirildi ve Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş Malatya,Osmaniye ile Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerine çok özel imkân ve fırsatlar sunulurken Elazığ bunlardan da muaf ve ayrı tutuldu.

Bu yanlışlık birçok kez dile getirildi ve özellikle yatımcılara yönelik bu hakların verilmesi yönünde talepler öne çıkmasına rağmen yetkililer, bu konuda sert bir duruş ortaya koydular ve Elazığ’ın sesini duymadılar.

Bu konularda milletvekillerimizin de çok sesi çıkmadı ve konunun takibi yapılmadı. Bakanların bu konuda yaptıkları gerekçeli açıklamaları makul görüp Elazığ’ın iki deprem yaşamış bir il olmakla birlikte stratejik öneme sahip bir il olduğunu ve pozitif ayrımcılık yapılmasının şehre değil ülkeye önemli bir kazanım olacağını ifade edemediler ya da buna gerek duymadılar.

En son Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifleri aracılığı ile esnaflarımızın Halkbank’tan geçmişte aldıkları kredilerin faizlerine iki katından daha fazla artış yapılması ve bu konuda milletvekillerinin sessizliği de gösterdi ki Elazığ, yine, yeniden mağdur edildi.

Anlayacağınız yazının başlığına aldığımız gibi Elazığ yine çekeceğini çekiyor ve biz buna zaten alışık ve şerbetliyiz.

Allah’tan Esnaf Oda başkanlarımız bu tutarsız ve haksız karara tepkilerini ortaya koydular ve esnafın sesi oldular. Bu yanlış kararın düzeltilmesi konusunda milletvekillerimizin nasıl bir çalışma sergileyeceği ve konuyu hangi seviyeye kadar taşıyacaklarını merak ediyoruz.

İnanıyor ve güveniyoruz ki Elazığ ile ilgili bu mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gitse faiz güncellemesi, karar güncellemesine dönüşür ve Elazığ esnafı bu haksız faiz yükünden kurtulur.

Yazarın Diğer Yazıları