Neden olmasın ?

Geçtiğimiz hafta Kanal 23 ekranlarında Arif Çakmak’ın “Ayrıntı” programına konuk olan Ak Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, Pertek Köprüsü ile ilgili bir müjde vermek yerine, köprünün kendi ilçesi olan Çemişgezek ilçesine de hizmet vermek amacıyla coğrafi olarak iki ilçeye de eşit uzaklıkta olan bir alanda yapılması tezini ortaya atmıştı.
Bu açıklamadan sonra bir açıklama daha geldi. Bu kez konuşan ve görüşünü ortaya koyan,  şehrimizin saygın iş insanı ve siyasetçisi Fırat Ataşsalar’dı.
Ataşsalar “Her seçim sürecinde gündeme gelen Pertek köprüsü neden hala yapılmadı sorusunu her mercide soruyoruz, devlet yapmıyorsa versinler bize “YAP-İŞLET-DEVRET” modeli ile biz yapalım. Bu vatandaşa eziyettir, hastalar saatlerce arabalarda feribot sırası bekliyor. Bir cenaze saatlerce arabada bekliyor bunlar doğru şeyler değildir.” diyerek olaya farklı bir yaklaşım getirdi.
Bilindiği gibi son yıllarda yap-işlet-devret” modeli ile çok sayıda köprü, tünel, otoyol yapılıyor. Bu yapılırken de özellikle araç geçişlerinin yoğun olduğu güzergâhlardaki yol ve köprüler tercih ediliyor.
Pertek köprüsü yapıldığında geçiş yapan araç sayısı itibarıyla yüklenici firmaların karlı bularak ihaleye girip teklif verebilecekleri bir güzergâh. Ancak geçiş garantili olması ve bunun döviz bazında ihaleye konması birçok kişi ve kurum tarafından  devlete maliyeti açısından sürekli  tartışılıyor.
Pertek Köprüsü öyle dev bütçeleri gerektirecek bir köprü değil. Su derinliği çok olmadığından birkaç noktaya konulacak köprü ayakları ile en yakın güzergâha birkaç gözlü asma köprü yapılması kamu kaynakları ile pek ala mümkün.
Devletin kendi bütçesi ile böyle bir köprüyü yapması belki beş yıl önce mümkündü ve daha kolaydı. Ancak hangi akılla ve mantıkla bilinmez, böylesine önemli ve hayati derecede değerli olan Pertek Köprüsü yerine, hiç bir talep, ihtiyaç ve gereklilik olmamasına rağmen, tercih Kömürhan Köprüsü ve tünelleri yönünde kullanıldı ve trilyonlar bu projeye aktarıldı.
Ve o günlerde Mustafa Ataş da dahil hiçbir siyasi parti il başkanı,  milletvekili,  STK ve birkaç duyarlı medya dışında bunu kimse dile getirmedi, “öncelik Pertek Köprüsü olmalı” demedi ve bu feraseti ve dirayeti gösteremedi. 
Ak Parti İstanbul Milletvekili  Mustafa Ataş’ın zamana oynar ve ipe un serer mahiyetinde  “köprü, iki ilçenin orta yerine yapılsın” türü açıklaması da gösteriyor ki devletin bu köprüyü yakın vadede yapma gibi bir niyet, hedef ve iradesi yok. Kaldı ki gelinen ekonomik krizde yatırımların durdurulması sebebiyle bunun imkân ve ihtimali de yok!
İşte tam da bu noktada iş insanı Fırat Ataşsalar’ın “yap-işle-devret” modeli elimizde tek seçenek olarak kalıyor!
Geçiş garantili olsun ya da olmasın, böyle bir çalışmanın Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması ve ihale ilanına çıkılmasında fayda var. 
Trafik yoğunluğu her gün daha çok artan, karayolu taşımacılığında Akdeniz bölgesi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan bu ticari yol üzerine kurulacak köprünün yapılmasına talip iş insanları ve firmalar elbette çıkacaktır. 
Varsın işletme süresi 15 yıl değil de 20 yıl olsun. Varsın ilgili firma geçiş ücretlerini belirlerken feribot ücretinin iki katını alsın. Varsın ihale şartnamesine o bölgede yapılacak sosyal ve turistik tesis, restoran, açık ve kapalı düğün salonları, göl turizmi, feribotta düğün ve özel tören yapma izni, ruhsatı ve yetkisi verilsin. Tüm bunlar, o bölgenin turizmine ve ekonomisine katkı sağlayan ve prestij katan, cazibesini artıran gelişmeler olur.
Yazın sıcağında saatlerde sıra bekleyip, kışın soğuğa ve ayında üşümektense, tüm bu hak ve imtiyazların verilmesine de iki katı bir geçiş ücretine razıyız ve memnun oluruz. 
Hazır bu konuya ilimizin saygın iş insanı Fırat Ataşsalar da duyarlılık göstermiş ve hatta “biz yapalım” gibi bir samimi irade ortaya koymuşsa, “neden olmasın” deyip siyasilerimizin bu teklifi dikkate alması ve zaman geçmeden adım atması gerekmez mi?