31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Belediye Başkanlarıyla birlikle Belediye ve İl Genel Meclisi üyeleri de seçilecek.
Partiler, Belediye Başkan adaylarını belirlemek için ne kadar titiz ve hassas davranıyorlarsa, Belediye ve İl Genel Meclisi üyelerinin seçiminde de aynı hassasiyeti göstermek durumundadırlar.
Beş yıl boyunca partisini ve onun değer ve misyonunu Belediye ve il Genel Meclisinde temsil edecek isimlerin belirlenmesinde etkili olan parti yetkililerine bu konuda önemli bir görev düşmektedir.
Teamülleri de biliyoruz ki bu iki meclisin aday adaylığı listeleri oluşturulan, Milletvekili, Belediye Başkanı, İl Teşkilatı, Merkez İlçe Teşkilatı, Gençlik ve Kadın kollarına kontenjanlar veriliyor. Bu kurumlarda kendilerine verilen bu kontenjan ismi belirlerken o kişinin vasfına, karakterine, zaaflarına ve partiyi temsil etme gücüne değil, kendilerine olan sadâkatine ve emir eri olup olmamasına göre tercih yapıyorlar. Bu durum hem kalitesizliği hem de olası yolsuzluk ve usulsüzlükle partiyi yıpratabiliyor.
Yine mevcut bazı meclis üyelerinin tavrı ve duruşları, bulunduğu Meclise katkı sunmak yerine 30 yıl önceki mevzuat bilgilerini referans alarak ufuksuzluk ve vizyonsuzlukların ortaya koyarak kendilerini hem de partilerini mahcup etmeleri gerekiyor.
Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde hiçbir eseri olmayan, belediyeciliği ekibiyle birlikte mesai saatleri içine hapseden, kendiyle anılan birebir hizmeti olmayan Belediye Meclis Üyesi Behçet Susmaz, üç dönemden beri MHP’den Belediye meclis üyeliği yapıyor.
Behçet Susmaz’ın ne Belediye Başkanlığı döneminde ne de 15 yıldan beri yürüttüğü meclis üyeliğinde hiçbir faydası olmadı. Tek yaptığı iş “ben bu işi biliyorum” edasıyla sıradan gündem maddeleri hakkında kameralar karşında konuşmak. Konuşunca da hem bilgi eksikliği hem de vizyon eksikliğini ortaya koymak.
MHP ile diğer tüm siyasi partilerin bu seçimlerde meclis üyeliği adaylarını belirlerken konuştuğunda ve bir proje ortaya koyduğunda bilgi birikimi ve ufkunun olduğu çok aşikâr olan ve bu konuda kendilerini ispatlamış isimlere yoğunlaşması gerekiyor.
Kaldı ki bazı isimlerin artık toplumda ne karşılığı ne de yüzü kalmış. Kendi partililerinin bile artık yüzünü görüp sesini duymak istemediği isimleri seçmenlere dayatmak bunda ısrarcı olmak ve bu isimlere kadrolu meclis üyesi muamelesi uygulamak seçmen tercihlerini değiştirebilir. Hele hele bu isimlerin kontenjanlar listesinden partiye iletilmesi ve bunların da süzgeçten geçirilmeyip kabul görmesi partilerin dibine dinamit konulması anlamına gelir.
Değişim ve yenilenmenin olumlu yansımasını gören ve bunun sandığa etkisini bilen siyasi partilere rağmen eskiye rağbetin bit pazarına nur yağdırmayacağını sanmak, yenilenmeye ve yeni kadrolara güvenmemek ve onlara fırsat vermemek anlamına gelir ki bir siyasi partinin böyle bir tutum içinde olabileceğine çok ihtimal vermiyoruz.
Seçim arifesinde tüm partilere önerimiz şudur ki meclis üyesi belirlerken partinizin tabanının sesi ile birlikte dipten gelen gençlerin de sesini duyun ve onların beklentilerine karşılık gelebilecek kararlar verin.
