Serkan GÜRTÜRK

İŞİMİZ VAR, İŞİMİZ!...

Serkan GÜRTÜRK

Elazığ Valiliği görevine atanan ve kısa sürede şehre ve şehrin sorunlarına hâkim olan Vali Erkaya Yırık’a hayırlı olsun ziyaretleri sürüyor.

Ziyaretler ki ne ziyaretler… Bazı isimler sosyal medya hesaplarında Valimizi ziyaret resimlerini boy boy yayınlayarak eşe dosta duyurma ve hava atma yarışına çoktan girmişler bile.

Hatta bazıları değişik oluşumlardaki görevleri sebebiyle tekrar tekrar ziyaretlerini bu önemli(!) detayı da vererek paylaşıyorlar.

Yahu arkadaşlar, sizin işiniz gücünüz yok mu? Sizin bu şehre sunacağınız bir katkı yok mu? Nedir bu göze girme ve görünür olma aşkınız, gayretiniz ve kompleksiniz.

Rahat olun, Vali bey zaten sizleri bir vesile ile tanıyacak, dinleyecek ve varsa bir proje dosyanız talep edecek sizlerden.

Önümüzdeki günlerde STK’larla yapacağı bir buluşma ile geniş geniş dinleyecek sizi. Bu gerçeğe rağmen erken kalkanın soluğu Valilikte alması ve fiziki mesafe kuralına rağmen tıkış tıkış salona doluşmanızın ne anlamı var.

Bırakın sayın Vali işine gücüne baksın. O, sizin gibi boş işlerin adamı değil. Şehir 6.8 şiddetinde bir depremi yaşamış, şehrin yarısı yıkılmış. Yıkımla birlikte bir yığın sorunlar oluşmuş. Hemen akabinde pandemi süreci ve onun bakiyesi yığınla mağduriyetler oluşmuş.

Şehrin ekonomik olarak, turizm olarak, sanayi olarak yeniden ayağa kalkmaya ihtiyacı var. İnsanların ümitsizliğini yeni umutlara ve yeni güzelliklere tahvil edecek yöneticilerimize ihtiyaç var.

Tüm bu sorunlar ki, her birini sizler de yaşıyorsunuz, çözüm beklerken, sizin resmi çektirip yayınlama yarışına girmeniz abesle iştigal ve sayın Valiyi meşgul etmek ve zamanını çalmaktır.

Zaman önemlidir. Ve bir Vali için zaman çok değerlidir. Özel kalemden talep ettiğiniz randevuya belki nezaketen dönülerek görüşme günü veriliyor olabilir. Ama biliniz ki bu sayın Valimizin iyi niyetliliği ve nezaketindendir.

Onca sorunun yaşandığı bir şehirde devletin kentteki bir numaralı temsilcisi ve yetkilisi konumundaki idareciyi hem de “maske, mesafe” sürecinde ziyaretlerle boğmaya çalışmak her bir sorunun çözümünü geciktirmektir ki bu da şehre haksızlıktır.

Ha derseniz ki biz Vali Beye hem hoş geldin ziyaretine gidiyoruz hem de proje dosyalarımızı sunuyoruz.

Yav yapmayın Allah aşkına. O resimlere bakan hemşerilerimizin yüzde 99’u ne diyor biliyor musunuz? Proje konusunda dedikleri aynen şu: Etmeyin  ya.. Biz sizin cemaziyülevvelinizi de biliriz projelerinizi de. Levent Yüksel’in dediği gibi, ‘geç bunları, anam babam geç bunları..”

Manzara ve tablo bu arkadaşlar. Karşıdan çok hoş gözükmüyorsunuz bilesiniz.. Ama siz, “ben resim çekip yayınlayayım da şehrin sorunları çok önemli değil” diyorsanız o zaman size söyleyeceğimiz, “yapmayın etmeyin beyler, bayanlar, bu şehri egolarınıza ve zaaflarınıza kurban etmeyin” deriz.

Biz deriz de dinleyen olur mu bilmeyiz. Zira çok şey dediğimiz, uyarılarda, nasihatlerde bulunduğumuz, kul köle konumunda yalvardığımız halde sonucu değişemediğimiz vakalar da oldu. En iyisi sakal bırakmak ve sözümüzü geçirmeye çalışmak. Sonuç alır mıyız sizce? Sanırım ve sanki bu durumda bile ‘dediğim dedik öttürdüğüm düdük’ diyecek ve burnunun dikine gitmeye devam edeceksiniz.

Yazarın Diğer Yazıları