Serkan GÜRTÜRK

Hizmete Bürokrat Engeli

Serkan GÜRTÜRK

Devlet, halkına hizmet ve vatandaşların işini kolaylaştırmak için vardır. Devlet bölünmez bütünlüğü ile milli ve manevi değerleri korumak amacıyla var olan yasaların dışında kalan tüm kanun ve yönetmelikleri halkının huzuru, mutluluğu ve sağlığı için çıkartır. 
Bu işlemleri yürütmek amacıyla atadığı bürokratların da en önemli önceliği ve görevi, vatandaşa hizmeti en kolay ve değerli hale getirmektir.
İlimizde son günlerde yaşanan ve üreticiyi oldukça mağdur eden, siyasilerin de çözmek için uğraş verdiği önemli bir sorun yaşanıyor.
2023 Hububat sezonun başlamasıyla arpa ve buğdaylarını biçen çiftçiler, ürünlerini Toprak Mahsulleri ofisine teslim edemiyorlar. Bayram öncesi kısa bir süre lisanslı depolara teslimatı yapılan ürünler, bu depoların kapasitelerinin dolması gerekçesi ile artık alınamıyorlar.
İşte tam da bu dönemde başta TMO Genel Müdürü olmak üzere birçok yetkiliden bu sorunu çözmek yerine, ürünü yere döküp beklemeleri ve ürünlerin mutlaka alınacağı tavsiyesi geliyor.
Çiftçilerin ürünlerinin zamanında ve kolaylıkla alınması amacıyla devletin kurduğu TMO'nun Genel Müdürü Ahmet Güldal; “Buradaki sorun şu, üreticilerimiz ürünlerini hasat ettikten sonra TMO alım yerlerine götürüp teslim etmek istiyor. Dolayısıyla herkes ürününü aynı anda teslim etmek istediği için bir yığılma söz konusu. Biz üreticilerimize sakin olmalarını tavsiye ediyoruz.” Diyerek bir nevi kendi beceriksizliğini ortaya koyuyor.
Genel Müdürün çiftçilikte işleyen sitemden bile haberi yok. Biçerdöverle biçilen arpalar, traktör römorklarına doldurularak TMO’ya teslim edilip boşaltılacak ki, yeni ürünler de römorklarla taşınabilsin. Oysa Genel Müdür açıkça “biz alım için gerekli zemin ve şartları zamanında oluşturamadık, 11 ay boyunca bunu planlamaktan aciz kaldık, çiftçilerimiz ürünlerini şimdilik yere döksünler, sonrasında römorklara yükleyerek önümüzdeki günlerde bize getirsinler” diyerek çiftçilik sisteminden bihaber olduğunu itiraf ediyor.
Böylesi öngörüsüz ve ferasetsiz bürokratlar ne yazık ki hem devletin, hem de hükümetin tartışma konusu olmasına sebep oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aylar öncesinden taban fiyatı açıklamış, çiftçilerimiz bu rakamları memnuniyetle karşılamış ve Erdoğan’a dua eder konuma gelirken, yeteneksiz bürokratların planlama yoksunu olmasından kaynaklı olarak bu duygular tepki cümlelerine ve hatta öfkeye dönüşebiliyor.
Ak Parti’nin Türkiye Yüzyılına uygun olmayan yeteneksiz bürokratlarla çalışması halinde benzer sorunlar yaşanmaya devam edecek ve haksız yere hükümet eleştiri alacaktır.

ELAZIĞ'DA ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN BİR KONU 

Son günlerde ilimizde yaşanan önemli sorunlardan biri de fahiş fiyatta artırılan kira fiyatları.
Son ekonomik şartlar ve enflasyon gereği kiraların artırılmasını normal karşılamak gerekir ama bunun makul ve mantıklı olması gerekiyor. Yasal olarak kiraların yüzde 25 artırılması oranı çok da doğru değil ama bunun yüzde 600-700 oranında artırılması da bir o kadar yanlış.
Piyasada her şeyin fiyatı yüzde yüzlere kadar artarken kiraların yüzde 25 olarak artırılması da çok doğru değil. Zira geçimini sadece aldığı ev kiralarıyla yapan milyonlar var bu ülkede. Piyasaya gelen yüzde 100’lük zamla muhatap olan ev sahiplerini yüzde 25’e mahkûm etmek ne kadar yanlışsa, bazı ev sahiplerinin değişik entrikalarla kiralarını 3.500’den 15.500’ e çıkarmaları da o kadar yanlıştır.
Hem ev sahiplerinin hem de kiracıların makul davranması gerekiyor. Yasa yüzde 25 demiş diye “ben bundan fazlasını vermem” demek ne kadar yanlışsa, mevcut kiranın 10 katı kadar artırmak da yanlıştır. 
Ev sahibi ve kiracı yüzde 25 şartına da bağlı kalmadan bir araya gelip konuşmalı ve hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir rakamda anlaşmalıdır. Yoksa mahkemeler ev sahibi ile kiracı davalarından geçilmez olur.

Yazarın Diğer Yazıları