15 gün önce “Erken Seçim Ufukta” demiştik… Ancak birilerinin burun kıvırdığı, bizi hayalcilikle itham ettiği erken seçim ufukları aştı kapımıza geldi. 24 Haziran'da sandıkta sizleri bekliyoruz dedi.
İki ay gibi kısa bir süre içerisinde hem Milletvekili hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giriyoruz. Şüphesiz her seçim önemlidir ama bu seçim hepsinden çok daha önemli ve çok daha kritik..
Dünya dengeleri ve orta doğuda oluşan son dengeler Türkiye’nin zora sokmaya ve medeniyet yarışından alıkoymaya yönelik planlardan oluşuyor. Kimin dost, kimin düşman olduğu belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın merhamet sığınağı olarak başta Suriyelilere kucak açması ardından küresel güçlerin Suriye’de PKK güçlerine destek vererek bizleri köşeye sıkıştırma çabaları ve ardından Zeytin dalı operasyonuna karar verişimiz…
Bunların hepsinin amacı ne Suriye, ne de farklı ülkelerdi. Tek amaç vardı o da Türkiye’yi yalnız bırakmak ve her alanda yokluğa mahkum etmek.
Kartlar açık oynanıyordu ve her şey yaşanılanları anlatıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl bir cendereye çekilmek istendiği ve onun şahsında Türkiye’yi nasıl yok etmek istediklerini aklı evvel ve gurur, kibir abidesi birçok Ak Partili Milletvekili hatta Bakanlardan önce Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli görmüştü.
Büyük oyunu gören ve bu oyunun altında partisi değil ülkesinin kalacağını ferasetiyle gören Bahçeli yine en doğru olanı yaptı ve erken bir seçimin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Salı günü gurup toplantısında konuşulan bu konuya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gün sonra görüşeceğiz demesi bu kararın kesin olduğunun ilk işareti oldu.
Bir gün sonra görüşme gerçekleşti ve Cumhurbaşkanı beklenenin de öncesinde bir tarih olan 24 Haziran'da seçimlerin yapılacağını ilan etti.
Seçimlerin öncelikle ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. Ancak bir şeyler de söylemek istiyoruz. Şüphesiz bu seçimlerin ne kadar hayati olduğunu hepimiz biliyoruz. Seçim ne Tayyip Erdoğan’ın ne de Devlet Bahçelinin seçimidir. Seçim ülkemizin ve geleceğimizin seçimidir.
Etrafımızı kuşatan şer cephenin sonuçlarını merakla beklediği ve ülkede kaos günlerinin planlandığı bir seçimdir. Dünya bu seçimlere böyle bakarken kendisini vazgeçilmez ve alternatifsiz olarak görenlerin hırslarının yarışı haline getirmek de çok doğru olmayacaktır.
Her şehirde olduğu gibi Elazığ’da da adaylar belirlenirken halkın duyguları ve beklentilerine göz yummak, bu talepleri yok saymak, ben varsam bu parti vardır demek en hafif tabirle bu misyona ihanettir!
Herkesin boyu posu ortada. …Herkesin halktaki karşılığı da ortada...Bu yüzden halka rağmen yapılacak ya da dayatılacak bir liste korkarım ki seçmeni diğer partilere yöneltecek ya da sandık başına gitme heyecanını kaybettirecek.
Bizden söylemesi...
