Bu hafta manşetimize de aldığımız gibi şehrin bir numaralı konusu Elazığ Belediyesi’nin yapacağı yeni hizmetler için borç alıp almayacağı tartışması. Konu belediye meclisinde de gündeme geldi ve üzerinde epey konuşuldu.
Kritik soru şu: Elazığ Belediyesi geçmişten gelen borçlara ağıtlar yakıp karalar bağlayıp yana yıkıla ağlayacak mı? yoksa her şeye rağmen halk bizden ağlamak ve şikâyet değil hizmet bekliyor diyerek yeni kaynaklar üretip yoluna devam mı edecek?
Bir dönem belediye borçları ile ilgili karamsar hava gereksiz yere çok dile getirilmiş ve pompalanmış olacak ki halkın genelinde bir bedbinlik ve umutsuzluk havası estirildi. Bu hava o kadar yaygın hale getirildi ve işlendi ki sonunda bu negatif duyguların esir aldığı insanlar kendi kendilerine “Başkan Şerifoğlu’nun ben bu kadar borcun altından kalkamam dolayısıyla istifa etmek en güzeli diyerek soluğu Ankara’da almış” gibi nevzuhur bir şehir efsanesi kapladı şehrin ufuklarını.
Neyse ki yetiştiği manevi atmosfer ve siyasal misyon; aczi değil ümidi, karamsarlığı değil iyimserliği vazettiği için, “çobanın gönlü olsa tekeden süt çıkarır” siyasi geleneğinin arkından gelen sularla beslenen Başkan Şeriffoğulları, duruma vaziyet etti de şehir bu efsaneden tez zamanda sıyrılmış oldu.
Borca takılmak, borç var diye çalışmamak, hele borcu çok diye kurumdan ve işlerden soğumak gibi bir lüksümüz yok elbet. Ak Parti’ye gönül vermiş her bir gönül adamı ve siyasetçi; ya bu deveyi güdecek, ya da yine güdecek ilkesine ram olmuş, İsmet Özel’in “toparlanın gitmiyoruz” telkini ile yoğrulmuş ve bunu hayat felsefesinin merkezi yapmış dava erleridirler. Bu ekibe ne durma ne şikâyet etme ne de ağıtlar yakma yakışmaz.
Başkan Şerifoğlulları da bu gelenekten gelen genç bir siyasetçi olduğunu ve bu ilkelerin kendi ruh yapısını ne kadar güzel beslediğini gösterdi ve dört bir elle işe sarıldı. Mazeretlere sığınma yerine yeni kaynaklar üretmenin gayretinde oldu. TOKİ’den elde edeceği arsalar, işletme hakkını 30 yıllığına aldığı termal su, harcamalardaki tasarruflar ile elde edeceği birikimlerin yanında altyapı için gerekli sıcak para için de iller bankasından alınacak kredi ile hizmet devam edecektir.
Son söz: Halk, belediyenin ne kadar borcu var bakmıyor ve çok da ilgilenmiyor. O kendisine olumlu olarak yansıyan hizmetlere bakıyor ona göre notunu veriyor. Bu bakış açısı kent yaşamı ve fertler için önemlidir. Borçlanmayayım diyerek görev süresini atıl bir şekilde geçirmek acziyet ve başarısızlık olur. Bakarsınız günün birinde bir karar çıkar ve belediyelerin borçları silinir.Geriye ise şehre borçla da olsa yapılan hizmetler kalır.
