Serkan GÜRTÜRK

Gündem Kavga

Serkan GÜRTÜRK

 

Son günlerde ilimiz, tepe yöneticiler ile siyasetçi, siyasetçi ile siyasetçi arasında yaşanan kayıkçı kavgaları ile gündeme geliyor.

Daha önce ilimiz Valisi Erkaya Yırık ile Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım arasında başlayan polemik ve devam eden soğukluğa, şimdi de CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ile Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım arasında yaşanan sosyal medya savaşları eklendi.

Şehrin ve insanlarımızın sorunlarını çözmekle mükellef yönetici ve siyasilerin enerjilerini bu tür gereksiz tartışma ve sataşmalarla geçirmesi kamuoyunda çok iyi karşılanmıyor.

Siyaseti, hizmetin bir aracı ve argümanı olarak görmek yerine;  tartışmanın, kavganın ve karşılıklı tehdit ve şantajlara varan bir noktaya çekilmesi, hem siyasete hem de bunu yapanlara, körükleyenlere ve teşvik edenlere ciddi puan kaybettiriyor.

Her isim, kendi siyaset tarzı, siyasi anlayışı ve üslubu ile siyasette vardır. Karşıyı karalama ve yıpratma politikasının artı olarak haneye yazıldığı görülmemiştir.

Karalama ve ithamlara dayalı siyasi anlayış ve söylem her zaman karşı tarafa yaramıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı MSP Beyoğlu Gençlik kollarından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına yükselten süreç, karşı cenahın, hep yok görülme, yok sayılma ve karalama politikalarının bir sonucudur. Erdoğan günün birinde bunu “muhtar bile olamaz manşetlere rağmen bugünlere geldik” diyecek ve bu gerçeğe parmak basacaktır.

CHP Milletvekili Gürsel Erol’un kendisi ile ilgili açıklamalarını içeren bir çalışma, eğer bir organize işin eseri ve yansıması değilse normal karşılanabilir. Sonuçta sosyal mecrada siyasilerin geçmişte söyledikleri ile bugünkü çelişkilerini anlatan yüzlerce video var. Bu konuda en çok izlenen videoların başında da MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Ak Parti ve Erdoğan ile ilgili sözleri yer alıyor.

Sadece siyasiler mi? Medya camiasında yazıp-çizenler, kalem ya da vizör oynatanların sayısız tornistanlarını gördük, izledik ve okuduk bu âlemde.

CHP Milletvekilinin duruşu, söylemleri ve siyaset anlayışı, devleti ve halkı önceleyen bir siyasettir. Şehirde muhalefet milletvekili olmakla birlikte, sorunları yaşayan bir Elazığlı sıfatıyla çözümde de rol almak istemesine rağmen hep dışlanmış, ötekileştirilmiş, böyle yapıldığı için de halkın gözünde hep büyümüş, hep yücelmiştir.

Kendi adaylık sıralaması üzerinden yapılan videonun kendi normal akışı içerisinde sosyal medyada yayınlanması kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bu videoların teşkilat mensupları, belediye başkanları ve siyasiler tarafından paylaşılmasının istenmesi, paylaşmayanların da üstü kapalı tehdit edilmesi yanlış ve çok hatalı bir davranış olmuştur.

Öncelikle paylaşım yapılan videoda bir yolsuzluk, usulsüzlük, söz verdiği halde sözünde duramama, kutsal ve millî değerlere bir hakaret yok. Şehir halkını küçümsemek, kant testi talep etmek, halkı aşağılamak yok. Kendisini ilgilendiren konularda görüş, tercih ve öngörüleri var.

Bu yaklaşımlarını ifade ettiği cümlelerden oluşan bir video ile Erol’u bitireceklerini zanneden ve bunu büyük bir sözde dava şuuru ile “ne kadar yayarsanız o kadar iyi olur” gibi bir cümlenin serinliğine sığınmak, siyasette sözünüz olmadığı ve hizmetiniz bittiği anlamına gelir. Ekran görüntüsünün nasıl Erol’a iletildiği konusu ayrı bir tartışma konusu ama bunu kendi iç dinamiklerine ve davaya sadakat ve samimiyetlerine bırakıyoruz. Elbet bunun da bir muhasebesi yapılır diye düşünüyoruz.

Tabi bunlar yapılınca karşı taraf olan Erol’dan da tehdit gibi bir cevap gecikmedi. Bu meselede kendisini masum görmekle birlikte bu yaklaşım, kamuoyunda tasvip görmedi.

 Siyasi mücadele, yine siyasi argümanlarla yapılmalı. Kişinin özel hayatı ve bazı zafiyetleri üzerinden de siyaset yapılırsa, bu arenada hiçbir kimsenin kalmayacağı gibi acı bir gerçekle yüzleşmeniz söz konusu ne yazık ki. 

Bizler bu şehirde doğruya doğru, yanlışa yanlış deme konumu ve misyonundayız. Yaşananları ellerini ovuşturarak izleme konumunda olmadık olamayız. Şehir hizmet beklerken, yığınla sorunla boğuşurken, siyasi polemiklerle zaman öldürmek gibi bir lüksümüz olamaz.

Sonuç itibarıyla bu tür kavga ve tartışmalar en çok iktidar partisini yıpratmaya yarıyor. Hizmeti takip etmek yerine muhataplarına laf yetiştirmek pozisyonu alan iktidar partisi Ak Parti, geçmişten bugüne hiç bu kadar aciz ve kötü duruma düşürülmemişti.

Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’ı bir ağabey olarak severiz ve sayarız. Ama danışmanlarının yanlış yönlendirmesine gelecek kadar siyasi ön görüsüzlüğüne ve tecrübesizliğine ilk defa şahit olduk.

İktidar partisinin gündemi bu tür basit gündem ve söylemler olmamalı. Ciddi işler, ciddi projeler ve halkın problemlerine merhem olacak adım ve hareketler olmalı.

İlimizin artık bu kavgalardan, polemiklerden ve küslüklerden kurtulması ve gerçek gündeme dönmesi lazım. Herkes önce çektiği kılıçlarını bir kınına soksun, biraz tefekkür, biraz tezekkür etsin ve sağlıklı düşünerek kendi alanına yoğunlaşsın!

 

Yazarın Diğer Yazıları