İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, ülke ve şehir gündemini de değiştirdi. Son günlerde hızlanan yerel seçim çalışmaları ve partilerin aday belirleme çalışmaları ve aday adaylarının saha çalışmalarını kısmen de olsa hafifletti.
Gazze’de insanlık ölürken ve İsrail’in vahşi saldırıları devam ederken ve ABD Başkanı Biden’ın cinayeti işleyen katil misali olay mahalline gidip Netanyahu ile kucaklaşması görüntülerini izleyen insanların seçim diye bir gündemi de olamıyor zaten.
Elazığ, öteden beri milli ve manevi konularda gösterdiği duyarlılığını bu günlerde yine gösteriyor. Geçmişte Afganistan, Bosna-Hersek, Çeçenistan ve Uygur Türklerine yapılan zulümlere karşı tepkilerini de en üst seviyeden ortaya koyan Elazığlı hemşerilerimiz, Gazze’ye saldırlar konusunda da bu duyarlılığını gösterdiler.
İlk günden beri İsrail’in saldırılarını protesto eden, gıyabi cenaze namazı yanında büyük kalabalıkların toplandığı mitinglerle Siyonizm’i lanetleyen mitingler yapan hemşerilerimizin bir kısmı da Malatya’da bulunan Kürecik üssüne yürüyerek buranın kapatılmasına yönelik eylemlerde bulundular.
Kürecik eylemine katılan hemşerilerimizle görüşmelerimizde çok da nahoş olmayan olayların yaşandığını öğrendik.
Kürecik’e gitme konusunda Elazığ emniyetinden herhangi bir engelleme ile karşılaşmayan duyarlı eylemciler, Malatya topraklarına ayak bastıklarında önce Kömürhan çıkışında emniyet güçlerinin engellemeleriyle karşılaşıyorlar. Hatta bir emniyet görevlisinin silah çekmesine kadar varan bu tartışmalar sağduyu sahibi görevliler sayesinde aşılıyor ve yola devam ediliyor.
Kürecik üssünün kapatılması yönünde eylem yapıp dönme kararına olan hemşerilerimiz, kürecik yol ayrımında bu kez jandarma tarafından durduruluyor ve üsse yaklaşmalarına izin verilmiyor.
Buna direnen hemşerilerimizin üzerine ise soğuk su ve göz yaşartıcı sis bombası atılıyor. Gecenin 01’inde ve neredeyse 0 derecede insanların üzerine su sıkılması ve göz yaşartıcı sis bombası atılması nasıl bir anlayıştır! Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın İsrail’i ve ABD’yi kınayan açıklamalarına rağmen nasıl bir güvenlik önlemidir anlaşılabilmiş değil.
Aniden gelişen ve her birinin üzerine mont bile almadan gittiği Kürecik istasyonu yakınlarında soğuk suyla uzaklaştırılması ve suyun tazyiki ile birkaç hemşerimizin görme yetisinde ciddi hasarlar oluşmasına sebep olunmasını anlamak mümkün değil.
Bunlar yapılacağına, Kürecik istasyonu önüne kadar giden göstericilerin eylemlerini yapıp sloganlarını atarak ilimize dönmelerini sağlamak hem hükümetin elini güçlendirecek hem de vatandaşlarımız amaçlarına ulaşmasında önemli rol oynayacaktı.
Bazı durumlarda hükümetlerin gösteremediği sert tepkileri halkın göstermesine müsaade etmek gerekir. Tüm dünyanın canını yakan ve vicdanları kanatan bu saldırılar karşısında hiçbir karşılığı ve etkisi olmayan diplomatik açıklamalar yerine, ABD en çok vatandaşların tepkileri takip ediyor ve onların reflekslerini ölçüyor.
Türk halkının insanlık dışı katliamlara ve bunun baş mimarı ABD’ye karşı tepkilerini göstermeye hükümetin engel değil destek olması lazım. Halkın kin ve nefretinin ABD ve İsrail tarafından da görülmesi gerekir.
Hükümetin bu konuda daha sağduyu sahibi ve halkın hissiyatını engelleme yerine dışa vurmalarını sağlama ve tüm dünyaya gösterme konusunda daha kendi açıklamalarına paralel ve rasyonel bir tutum içinde olması gerekir.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto eylemlerine katılan ve sağanak yağış altında bile alanı terk etmeyen hemşerilerimize teşekkür ediyoruz. Bugün bu tepkileri vermeyeceksek aldığımız nefes bile zul gelir insana. Karınca misali herkes safını belli etsin artık!
