Serkan GÜRTÜRK

ELAZIĞ EŞİTTİR NE?

Serkan GÜRTÜRK

Cevabı yılların ihmaline uğramış yaman ve deli soru bu. Elazığ eşittir ne? Kısaca Elâzığ deyinde ilk aklınıza gelen nedir? Şehrin karakterine, coğrafyasına, tarımına, sanayisine, insanına, günlük yaşamına, giyim kuşamına ve yeme-içme kültürüne bir çırpıda bakıldığında ve bu soru karşılığında aklınıza gelen ilk şey ne?

“Elazığ’ın adamı meşhur, bizim adamlığımız tüm dünyaca biliniyor, mert insanlarız, sözüne sohbetine ve komşuluğuna güvenilen insanların şehirdir Elazığ” gibi hamaset ve biraz da bizim bize verdiğimiz gaz kokan cümlelerin pek de kıymeti bulunmuyor. Hoş başka memlekette, başka memleketlilere gösterdiğimiz bu insani değerleri birbirimize pek de göstermiyoruz ya… Neyse bu ayrı ve incelenmesi bilimsel araştırmalara muhtaç sosyolojik vaka olan bir bahis.

Elazığ’ı ilk çırpıda ifadeden bir ürün, mekân, özellik konusunda hala net bir cevabımız yok. Bizim birçok değerimiz var hangisini sayalım ki deme lüksünüz ve şansınız yok. Şehirler bir ana değer üzerinden tanınır ve yükselir.

Bu değer şehre ekonomik katkı katar. Bu değer için insanlar kilometrelerce yol kat ederler. Bu değere ulaşmak için adres bakar, yol sorar. Bu değere ulaştıktan sonra da her fırsatta bunu diğer insanlara anlatır. Över, metheder ve tavsiye eder. Şehir değil belki de üründür insanları o bölgeye çeken ve cezbeden.

Şimdi bu gerçekler ışığında bir şehrimize bakalım. Daha doğrusu çevremizdekilere bu yaban soruyu soralım. Elazığ denince aklınıza gelen nedir. Ya da Elazığ’a gidince ulaşmak istediğiniz değer nedir?

Buna; Harput diyebilirsiniz, Sivrice, Keban, Palu, Karakoçan diyebilirsiniz. Buna Kapalıçarşı, Kültür park, Gazi caddesi diyebilirsiniz. Bunlar şehrin asli unsurları ve mekânları. Hemen her şehrin benzer tarihi ve tabiat güzellikleri ile dolu mekânları var. Zaten buralardan ister istemez geçecek insanlar.

Asıl sorumuz şu; gezdiniz, gördünüz, yoruldunuz ve bir şeyler yeme içme ihtiyacı htiniz. Ve karşınıza çıkan ilk Elazığlıya sordunuz diyelim: “Buranın neyi meşhur, ne yiyebilir ve hangi hediyelik ürünleri alabilirim?”

Soru bu. Oldukça yalın, sade ve basit. Cevabı zor ama soru kolay. Bu soruya artık kafa yorulmasının ve cevabının da teke indirilerek bulunmasının zamanı geldi dostlar.

Çok şey, aslında hiç bir şeydir. Tek ürünle ancak markalaşabilirsiniz. “Ne iş olsa yaparım abi” sözünün özel sektördeki karşılığı nasıl sıfırsa, “bizim çok ürünümüz var, hangisini sayalım ki” söylemi de şehrin marka değer üretmesi açısından sıfırdır ve anlamsızdır.

Şimdi popülist söylem, günü kurtaracak eylem ve şölenlerden ziyade olaya bilimsel ve sürdürülebilir markalaşma açısından bakmak dönemidir.

Turizm, birçok konuda yeni bakış açıları geliştirmiştir. Artık tur firmaları yakın ve uzak şehirlere birkaç günlük ya da günü birlik turlar düzenlemektedir. Yine aileler hafta sonları yakın illere ya da merak ettikleri şehirlere yönelik özel seyahatler yapmaktalar. Gittikleri şehirlerde de bizim cevabını aradığımız sorulara cevap aramakta ve en güzel mekânlar yanında yöresel lezzetlerden tadarak dönüşte de hediye olarak sevdiklerine ulaştırmak üzere bagajlarını doldurmaktalar.

O zaman haydi Elazığ. Elazığ sporla çok zaman kaybettin. Şehre hiçbir katkısı olmayan hatta şehri olduğu kadar yardım yapıp destek olanları bile hırpalayan,  ama birilerinin hala “şehrin tek markası” rüyası gördükleri kısır döngüden çık ve bir yıl sürse de iyice düşün-taşın. Tartış, kamuoyunun gündemine getir. Kaş-göz yar ama sonunda markanı teke indir ve çık piyasaya.

 

Yorumlar 1
mehmet 19 Eylül 2019 15:32

Elazığ deyince aklıma hain adamın bisikleti olmaz sözü geliyor o kadar hain bir şehir ki hiç bir halt olamamış

Yazarın Diğer Yazıları