Serkan GÜRTÜRK

DERYA İÇRE OLUP DERYAYI BİLMEMEK

Serkan GÜRTÜRK

 

Allah, sevdiği kuluna önce kaybettirip sonra buldururmuş. İçinde bulunduğumuz değerlerden ve güzelliklerden habersiz yaşamak gibi bir zafiyetimiz var. Maddi ve manevi güzelliklere masar olduğumuz halde bunların yeteri derecede kıymetini bilmediğimiz, bu değerlerin elimizden çıktıktan sonra da hayıflandığımız birçok örnek olay vardır her birimizin hayatında. Ancak Allah’ın sevgili kuluymuşuz ki önce kaybeder gibi olduk, sonra bulduk da rahat bir nefes aldık.

Konu malum ve bilindik. Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, göreve başladığı günden itibaren farklı bir vali portresi çizdi. Valilik makamının kendine yüklediği resmi ve bürokratik işlemlerle birlikte şehrin kalkınması yönünde de bir şeyler yapılması gerektiğini gördü.

Klasik bir Vali olarak önüne yığılmış dosyalardaki resmi evrakları imzalama, zaman zaman randevu vererek kişi ve kurumlarla görüşmeyi aşan bir ufuk sahibiydi Vali Kaldırım.

Kalkınma Ajansı genel sekreterliğinin de verdiği tecrübe ve birikim ile şehrin sanayi ile birlikte; barındırdığı güzellikler ile turizm konusunda bir merkez olabileceğini gördü ve bunun için harekete geçti.

“Come to Elazığ”sloganı ile başladı işe. Elazığ’ın tarihi zenginlikleri yanında coğrafi zenginliklerine vurgu yapan özel paylaşımlar ve özel tanıtım programları düzenledi. Ardından da paydaş kamu kurumları ve sektörün temsilcileri ile birbiri ardına toplantılar yaptı.

Bu toplantılarda şehrin ekonomisine ve tanıtımına katkı sağlayacak turizm potansiyellerinin neler olduğu ve bu alanlarda neler yapılabileceğine dair bir konu başlıkları belirlendi ve her bir kurum kendisi ile ilgili çalışmalar başladı.

Ancak ve ne yazık ki Vali Kaldırım’ın bu ufkuna ve hızına hemen hepsi Elazığlı olan bizim resmi kurum müdürleri yetişemedi. İşi ağırda aldı ve rahatlarını bozma uğruna her ötelendi projeler.

Geçtiğimiz aylarda Vali Kaldırım tarafından keşfedilen ve en büyük tanıtımı, gazetemizin 10. yıl ödülleri vesilesi ile ilimize davet ettiğimiz ulusal televizyon ve haber sitelerinin temsilcileriyle tekne turu yapan Vali Kaldırım’ın bu gayretlerini devam ettirecek olan kurumlar, açılan bu yoldan yürüyüp geliştirmek yerine olayı hariçten izlemeyi sürdürdüler.

Vali Kaldırım’ın tanıtımı ve görsel şölenden sonra bölgeye gitmek isteyen öğrenci gurupları yönlendirme levhaları olmadığı için bulamadan ve bu güzellikleri göremeden geri döndüler. Tabiata ve bu güzelliklere âşık insanlar da kendi araçlarıyla gitmek istediler ancak bölgede kayboldular. Kanyonların tanıtılmasının ardından aylar geçmiş olmasına rağmen ilgili kurumlar ne harekete geçebildi ne de Valinin konu ile ilgili heyecanı duyabildi.

Allah’tan Malatya Valisi de o bölgeleri gezdi ve sonradan apar topar paylaşımını kaldırsa da  turizme kazandırmaya dair bir şeyler söyledi de bizler kendi değerlerimizin farkına vardık. Artık bu aşamadan sonra Vali Kaldırım’ın ne kadar öngörülü ve ferasetli olduğunu umarız bürokratlar da görür de üzerlerine düşen görevleri ivedilikle yaparlar. Şair’in

“ Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler

O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler”

Beytindeki acziyete düşmezler artık diye düşünüyoruz.

Ve buradan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İl Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğüne bir tavsiye… Her yıl bahar aylarında ve Hazarbaba dağında yapılan “Dağ-Doğa Yürüyüşü” etkinliğini bu yıl kanyonlara ve o bölge coğrafyasına doğru yapalım. Bu gezide; ulaşım, ikram, medya ve değişik konularda sponsorlar da ayarlanabilir, STK’lar ile de işbirliği içerisine gidile bilinirse kapsamlı bir tanıtım olur diye düşünüyoruz.Yoksa birileri gelir sahip çıkılmayan değerlerimize sahip çıkar.Bizler de ah vah eder dururuz.Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları