Serkan GÜRTÜRK

BÜYÜK HEDEFLERİ KAYBETMEK

Serkan GÜRTÜRK


Türk siyasi tarihi ve ticari camia, küçük çıkarlar ve menfaatlerle büyük hedeflerini kaybeden ve bu sebeple tarihin tozlu raflarında yer alan isimler çoktur hafızamızda.
 İlimizden birkaç belediyenin de adının karıştığı ve yasalarca insan kaçakçılığı olarak nitelendirebilen olaylar hemen her partiye mensup belediyeler tarafından meğer yıllardan beri yapılıyormuş.
Çok masum gözüken ve ülkemiz ve belediyelerimiz kasasından hiçbir bedel çıkmadan hatta zaman zaman belediyelere yapılan bağışlarla katkısı bile olan bu olaylar, elbette birilerinin iş bulması ve ekmeğe kavuşması gibi ulvi gaye ve amaçlar için yapılmıyor.
Ülkemizde özellikle doğu ve güneydoğuda yaşanan işsizlik ve yoksulluğun insanımız yasa dışı da olsa bir umut macerasının içine atabiliyor. İşte halkımızın bu mağdur ve muhtaçlığı birilerinin rant kapısı olabiliyor.
Zaten zar zor geçinen gariban insanlar, yeni bir dünya ve yeni bir hayat hayali ile kendilerinden talep edilen 6 ile 10 bin Euro’yu sağdan soldan denkleştirerek birilerine veriyor ve sistem, organize işlerin her bir kademesinde bulunan resmi kurumların da kolaylaştırıcılığı ile kusursuz işletilmesi ile vatandaş Almanya’ya sorunsuz ulaştırılıyor.
Çaresizlikten ve mecburiyetten bu yöntemi kullanarak yurt dışına gidip onuruyla ekmek kazanıp hem aracılara vermek için aldığı borcu kapatmak hem de para kazanıp memleketteki ailesine ve çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak hayali kuran inşaların bu düşüncesini ranta çevirmek ne ahlaka ne de vicdana sığmaz.
Hele hele bunu yasaların açıklığından istifade edip belediyeleri kullanarak yapılması ayrı bir utanç vesilesi. 
Halka hizmet eden kurumları bile kendi şahsi çıkarlarına alet eden ve bunu yaparken de buna ihtiyaç duyan kişilerde “insanlık ve adamlık” yapmış rollerine bürünmek gerçekten acı ve düşündürücü.
Umut tacirliği yaparak mağdur insanlara yeni bir hayat vaat eden çevrelerin bu işin yasal olmadığını, alınan paraların nasıl dağıtıldığını çok iyi bilmelerine rağmen bu sarmalın devam etmesine yönelik duyarsızlıkları ve hatta “nasıl olsa zararımız yok çıkarımız var” anlayışı ile değirmene su taşımaları ve hatta bunu mazur ve makul görmeleri, hak ve hukuk konusunda geldiğimiz noktayı göstermesi adına da önemli.
Yaşanan olaylar da gösterdi ki yapılan her bir usulsüzlük ve yanlışlık günün birinde karşınıza çıkıyor. Ne kadar saklansa ve gizlense de en küçük bir hata bile gelecekteki büyük hedeflerinizi yerle bir edebiliyor.
Hangi görev ve meslekte olunursa olunsun önce vicdan, sonra hak-hukuk ve kanunilik ilkesinin göz ardı edilmesi, düzeltilmesi mümkün olmayan olaylar olarak karşınıza çıkar ve ulaşmaya çalıştığınız hedefler için en büyük engel olur. Son söz: “Değdi mi ve değer miydi?

Yazarın Diğer Yazıları