Serkan GÜRTÜRK

BU REKTÖRLER ELAZIĞLI DEĞİL MİYDİ?

Serkan GÜRTÜRK

 

Geçtiğimiz Perşembe günü öğlen saatlerinde haber sitemiz ve sosyal medya adreslerimizde Fırat Üniversitesi Rektörlüğü için üç ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masasında olduğunu ve bu isimlerin Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu ve Prof. Erol Keleş olduğunu ifade etmiştik.

Bu haberimizin üzerinden saateler geçmemişti ki haber kaynaklarımız bizlere rektör olarak Prof. Fahrettin Göktaş’ın atandığını söylemiş ve bizler de bu haberi paylaşmıştık.

Birkaç saat sonra da Resmi Gazetede yayınlanan listede Fırat Üniversitesi rektörlüğüne Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ın atandığını görenler bizleri arayarak hem gazetecilik başarımızı hem de kaynaklarımızın sahihliğini takdir ettiler.

Sonuçta Fırat Üniversitesine Rektör olarak atanan Prof. Dr. Fahrettin Göktaş görevine başladı ve yapacaklarına dair bizlerde güven duygusu oluşturan konuşmasıyla hem Fırat’a hem de şehrimize yeni bir umut ışığı doğdu.

Çok şeyler söylendi yeni Rektör için. Çok hamaset ve şovenist şovlar icra edildi. Hakkında yalan yanlış bilgiler ve art niyetli ithamlarda bulunuldu.

64 isimden Elazığlı bir rektör bulunamadığından dem vuruldu. Bu atama üzerinden hiç hak etmedikleri halde siyasilerin etkisizliği ve hatta hiçliğine vurgu yapılıp mesnetsiz  eleştiriler yapıldı.

Bu çevreler Fırat Üniversitesini bir bilim yuvası olma özelliğini, bilimsellik ve objektiflik temelli hizmet sunması gereken bir kurum olduğunu unutup, “neden milletvekilleri atamada etkin olmadı” gibi her haliyle çelişki ve yanlışlık içeren paylaşımlarda bulundular.

Bu şehrin de ne yazık ki böyle bir hastalığı ve özelliği var. Bir konunun aslı olması gerekeni bırakıp “neden Elazığlı” değil gibi çok da realist olmayan bir kriter üzerinden giderek yorum yapıyoruz.

Rektörde olması gereken vasıflar, yapması gerekenler ve bunu yapma potansiyeli olma gibi şartları bir kenara bırakıp siyasi referansla bir Elazığlı atama sarmalına düşmek sığ ve çok basit yaklaşımdır.

Elbette sayıları bir elin parmağını geçmeyecek kadar Fırat Üniversitesine  rektörlük görevini yapacak ve başarılı olacak Elazığlı hemşerimiz vardı. Keşke onlardan biri atansaydı. Ama YÖK ve Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ı uygun gördü ve isabetli de oldu.

Bugüne kadar Rektörlük yapan ve eski ve köklü eğitim kuruluşu ülkemizin son sıralarına mahkûm eden Rektörler Elazığlı değil miydi? Görevini, sadece kendi siyasi çizgi ve yakınlarına kadro ihdas edip onları üniversiteye alan Elazığlı Rektörler değil miydi?

Araştırma görevlisi alımlarında bilimsel başarı, ehliyet ve liyakat yerine bir yerlerden referans ve özel hukuk kriterini esas alan Elazığlı Rektörler değil miydi?

Halkımızın birçok şikâyetlerine, her haliyle dökülen ve temizliği bile yapılmadığı için sağlıklı girenin hasta olup çıktığı üniversite hastanesinden sorumlu olanlar Elazığlı Rektörler değil miydi?

Kesikköprü’deki devasa araziyi on yıllardan beri değerlendirmeyip en ilkel metotlarla arpa ekmekten başka bir projesi olmayan rektörler Elazığlı değil miydi?

Yakın zamanda kendi oğlunu ve kızını kıyak kadrolarla üniversite bünyesine alan da Elazığlı Rektör değil miydi?

Şimdi dövünmek ve moral bozmak zamanı değil, şehrimiz için güzel hedeflere koşmanın zamanı. Şahsi hırs, kin ve kendi adayının Rektör olmaması duygusuyla karanlık tablolar oluşturmak şehrimiz için ihanettir. Nihayetinde Rektör Göktaş da görev süresi dolunca ilimizden ayrılacaktır. Bu şehir, biz ve Fırat Üniversitesi baş başa kalacağız. Fırat’a yapılacak her bir hizmet bize yapılmış olacaktır.

Bizim için yapılacak hizmetlere ve adımlara köstek olmak, destek ve moral motivasyon sağlamak yerine hissi garezlikler yapmak doğru olmaz ve sonuçları bizi vurur.

Yazarın Diğer Yazıları