Serkan GÜRTÜRK

BU NE RAHATLIK?

Serkan GÜRTÜRK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en çok gittiği illerin başında eminiz ki Elazığ gelmekte. Erdoğan’ın siyasi hayatında Elazığ’ın farklı bir yeri olduğunu biliyoruz.

Elazığlılar için de Erdoğan çok farklı bir yerde duruyor. Bir siyasi parti genel başkanı ve resmi görevlerinin ötesinde, gönüllerde ve kalplerde farklı bir yerde yer edinmiş durumda

Geçtiğimiz Pazartesi onlarca gelişlerinden birini daha gerçekleştirdi ve çok sevdiği gakkolarla yeniden buluştu.

Şehir ve açılış yapacağı yerler bir gelin gibi süslenmişti. Yapılan hizmetlerin halka buluşmasına şahitlik edecek, depremzedelerin evlerinin anahtarlarını teslim edecekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan için tüm hazırlıklar yapılmıştı belki ama onun hassas olduğu vatandaşın da mustarip olduğu önemli bir ayrıntı unutulmuştu.

Erdoğan telekonferans istemiyle anahtar teslim yaptığı üç noktada bağlandı ama üçünde de kendisine yeterli bilgi verilmediği gibi seçilen evler, O’nun hassas olduğu konular dikkate alınmamıştı.

Erdoğan, Elâzığ’ın yaşam kültürü ve ev kullanım alışkanlıklarını çok iyi bildiği için bağlantı yaptığı iki yerde de ev sahiplerine alacağı cevabın mutluluğunu kendisiyle birlikte tüm Türkiye’de yaşasın diye bilerek ve isteyerek, “eviniz 3 artı 1 değil mi?” sorusunu yöneltti. Ancak gelen cevap beklenen ve “oh ne güzel” dedirtecek türden değildi. Ev sahiplerden “hayır efendim 2 artı 1” cevabını alınca önce soğuk bir hava esti, Erdoğan’ın yüzü düştü. O hanede bulunan Ak Parti Milletvekili Zülfü Demirbağ da bu durumu görünce usta siyasetçiliğini gösterdi ve “efendim çekilen kurada ailemize 2 artı 1 ev çıkmış” dese de Erdoğan bu durumdan çok hoşnut olmadı.

Aynı diyalog ve aynı mahcubiyet, ikinci bağlantıda da yaşandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki bağlantıda da beklediği cevabı alamadı ve 3 artı 1 evlerin rahat ve konforunu gönül huzur ile yeterince anlatabilme fırsatı bulamadı. Haklı olarak doğalgaz rahatlığı kömürlük zahmeti muhabbeti ile durumu kurtarmaya çalıştı.

Üçüncü bağlantı bir köy evineydi ve bu konuda da ön bilgi verilmemiş olacak ki Cumhurbaşkanı Erdoğan “doğalgaz nasıl güzel mi?” diye sorunca evin hanımı karşıdan haklı ve doğal olarak “doğalgaz yok efendim soba yakıyoruz” cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı üçüncü bağlantıda olumsuz cevap alınca ciddi anlamda gerildi,  yüzü bir kez daha düştü ve bir an ne diyeceğine karar veremedi. Allah’tan aklı başına yeni gelmiş bir bürokrat “efendim orası köy evi köyde doğalgaz yüksek rakım olduğu için çekilemedi” suflesini verdi de Erdoğan da bunu ifade ederek olaya açıklık getirdi.

Bu yaşananlardan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yolda yapayalnız olduğunu ve etrafında bulunan birçok bürokrat ve teknokratın olaylara ne kadar gayriciddi ve duyarsız olduklarını gördük.

Şu bizim öve öve bitiremediğimiz bakanların, TOKİ ve AFAT bürokratlarının Erdoğan’ı ne kadar tanımadığını, onun hassasiyetlerini kuşanmadıklarını, sadece makamların keyfini sürdürdüklerini gördük ve üzüldük.

Cumhurbaşkanın yakınında olan ve onunla mesai arkadaşı olan, O’nun hassasiyetlerini ve olaylar karşısında vereceği refleks, muhataplarıyla gireceği muhtemel diyaloglar ve daha birçok konuda hazırlıklı olması lazım. Ve hatta bu üst düzey bürokratların, Cumhurbaşkanının bir bakışının bile ne anlama geldiğini bilmesi ve ona göre anında eylem planı geliştirmesi gerektiğini bilmesi lazım.

Sizler, Cumhurbaşkanı ile görüştüreceğiniz iki evden bağlantı yapıyorsunuz ve muhtemel bile olmayan, sorulması kesin olarak bizlerin bile bilebildiği “3 artı 1’mi?” sorusunun gelebileceğini tahmin edemiyorsanız bırakın gidin bu işi.

Siz Erdoğan’ın bağlantı yapacağı köy evi için teknik bilgi verememişseniz gerçekten vazgeçin bu sevdadan ve dönün evinize.

Cumhurbaşkanının halkımıza teslim etmekten onur duyacağı ve 3 artı 1 evleri hangi mantıkla yeterince yapmamış insanları 2 artı 1 evlere mahkûm etmiş ve bunun sonucu Erdoğan’ı da halkımıza karşı mahcup etmişseniz lütfen terk edin o makamları.

Bu ne ufuksuzluk, bu ne öngörüsüzlük, bu ne duyarsızlıktık ve bu ne aymazlıktır…

Her şeyinizi borçlu olduğunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu konuma düşürmek ve Çevre ve Şehircilik Bakanına, ne TOKİ Başkanına ne de AFAT başkanına yakışmıştır.

Bu yanlışlıklarda yerel yöneticilerin ve milletvekillerinin hiçbir dahli ve kusuru yoktur. Çünkü bu işleri planlayan Bakanlık ve Ankara kurumları ile organizasyon şirketi olan ALTUS firması yetkileri, çokbilmiş tavırları ve yerel aktörlere tepeden bakan baştan aşağı ukalalık kokan yaklaşımlarını bilmeyen yoktur. Kaldı ki yerel yöneticiler de bu tavırlardan rahatsız ve bizar olmuşlardır her zaman.

 Tüm Elazığlılar gibi bizler de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seviyor ve onun Türkiye’yi ulaştırmak istediği medeniyet tasavvuruna yürekten inanıyoruz. Ve bu uğurda, ülkemizim her alanda en önlerde olması konusunda üzerimize düşeni her zaman yapmaya yürekten bir sevgiyle hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.  Ama keşke bu duygu Ankara’nın yüksek rakımlı makamlarında oturan yetkililerin de gönlünde olsa.

Yazarın Diğer Yazıları