Çok partili siyasal hayata geçtiğimiz günden bugüne ülkemizdeki demokratik hayat ve yasama görevi iktidara, yapılan icraatları denetleme ve yanlışları gündeme getirme görev muhalefete verilmiştir.
Sağlam ve güçlü bir iktidar için güçlü bir muhalefetin varlığı da çok önemlidir. Dünya üzerinde genel olarak muhalefet kavramı doğruya doğru, yanlışa yanlış olarak tezahür ederken, ülkemizde özellikle de CHP’nin şahsında doğruya bile yanlış algısı etrafında cereyan etmiştir.
CHP, eskiden beri muhalefet yapma adına S-400 olayında da açıkça görüldüğü gibi milli konularda bile, ülkenin ve dolayısıyla halkın can güvenliğinin korunması hususunda bile sırf muhalefet yapma adına fikri sapmalar göstermiştir.
Ancak bir CHP’li var ki CHP’nin bu yerleşik ve zaman zaman psişik hallerini yerle bir etmesini bildi.
Bir CHP’li düşünün ki, Tunceli'de PKK'lı teröristler tarafından katledilen öğretmen Necmettin Yılmaz ile ilgili bir TBMM’de sert bir konuşma yapsın.
Bir CHP’li düşünün ki, CHP sözcülerinin aksine; Tunceli milletvekili olmasına ve bölgede ciddi HDP oyları olmasına rağmen konuşmasında; Türkiye'nin terörden çektiği sıkıntıları ve güvenlik güçlerinin içinde bulunduğu sıkıntıları cesurca dile getirsin ve adeta haykırsın.
Bir CHP’li düşünün ki, TBMM’de yaptığı bu yürekli konuşması sebebiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisini telefonla arasın ve teşekkürlerini iletsin.
Bir CHP’li düşünün ki, “70 yılda iktidar olamayan, son 9 seçimden yenilgi ile çıkan, CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’na “Siyasette başarının ve başarısızlığın sandıkta seçimi kazanmak veya kaybetmek olduğunu hatırlatıp istifasını istesin.
Bir CHP’li düşünün ki kendisinin atadan ve dededen CHP’li olduğunu söylesin ve milli politikaları kendi partisinin aykırı duruşuna rağmen desteklesin.
Bir CHP’li düşünün ki 41 yıl sonra Elazığ’dan seçilerek TBMM’ye gitsin.
Bir CHP’li düşünün ki kendi parti tabanı dışında merkez sağ hatta milliyetçi cenahtan hatta saadet partisinden oy alsın.
Bir CHP’li düşünün ki seçildiği ilk günden itibaren Elazığ sokaklarında gezsin, halkla ve esnafla buluşsun.
Bir CHP’li düşünün ki, muhalefet milletvekili olmasına rağmen şehrin tüm sorunlarıyla ilgilensin, iktidar milletvekilleri ile birlikte hareket edebilsin…
Bir CHP’li düşünün ki şehrin markası Elazığspor’a maaşının yarısını versin.
Bir CHP’li düşünün ki klasik muhalefet anlayışı yerine yapıcı ve yönlendirici muhalefet yapsın. Geçmişte ve bugün Ak partili milletvekillerinin ve belediye başkanlarının gerçekleştirdiği hizmetleri takdir etsin ve her platformda övsün.
Ve bir CHP’li düşünün ki Elazığ’a yapılan ve yapılacak yatırımları gündemine alsın ve “Elazığ’da yapılan yanlış yatırımların ekonomiye kayıpları ile ilgili, hem de yapılması gereken yatırımların hangi boyutta olduğu konusunda desteklenmesi ve ödenek aktarılması ile ilgili sayın Cumhurbaşkanına bir rapor hazırlıyorum. Bu rapor verilere ve sonuçlara dayalı olacak. Diyerek iktidar milletvekillerinin ellerini güçlendirsin.
…..Ve bir CHP’li düşünün ki muhalefette bile iktidar milletvekili gibi şehre hizmet etsin…
Bu CHP’linin adı Gürsel, soyadı Erol…
O, her görüşten ve yaştan insanın gönlüne girmeyi başaran partisine rağmen ülkesinin ve şehrinin yanında olan bir vekil…
Gürsel Erol, hazırladığı dosyayı böyle bir şey mümkün olamaz ve buna asla cesaret edemezler ama diyelim ki oldu ve Ak Partili milletvekilleri Cumhurbaşkanından bir randevu talebine karşın onlardan önce randevu alır ve hazırladığı dosyayı sunar mı?
Evet.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürsel Erol’u Ak partili milletvekillerinden daha çok dinler ve dosyasında yazılı konularda ilgili bakanlıklara anında talimat verir mi?
Evet.
Talimatı alan bakanlar anında Hamzebey, Uluova ve Kuzova projelerine ödenekleri çıkartır mı?
Evet.
Gürsel Erol, Elazığ’da yapılacak hizmet açılışlarına bizzat Cumhurbaşkanlığı tarafından davet edilir ve kurdeleyi birlikte kesilir mi?
Evet..
Ve bizler tüm bu gerçeklere rağmen Gürsek Erol’a hala muhalefet milletvekili gözüyle bakabilir miyiz?
Hayır…
Böyle muhalefete can kurban, böyle vekile can feda…
Sizin muhalefetiniz iktidardan daha çok şehre yarıyorsa buna muhalefet değil şehrine sevdalılık ve şehrine vefalılık denir…. Teşekkürler Gürsel Erol…
