Serkan GÜRTÜRK

BİNALİ YILDIRIM'DAN SİYASİ DERS

Serkan GÜRTÜRK

 

23 Haziran İstanbul seçimleri millet ittifakının zaferi ile sonuçlandı. İstanbul 5 yıl süre ile İmamoğlu ve ekibine emanet. Seçimlerin bu şekilde sonuçlanması ve Ak Parti’nin 13 bin oy farkını yenilenen seçimle kapatıp öne geçeceği varsayımında bulunanlar yanıldılar. Ve sadece Ak Parti değil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 yıl sonra ilk kez İstanbul’da mağlup oldu.

Seçimin akşamında daha sonuçlar tam belli değilken, Ak Parti’den bazı aklı evvellerin herhangi bir “hile var, aldatma var” gibi gereksiz bir açıklama yapmasına fırsat vermeden ve seçimi kazanan İmamoğlu’ndan da önce “seçimi İmamoğlu kazanmıştır, kendisine ve İstanbul’a hayırlı ve uğurlu olsun” mesajını veren Binali Yıldırım, hem kendi camiasına siyasi bir ders hem de tüm halka siyasi olgunluk ve nezaket örneği vermiştir.

Binali Yıldırım’ın bu açıklaması, her dönem durumdan vazife çıkartarak “hiçbir şey olmamışsa mutlaka bir şey olmuştur” saçmalığını serdeden Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve bazı akılsız kalemşörlerin önünü kesmekle kalmamış, demokrasinin ve halkın tercihine saygı duyulması ve bunun olgunlukla kabul edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

İstanbul’u beş yıllığına yönetecek ekip ne kadar başarılı olur ya da olur mu onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak seçim yenileme ısrarı gibi farklı bir yanlış için adım atılması ve bunun jet hızıyla Resmi Gazete ’de yayınlanması da kamuoyunda hoş karşılanmadı.

İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine bağlı şirketlerin üst düzey yöneticilerini atama yetkisini belediye başkanından alarak belediye meclisine verme hamlesi 23 Haziran seçimlerinde verilen benzer bir halk tepkisini de celp edebilir.

Halkın beş yıllığına tam yetki verdiği ve bugüne kadar da hep uygulanagelmiş ve kullanılmış yetkiyi başkandan almak ve meclis üyelerine vermek, adını ne koyarsanız koyun rol çalmaktır.

Yapılan bir değişiklik ile beş yıl sonra başarısız olan belediyeler suçu ve sorumluluğu kendi inisiyatifi dışında atama yapılan belediye şirketlerine atabilir ve bunda da haklı sayılabilir.

 23 Haziran seçimleri de gösterdi ki hakla inatlaşılmaz. Halka rağmen, hukuka rağmen yapılan zorlama ve dayatmalar ters tepiyor ve bunu yapanı vuruyor. Yönetimde iki başlılık olmaz ve bu yapıyla halka hizmet edilemez.

Eğer beş yıl sonra İstanbul ve Ankara yeniden kazanılmak isteniyorsa seçilen başkanların eski yetkileri de verilmeli ki başarı ya da başarısızlığın hesabı sandıkta sorulabilsin. Yapılan bu değişiklikle hesabın kimden sorulacağı bile belli olmayacaktır. Muhatap belediye başkanı mı yoksa belediye meclis üyeleri mi olacaktır bilinmeyecektir.

Yetki tümüyle seçilen başkanda olsun ki hesabı da ondan sorulsun.  Bu başkanların başarılı olmasından mı korkuluyor? Halkın memnun ve huzurlu olmasından mı korkuluyor. Bu düşünce, milletini ve ülkesini seven hiçbir fertte ve siyasi ahlakta olmaması gereken bir duygudur. Mevcut belediye başkanları başarılı olacaksa ve bunun karşılığında beş yıl sonra seçimleri yeniden kazanacak bir teveccühe mazhar olmuşlarsa onlara bu görev analarının ak sütü gibi helaldir ve böyle görülmelidir.

Onların başarısızlığını istemek ve bunun halktaki olumsuz yansımalarını yansımasını keyifle izlemek vicdanlı ahlaklı bir siyasi tutum ve anlayış olamaz. Bunlardan uzak olmayan ve kendini bu duygulardan sıyırmayan siyasi düşünce ve oluşum da asla başarılı olamaz. Herkesin bu konuda Binali Yıldırım’dan ders alması gerekir.

Bunları birilerini eleştirmek için de yazmadık. Hani son günlerde sosyal medyada hakkı ve doğruyu söylemeyip her şeyi tozpembe olarak gösteren yalaka ve şahsiyetsiz danışmanlar ve yazarlar sıklıkla ve haklı olarak eleştiriliyorlar ya… Bizler, ülkenin dün de bugün de yarın da tek umudu ve lideri olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyoruz ve onun bir daha yenilgi yaşamasını istemiyoruz. Bunu ne şahsımız ne de farklı bir beklentimiz olduğu için değil, Erdoğan’ı sevdiğimiz ve ona ülkenin ihtiyacı olduğu için yapıyoruz. Elimizden gelen de sadece bu…

Yazarın Diğer Yazıları