Elazığ, 2002 yılından beri Ak Parti’ye verdiği desteğin karşılığını hizmetleri yeterince alabilmiş bir il değil. Yıllardan beri belki de karşılıksız verdiği bu desteğe, şükran duygularının bir yansıması olacak birçok hizmet belki var ama itiraf etmek gerekir ki bunların da sırrı bürokrat ve siyasetçi uyumundan geçiyor.
Siyasilerle uyum içerisinde olan, kendi birimi ve şehri ile ilgili sorun ve problemleri dert edip bunu çözüm mekanizmaları ile bilimsel ve olabilirlik çerçevesinde paylaşan ve bu noktada siyasilerin elini güçlendirecek alternatif proje ve alternatif maddi kaynak teklifleriyle giden bürokratlar hem başarılı oluyor hem de çözülemez denen sorunları çözüyor.
Bürokratlarımız, kendilerini o makama atanması sürecinde siyasilerle olan diyalog ve iletişimini o göreve atandıktan sonra bu kez de proje ve teklifler anlamında sürdürebilseler aslında birçok problem de çözülecek ve siyasilerin de eli güçlenmiş, yüzleri ak olacak.
Ancak şimdiye kadarki teamüller gösterdi ki bir bürokratın atanması genelde siyasilerin kontenjan usulüne göre yapılıyor. “Şu müdürü sen atadın bunu da ben atıyorum” mantığıyla yapılan atamalarda bürokrat şehre ve tüm siyasilerin taleplerine hizmet etme yerine kendisini atayan iradeye saygı duyuyor ve sadece bir merkezli çalışıyor.
Bir siyasinin kontenjanıyla atanan bürokratın özellik ve kriteri ise; liyakat, ehliyet, dava bilinci ve samimiyetten öte ne yazık ki belirli dönemde ve sırf bu amaçla o siyasinin etrafında pervane olmaktan kaynaklı şahsi yakınlık ve özel dostluk(?) oluyor.
Ak Parti’nin bugüne kadar işte bu diyeceğimiz ve makamla değil makamına değer kazandıran en önemli atamalarından biri de Gençlik Hizmetleri ve Spor il Müdürlüğünde yaşandı.
İki bakanlığın birleşmesi ile spor hizmetlerinin yanında tüm öğrenci yurtlarının da görev sahasına girmesiyle birlikte şehrin en önemli ve gözde birimi olan Gençlik Spor İl Müdürlüğü, birleşme sürecinin getirdiği bocalama yanında, özellikle yıkılan stadyumun yerine yenisinin yapılmasının gecikmesi ve profesyonel maçların yapılacağı bir sahasının olmaması sorunlarının içinde boğuşurken önemli bir gelişme yaşandı ve isabetli bir kararla Abdulsamet Eren İl Müdürü olarak atandı.
İşte o gün bir şey değişti, ardından her şey değişti... İşte o bir şeyin değişip her şeyin değişmesine ve sorun gibi görünen birçok problemin aslında dert edinme, bunun çözümü için uykularını kaçırma ve mutlaka çözüme ulaştırma ilkesine sahip bir İl Müdürü atanmasıyla olmuştu.
Yıkılan ve inşaatı ödeneksizlikten dolayı bir türlü başlatılamayan stadyum, profesyonel iki takımının resmi maçlarını oynayacak bir sahasının bile bulunmaması sebebiyle Ak Parti’nin en çok eleştirildiği ve tepki aldığı süreçte yaşanan bu değişimin hizmet olarak şehre yağma hikâyesi de Eren’in İl Müdürü olarak işine dört elle sarılmasıyla başarıldı.
Milletvekili Metin Bulut’un bir televizyon programında “beni en çok arayan ve proje teklif eden İl Müdürümüz Gençlik Spor il Müdürümüz Abdulsamet Eren’dir ve ben bu sık sık aranmaktan ve projeleri takip etmekten asla şikâyetçi değilim hatta çok memnunum” diyerek aslında hem Eren’i takdir ettiğini ifade ediyor hem de diğer bürokratlara mesaj veriyordu.
Çalışma üslubu ve performansını takdir ettiğimiz müdürümüzün vekâleten yapılan atamasının asalete çevrilmesi çok önemli bir kazanım olmuştur.
Abdulsamet Eren gibi değerlerimiz ve cevherlerimiz, İl Müdürlüğünü de asaleten atanmayı da hak eden asil insanlardır.
Rüştünü, samimiyetini, gayretini ve süreç değil sonuç odaklı çalışmalarından dolayı ödüllendirilen ve vekâlet atamasının asalete çevrilmesinde emeği geçen siyasilerimize ve bu iradeyi mahcup etmeyerek başarılı çalışmaları ile göz dolduran İl Müdürümüz Abdulsamet Eren’e teşekkür ediyoruz.
