2023 seçimleri öncesi siyasi bir hareketliliğin başladığını aday adaylığı düşünen isimlerin gezi, ziyaret ve öne çıkma gayretlerinden rahatlıkla fark edebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerde yeni yüz ve isimlere öncelik vereceği düşüncesinin öne çıkması, birçok aday adayında bir heyecan oluşturdu.
Bu isimlerden en çok öne çıkan aday adayları iş insanı Veysel Demirci ile yine İstanbul’da iş insanı olan ve Maden, Sivrice, Alacakaya ilçelerinin temsil etme adına listede kendine yer arayan Mehmet Karacadağ.
Veysel Demirci, ülkemizin birçok ilinde önemli projeleri hayata geçiren ilimiz altyapı ve biyolojik arıtma tesisi ihalesini alan ve son yıllarda birçok bakanlıktan davetiye usulü ile imtiyazlı ihaleler alan bir iş insanı.
Kendisinin her ne kadar zarar etse de Ankara bürokrasisi ve siyasetinin kesişme ve buluşma noktası olan Çukurambar’da restorantı bulunuyor. Birçok önemli görüşmeler bu mekânda yapılıyor.
Demirci’nin eski ve son Başbakan Binali Yıldırım ile de yakınlığının olduğu yine birçok Bakana özel uçaklarını tahsis ettiği ve bundan kaynaklı özel dostlukları olduğu da biliniyor.
Siyasilerin gücü elinde bulunduran ve bir çok imkanı bulunan iş insanlarına dönemsel zafiyetleri, Demirci’ye öylesine bir özgüven patlaması yaşatmış olacak ki geçtiğimiz haftalarda ziyaret ettiği birçok basın kuruluşunda “Cumhurbaşkanı Erdoğan isterse aday olurum” gibi önemli ve okkalı bir cümle kurdu. Birçok basın yayın kuruluşu bu cümleyi pek ciddiye almayıp pas geçse de bir gazetemiz bu cümleyi ilgili ziyaret haberinin başlığı yaptı ancak haber kısa bir süre sonra yayından kaldırılarak başka bir başlık ve formata dönüştü.
Veysel Demirci, kendisinde nasıl bir güç, yetenek, donanım ve birikim gördüyse ve kendisinin bu tecrübe ve birikimine Ak Parti’nin ne kadar çok ihtiyacı olduğu vehmine nasıl kapıldı bilmiyoruz ama Erdoğan’ın kendisine milletvekili teklif etmesini beklediğini söyleyecek kadar buna kendisini inandırmış durumda.
2023 seçimleri elbette önemli ve Ak Parti için ölüm kalım meselesi. Ak Parti de bu gerçeği bildiği için rüzgârlarını para ve şöhretin şişirdiği, kendisinden nemalanan ve danışman adı altında etrafında pervane olan yıpranmış, kirlenmiş ve toplumda hiçbir karşılığı ve itibarı kalmamış isimlerin gazına gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan davet beklemede nirvanaya ulaşmasını, ticarette iyi olsa da siyasetteki tecrübesizliğine veriyoruz.Aynı zamanda saçıyla,sakalıyla magazin imajı vermek ise tam bir akıl tutulması...
Umarız Demirci’nin ayakları erken yere basar ve bazı çevrelerin gazına daha çok gelmeyerek kendi alanındaki yetkinliğini ve saygınlığına odaklanır. Çünkü aynı danışmanlar ve etrafında dost gözüken isimler, birçok kişinin siyasi hayatını başlamadan bitirmek gibi bir kötü şöhrete ve unvana sahipler.
Maden, Sivrice ve Alacakaya ilçe halkları ve bu bölgeden siyaset düşünen isimlerin ortak bir talebi var. Kim olursa, hangi isimde karar kılınırsa kılınsın listede mutlaka bu yöreden bir ismin yer almasını bekliyorlar.
Bu talep çok da yabana atılmayacak makul bir talep. Çünkü 1950’lerden bugüne Suphi Ergene dışında bu yöreden hiçbir isim milletvekili olarak meclise gidemedi.
Bu bölgede ismi öne çıkan isimlerin başında Fethi Sekin Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erol Keleş geliyor.
Keleş ile birlikte bu bölgede ciddi bir rüzgâr estiren, aylar öncesinde kendi seçim bürosunu açan, bu mekânda önemli etkinlikler yaparak bölge insanının sesi olan Mehmet Karacadağ’a bir ilginin olduğu gözüküyor.
Karacadağ, iş hayatını Elazığ dışında gerçekleştirmekten dolayı şehir genelinde yeterince bilinmiyor. Bu eksikliği gidermek için bir gayreti var. Ancak aynı yakın çevre sonunu ne yazık ki Karacadağ’da da var. Yöre halkının çok da itibar etmediği, siyaseten de günlük yaşamda da sıkıntılı ve sorunlu isimlerle kalabalık oluşturma kompleksine girmesi, duyarlı bölge halkını bir adım geri çekilmesine sebep oluyor.
Buradan yaptığımız değerlendirmeler, şehirdeki siyaseti yakından takip eden ve iyi gözlem yapan bir gazetecinin tarafsız ve objektif düşünceleridir. Bir dost tavsiyesi olarak görülüp ve önlem alınması dileklerimizle…